
Atatürk’ün Manevi Kızından Katliam İtirafları
Türkiye’nin ilk kadın pilotu Sabiha Gökçen, dönemin Tan gazetesinden Ahmet Emin Yalman’a verdiği röportajda çarpıcı itiraflarda bulunuyor
Haber: Muhsin Bayraktar / Akit
Türkiye’nin ilk kadın pilotu Sabiha Gökçen, dönemin Tan gazetesinden Ahmet Emin Yalman’a verdiği röportajda çarpıcı itiraflarda bulunuyor. ‘Kahraman Türk Kızı’, ‘Türk’ün Kanatlı Amazonu’ diye anılan Sabiha Gökçen’in açıklamasında kan donduran ifadeler de yer aldı. Gökçen, Dersim harekât günlerini şöyle anlatıyor: “Muhasama (çarpışma) meydanında canlı hedef üzerine bomba atmak insana hiç acımak hissi vermiyor. İnsan yalnız vazifesini görmek için aramayı, vurmayı düşünüyor...”
Dersim katliamının bombardımanını yapanlardan biri olan Türkiye’nin ilk kadın pilotu Sabiha Gökçen’in dehşet verici itirafları ortaya çıktı. Atatürk’ün manevi kızı olan Gökçen’in yıllar önce Tan gazetesine verdiği röportajdaki ifadeleri, CHP’nin Dersim olayındaki tavrını gözler önüne serdi.
Acı İtiraflar
Gökçen, dönemin ünlü gazetecisi Ahmet Emin Yalman’la yaptığı röportajda çarpıcı bilgiler yer alıyor. Dersim bombardımanı sırasında yaptığı uçuşların hayatındaki en önemli uçuşlardan bir olduğunu belirten Gökçen, bombardıman sırasındaki heyecanını asla unutamayacağını söylüyor. Gökçen verdiği röportajda, “Dersim’deki uçuşlarım daha heyecanlı olmuştur... İnsan evvela bombalarını atıyor, bundan makineli tüfeğe geçiyor. Dersim’deki ilk bombardımanın heyecanını unutamam” ifadelerini kullanıyor.
Canlı Hedefe Makineli Tüfek
‘Kahraman Türk Kızı’, ‘Türk’ün Kanatlı Amazonu’ diye anılan Sabiha Gökçen, Kırmızı Ordu Tayyaregâhı’nda görüştüğü gazeteci Yalman’a çarpıcı açıklamalarda bulunmuş. Gökçen, harekât günlerini şöyle anlatıyor: “Dersim’deki uçuşlarım çok heyecanlı geçti. Bir-iki defa pilot, fakat ekseriyetle rasıt olarak uçtum. Böyle vaziyetlerde insan harp heyecanını rasıt mevkiinden daha iyi duyuyor. İnsan evvela bombalarını atıyor, bunlar bittikten sonra canlı hedef görürse makineli tüfeğe müracaat ediyor.”
“Bomba Atmak Acıma Hissi Vermiyor”
Sabiha Gökçen, Dersimlileri bombalarken duyduğu hazzı şu cümlelerle ifade ediyor: “Muhasama (çarpışma) meydanında canlı hedef üzerine bomba atmak insana hiç acımak hissi vermiyor. İnsan yalnız vazifesini görmek için aramayı, vurmayı düşünüyor...”
“Atatürk’ün İzinde Bir Ömür Böyle Geçti” Kitabından
Gökçen’in kendi anılarının yer aldığı “Atatürk’ün İzinde Bir Ömür Böyle Geçti” kitabında Dersim mezalimiyle ilgili önemli bilgiler daha önce medyada yer almıştı. Kitapta Gökçen’in kendi fotoğrafının altına yazdığı şu bilgiler oldukça dikkat çekici: “Harekâttan birkaç dakika önce. Dersim’e uçuyordum. Asker arkadaşlarımla, meslektaşlarımla birlikte isyancıları susturmak görevini almıştım. Atatürk’ün bana verdiği silah da üzerimdeydi. Ulusum için ilk kez büyük bir işe gidiyordum. Makbule Atadan hanımefendi, ‘Korkuyor musun?’ diye sordu. Güldüm: Bölgeye barışı sağlamak için gidiyorum. Korkan insanın barış için savaş vermesi mümkün mü?”
“Asla Ellerine Sağ Geçmeyecektim”
Gökçen’in kitabında yer alan bir başka acı itirafı ise şöyle: “Ne olur ne olmaz diye bir de makineli tüfek kontrolü yapıyor, silahı yağlıyor, mermileri sayıyor, herhangi bir taarruza uğradığımızda ne yapacağımızı birbirimize anlatıyorduk. Ben Atatürk’ten aldığım direktif üzerine, şayet uçağımız düşecek olursa derhal silaha sarılacak ve asla asilerin eline sağ olarak geçmeyecektim! Önce onlarla dövüşecek sonra da son kurşunu kendi beynime sıkacaktım.”
HABERE YORUM KAT
Nasıl hesap vereceksiniz
Yanıtla (0) (0)Gerçek ve doğru bir itiraf. tarih boyunca diktatörlerin zor durumda kaldıkları dünemlerde, kendi karşıtlarını bahanelerin arkasına gizlenerek, bir halkı yok etmek, haritadan silmek, ekonomiyi tarumar etmek için, hiçbir şeyden çekinmediler ve olanlar oldu.
Yanıtla (8) (11)Halkı sindirmek için emir veren ve emir alanda da acıma hissi, vijdan, insanlık, Allah korkusu, insan sevgisi imkansızlaşiyor, sadece ortada kalan taşlaşmış kalpler, atılan bombalar, katlimdan geçirilen, kanlar içinde kolu ve ayakları vucudunun kesilmiş parçalari ve kanlar içinde kıvranan masum insanlar.
Bir asırdır bunlar hep saklı kaldı, Allah katında asla gizli kalamaz ve hesabı sorulur, cezada kurtuluş yok, gerçe halk tarafından bilinen şeyler, fakat zalim yüneticiler hep hasıraltı etiler veya halkı ise isyankar, şaki şimdiki dille terüörist olarak lanse etiler.
Zalimi mazlum, mazlumu ise zalimin yerine halka lanse etmeye çalıştılar. Zalimler halka karşı kıyıma başlayınca, halk korkudan kendilerini üç beş yarı buçuk silahla, kendilerini korumaya çalışiyordu ve olanlar oldu, tanklarla uçaklarla vs bir halkı katliamdan geçirdiler.