1. HABERLER

  2. BASIN AÇIKLAMASI

  3. BAKAH Hedeflerini Kamuoyu İle Paylaştı
BAKAH Hedeflerini Kamuoyu İle Paylaştı

BAKAH Hedeflerini Kamuoyu İle Paylaştı

BAKAH (Barış ve Kardeşlik için Toplumsal Mutabakat Hareketi) Bileşenleri Bugün Van Ova İş Merkezi Önünde yaptıkları bir açıklama ile BAKAH'ın Manifesto'sunu basın ve kamuoyu ile paylaştı. Manifestoyu platform adına N.Mehmet GÜLER okudu.

04 Ağustos 2010 Çarşamba 16:18A+A-

Metnin tamamı:

BARIŞ  VE KARDEŞLİK İÇİN TOPLUMSAL MUTABAKAT HAREKETİ  (BAKAH) MANİFESTOSU

"Şiddete Hayır, Diyaloga Evet"

"Tunditiyé re na, Jı péwendi û axıftıné re eré!"

İLKELER

Biz, "Şiddete Hayır, Diyaloga Evet" diyen, dürüst ve vicdan sahibi herkes adına "Barış İçin Toplumsal Mutabakat" oluşturma çabasında olan bir hareketiz.

Adalet temel ölçümüzdür, her türlü çifte standardı reddediyoruz.

Şiddetin, bütün çözümlerin önünü tıkadığına inanıyoruz.

Barış, toplumsal bir talep ve acil bir ihtiyaçtır.

HEYMANÊN ME

·   Em bi ser navé  kesén "Tunditiyé re dibén na, Ji péwendi û axıftıné re dibén eré!" xwedi vijdan û rast, me "Ji bo aşitiyé û hevkiréna civaki" ev tevger afirandiye.

·   Pivana ximé me dadiye. Hemu cureyén durutiyé em red dikin.

·   Em di wé baweriyé dane tunditi péşiya hemu riyén çareseriyé di xitimine.

·   Aşiti daxwazeki civaki û hewcehiyeke pir leze.

HEDEFLER

Şiddetin, bütün araç ve boyutlarıyla sona ermesi ve diyalog ortamının oluşturulması.

Barışı arzulayan herkesi buluşturarak, toplumun tüm kesimlerini bu ortak yaraya duyarlı kılmak ve barış çabalarını örgütlemek.

ARMANC

·   Péwiste hemu amurén tunditi yé bén dawikirin. Riyén çareseri û péwendiyén bén wekirin.

·    Hemu aliyén civaké yén aştixwaz piwiste dest bıdın hev. Ji bo birina me ya hevpar, rébazén aştiyane pékbinin û réxistinén hevpar bi afirin in.

Ülkemizde 26 yıldır devam etmekte olan çatışma ve şiddet ortamı, sorunların çözümüne katkı sağlamadığı gibi kin, nefret ve kutuplaşmalara yol açmıştır. Bu süre zarfında on binlerce insanımız hayatını kaybetmiş; köyler, ormanlar, iş yerleri yakılmış; yaşama hakkı  çiğnenmiş, büyük şehirler güvenlik açısından yaşanmaz hale getirilmiş ve ülkenin milyarlarla ifade edilen serveti heba edilmiştir.

Tarih boyunca devasa sorunların şiddetle çözüme kavuştuğu görülmemiştir. Şiddetle sağlanan sessizliğin ise kalıcı barışı temin ettiği vaki değildir. Şiddet; daha çok ölüm, daha çok gözyaşı, daha çok yıkım ve tükeniş demektir.

İnsanlığı derinden yaralayan ve etkileri çok uzun yıllar süren bu şiddetin son bulması için sivil toplumu harekete geçmeye, sivil tepki vermeye ve barış için toplumsal mutabakata davet ediyoruz.

"Barış, hükümlerin efendisidir."Barış; insanlığın tarihi ile başlayan harp kavramının zorunlu ve kaçınılmaz sonucu olarak ihtiyaç duyulan bir insani durum ve toplumsal bir olgudur. Bu topraklar, var olduğu günden itibaren acımasızlığa, şiddete, kana, ölüme, yokluğa, yoksulluğa, sürgünlere, aşağılanmaya maruz kalmış ve kazanan-kaybeden taraf kim olursa olsun, kaybeden "insan" olmuştur.

Şiddetin durmasının, sorunların çözümü için bir başlangıç olduğunu bilenler olarak, mutlaka şiddetin durdurulması gerektiğini söylüyor ve çatışan tarafları derhal bu şiddet halini durdurmaya davet ediyoruz. Konuşmadan, diyalog sürecine girmeden, kördöğüşü şeklinde devam eden bu kaos ve bırakujî (kardeş kavgası)'nın daha çok ölüm, daha çok acı, daha çok kötülüğü beslediği ve besleyeceği ortadadır. Bu savaşın maliyetinin yine bizim cebimizden, cüzdanımızdan, emeğimizden, alın terimizden, rızkımızdan, çocuklarımızın geleceğinden, uykusuzluğumuzdan, toplumsal huzur ve sükûnetimizden ve en önemlisi geleceğimiz ve yaşama hakkımızın mahremiyetinden çalınmasına artık müsaade etmiyoruz.

Toplumsal yarayı derinleştiren, kin öfke biriktiren, ahlaki olarak zorlayıcı olan cenazeler üzerinde yapılan tahribatlar, linç girişimleri acilen durdurulmalı.

Her eve bir yangın gibi düşen cenazeler istemiyoruz. Ölüm üzerinden yürütülen kin, nefret, düşmanlık gerekçelerinin eninde sonunda bunun rantını yiyenlere de bir ateş topu gibi döneceği sonucuna dikkat çekerek, çocuklarımızın, annelerimizin, genç kız ve gelinlerimizin, boynu bükük bırakılmış yetimlerimizin, matem çığlıklarının asumanı titrettiği acılı ve üzüntülü bir hayatı istemiyoruz.

Son olaylar üzerinden, bazı kurum-kuruluş temsilci ve çevrelerin Kürtlerin temel hak ve özgürlük taleplerini manipüle etmeye kalkışmaları  siyasi basiretsizliklerinden, başından beri çözüme katkı  sağlamak istemeyişlerinden, bölünme fobilerinden belki de siyasi rantlarının kaybolması korkusundan kaynaklanıyor olsa gerek.

Siyasi iktidarın bu ülkenin en temel sorununun Kürt sorunu olduğunu kabul etmesi, buna yönelik söylemleri, cesaret ve umut verici olmuştu. Ancak açılım söyleminin içi bir türlü doldurulamamış ve başlarda 'Kürt açılımı' diye ismi konulan bu şey daha sonra 'Milli Birlik Projesi' denilerek gittikçe kuşa çevrilmiş ve 92 konseptine benzer bir konsepte evrilmiştir. Tüm bu zorluklara rağmen hükümet her türlü kaygı ve çıkar hesaplarının ötesinde, risk alarak Kürt açılımının içini doldurmalı ve ivedilikle pratiğe yönelik somut adımlar atmalıdır. Hükümetin kendi varlığının yanı sıra bütün ülkenin geleceğinin de bu sorunu çözmeye bağlı olduğu unutulmamalıdır.

Geçmişte, ateşkeslerin, barış girişimlerinin yeterince değerlendirilmemesi çözümsüzlüğe hizmet etmiştir. Bundan sonra oluşacak barış ortam ve çabalarının dikkatle ele alınması gerekir. Çatışmalar süresince benzeri oluşumların sebep olduğu facialar dikkate alınarak, şiddette, çözümsüzlükte ısrar anlamına gelen, özel ordu gibi arayışlardan vazgeçilmelidir.

Adalet, özgürlük, eşitlik, barış gibi bazı ortak değerlerde buluşmayı  ve oturup konuşmayı beceren insanların bulunduğu bir vicdan zemini oluşturmak istiyoruz. Bu yüzden devletin her türlü operasyonları  durdurmasını, PKK'nin de eylemsizlik kararı almasını sorunların çözümü için başlangıç ve zorunlu bir yol olarak teklif ediyoruz. Bu sebeple çözümde etkin rol alacak bütün dinamiklerin sürece müdahil olması gerektiği konusundaki davet ve ısrarımız son derece net ve anlaşılırdır. Bu, çaba gösterilmeden olacak bir süreç değildir ve barış gönüllüleri olarak, vicdan sahibi, hakkaniyet hassasiyetini yitirmemiş, kan üzerinden bir kazanç ummayan herkesi ve her kesimi bu kanı durdurmak, bu yangını söndürmek için meydanlara, sokaklara, hayatın içine çağırıyoruz.

Biz sivil toplum gönüllüleri olarak, hiçbir siyasi görüşün ve kesimin vesayeti altına girmeden, bundan sonraki süreçte daha aktif ve kalıcı  bir tutum sergileyeceğimizi ve canımızı yakan bu çatışma ortamının sona erdirilmesi için Van'dan başlayarak bütün bölgeye ve oradan da doğusuyla batısıyla tüm ülkeye yayılarak sesimizi daha etkili ve gür çıkarmaya kararlı olduğumuzu ilan ediyoruz.

Vicdan sahibi bütün kesimleri davet ettiğimiz "şiddete hayır, diyaloga evet!" sloganı çerçevesindeki bu yeni dönemde, çatışmayla zafer elde edeceklerini sananların gücüne rağmen, korkmadan, paniğe kapılmadan ve gerekirse bedel ödeyerek geleceğimizi karartan bu çözümsüzlük konseptine karşı direneceğimizi deklare ediyoruz.

Bu süreci doğru işletebilmek ve manipülasyonlara meydan vermemek için örgütlü olmak gereği açıktır. "BAKAH HAREKETİ" (Barış ve Kardeşlik İçin Toplumsal Mutabakat Hareketi) herkesin bu konuda seslerini, güçlerini, imkânlarını ve her türlü araçlarını bu insanlık yürüyüşüne katabilmek, "Barış İçin Toplumsal Mutabakat" sağlayabilmek için kuruldu. BAKAH bu konuda herkesin ve her kesimin ortak vicdanı, ortak aklı olma, sorumluluğu toplumsal paylaşım temelinde kabul etme ve tüm sivil aktörleri sorumluluk almaya katma çabasındadır. Herhangi bir grubun, herhangi bir yapının değil insan olmanın, aynı yarayla canı yanmanın, aynı sancıyla uykusuz kalmanın ve barışın bu süreçte tek mümkün yol olduğuna inananların temsilcisi olma amacındadır. Onurlu ve adil bir barışın sağlanması için sorumluluk almaya ve her türlü bedeli ödemeye hazırdır. Barış İçin Toplumsal Mutabakat Hareketi olarak, şiddetin, çatışmaların ve silahın ortak akıl üzerindeki vesayetinin sona erdirilmesini istiyor ve toplumsal inisiyatif olarak "ARTIK YETER!" 'ÉDİ BESE!" diyoruz. Kamuoyuna saygıyla arz olunur.  

BAKAH (Barış İçin Toplumsal Mutabakat Hareketi) BİLEŞENLERİ 

İNSAN-DER / VİMDER / UMUT IŞIĞI DERNEĞİ / MAZLUMDER / ERDEM-DER / GÖKKUŞAĞI DERNEĞİ / VAN KARDELENLER KADIN DERNEĞİ / İLİM YAYMA CEMİYETİ / BİN MARİFET DERNEĞİ / VAKIF KİTAP SARAYI / FATİH ERKEK K.K. / VAN CANSUYU DERNEĞİ / VEREN-EL DERNEĞİ / BİLGİ DERNEĞİ / DOSTELİ DERNEĞİ / ANADOLU GENÇLİK DERNEĞİ / İLİM İRFAN DERNEĞİ / DİN GÖREVLİLERİ DERNEĞİ / ÖZ-GE DER / TOÇ-BİR-SEN / SAĞLIK-SEN / ENERJİ-BİR-SEN / DİYANET-SEN / BÜRO-MEMUR-SEN / BEM-BİR-SEN / KÜLTÜR-MEMUR-SEN / BAYINDIR-MEMUR-SEN / EĞİTİM-BİR-SEN / ULAŞTIRMA-MEMUR-SEN / BİRLİK HABER-SEN / VAN AKTİF DER / VAN HİZMET-İŞ/ERCİŞ BAŞAK-DER/ERCİŞ ŞAFAK-DER/BAHÇESARAY-DER/ŞEHRİVAN GAZETESİ/VANTİMES GAZETESİ/ VAN-HAKKÂRİ TABİPLER ODASI/KENT KONSEYİ/ VİYANDER/HAKKÂRİ  ÖZGÜR YAŞAM-DER/VANGİAD/İHD/ GÖÇ-DER/ MEYA-DER/ARTOS-DER/BARIŞ ANNELERİ İNSİYATİFİ/TUYAD-DER/KURD-İ-DER/VADAY/MUHTARLAR DERNEĞİ/KESK/EĞİTİM-SEN/SES/BES/TARIM ORKAM-SEN/HABER-SEN/BTS/YAPI YOL-SEN/ DİVES/ KÜLTÜR-SEN

HABERE YORUM KAT