1. HABERLER

  2. HABER

  3. Asıl Sorun Korku Değil Düşmanlık
Asıl Sorun Korku Değil Düşmanlık

Asıl Sorun Korku Değil Düşmanlık

İslam'ın Avrupa'da resmi bir din olarak tanınmamasını eleştiren uzmanlar bunun Müslümanların mezarını, düğününü, evliliğini, ibadetini, din dersini, örf ve adetlerini de kabul etmemek ve inkar etmek anlamına geldiğini ifade ediyor.

05 Mayıs 2014 Pazartesi 14:59A+A-

Avrupa'da İslam'dan duyulan bir korku değil İslam'a karşı bir düşmanlık politikasının izlendiğini vurgulayan uzmanlar, nefret suçlarının yasal dayanağa kavuşturulması için İslamiyet'in de tıpkı Musevilik ve Budizm gibi tanınması gerektiğini söylüyor. 
 
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi (ODIHR) tarafından 28 Nisan'da Viyana'da düzenlenen 'Müslümanlara Karşı Nefret Suçlarıyla Mücadelede Kolluk Güçleri ve Toplum İlişkilerinin Geliştirilmesi' konulu toplantıya katılan uzmanlar ve toplum liderleri, Avrupa'da yaşayan Müslümanlara yönelik artan nefret suçlarının önüne geçmek ve Müslümanlara yönelik ayrımcılığa son vermek için yasal düzenlemelere gidilmesinin zorunlu olduğuna dikkati çekti. Avusturya'daki İslami Cemaatlerin ve bu ülkedeki Diyanet İşleri'nin Başkanı olan Fuad Sanaç, Müslümanlara yönelik suçların yasal dayanağa kavuşturulması gerektiğini belirtti.

YAZILI KANUNLAR GEREKLİ

Sanaç, Avrupa'da Müslümanlara yönelik düşmanlığın, İslam'ın hukuk sistemi içinde tanınmaması ve kanunlara yansıtılmamasından kaynaklandığını söyledi.

İslam'ın bütün Avrupa ülkelerinde yasal olarak tanınması gerektiğini belirten Fuad Sanaç, 'Demokratik ülkelerde yazılı kanunlar geçerlidir. Avrupa'da, İslam'ın yasal olarak kabul edilmesi lazım. İslam'ın tanınması, 'insanı insan olarak kabul etmek' demektir' dedi.

MÜSLÜMAN'IN VARLIĞINI İNKAR

İslam'ın tanınmamasının Müslümanların mezarını, düğününü, evliliğini, ibadetini, din dersini, örf ve adetlerini kabul etmemek anlamına geldiğini ve bütün problemlerin bundan kaynaklandığını ifade eden Sanaç, 'Çünkü insanlar kendisini evinde hissetmiyor, gelecek görmüyor, o ülkenin dilini öğrenmiyor, 'bir gün döneceğim' diye yatırım yapmıyor' diye konuştu. Sanaç, 'Yahudi, Katolik, Protestan ve Budist cemaatlere verilen hakları biz de istiyoruz' ifadelerini kullandı.

İslamofobi değil Anti-İslamizm var

'İslamofobi' kelimesinin yanlışlıkla veya kasıtlı olarak kullanıldığını aktaran Fuad Sanaç, 'Avrupa'da İslam düşmanlığı var mı, var. Buna 'İslamofobi' diyorlar. Bir kere bunun tarifi yanlış. Fobi insanın korkusudur. Bir insan yüksekten korkuyorsa, örümcekten korkuyorsa buna bir şey yapamazsınız. Bunun adı İslam korkusu değil, İslam düşmanlığıdır. Antisemitizm var, o zaman antiİslamizmin de kabul edilmesi lazım' diye konuştu. Yasal düzenlemelerin yanında uygulamaların da önemli olduğunu belirten Sanaç, 'Müslümanlara hakaret eden olduğu zaman İslam düşmanlığı olarak kayıt etmiyorlar, sokakta saldırıya uğramış diye kaydediyorlar ve geçiştiriyorlar. Hakikaten çözüm istiyorlarsa bu konuda gerekli tedbirleri almalılar' diye konuştu.

Saçma bir uygulama: Minare yasağı!

Müslümanlara yönelik ayrımcılığın bir başka göstergesinin 'minare yasağı' ile ortaya çıktığını ifade eden Avusturya İslam İnisiyatifi Başkanı Tarafa Bagajati, 'Bazı eyaletlerde camilere minare yapılmasına izin verilmiyor. Mimari dizaynla ilgili şartlar öne sürülerek minareler engelleniyor. Bu aslında Müslümanlara yönelik dolaylı yollardan yapılan bir ayrımcılıktır' dedi.

Sosyal medya şovenizmi

Avrupa'da entegrasyonun karşılıklı kaynaşma, dayanışma ve toplumsal katılım ile mümkün olabileceğini vurgulayan uzmanlar, twitter, facebook ve youtube gibi sosyal medya üzerinden Müslümanlara yönelik saldırıların arttığını kaydeden Bagajati, 'server'lerin ABD, Rusya ve Çin'de olmasına dikkat çekti.

Ekonomik ayrımcılık!

Avusturya İslam İnisiyatifi Başkanı Tarafa Bagajati de, İslam'ın hukuk sistemi içinde tanınmasının, kanunlara yansıtılmasının ve uygulamanın önemli olduğunu belirtti. Müslüman kadınların iş başvurularında ayrımcılıkla karşılaştıklarını belirten Bagajati, 'Özellikle başörtülü kadınlar iş bulmak için daha fazla zorluk yaşıyor' dedi. Bagajati, insanların nefret suçuyla karşılaştığını ancak kayıt altına alan görevlilerin söz konusu suçları nefret suçu olarak kaydetmediğini vurguladı.

İslam yasasına sahip tek ülke

Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) Köln şube üyesi ve insan hakları aktivisti Ercan Karaduman ise Avusturya'nın İslam yasasına sahip tek Avrupa ülkesi olduğunu ancak yasanın içinde Müslümanlara yönelik nefret suçlarını önleyecek maddelerin olmadığını söyledi. Karaduman, 'Demokrasi ve insan haklarını sürekli gündeme getiren Avrupa'nın din ve inanç özgürlüğüne ağırlık vermesi vazgeçilmezdir. Bugün Avusturya'da İslam Cemaati ile Federal İçişleri Bakanlığı arasında yeni bir İslam yasası çıkarılması konusunda müzakereler sürüyor. Almanya, İsviçre, Danimarka ve Fransa'nın da bu gelişmelerden kendilerine pay biçmeleri doğru olur' diye konuştu.

YENİ ÇAĞ IRKÇILIĞI

Belçika Müslümanları Temsil Kurumu (EMB) eski Başkanı Şemsettin Uğurlu da Müslümanların Avrupa'da eğitim, istihdam ve konut edinme başta olmak üzere hayatın hemen her alanında ayrımcılıkla karşılaştığını belirtti. Uğurlu, 'Irkçılık üzerinden yapılamayan birtakım ayrımcılık 'İslam karşıtlığı' adı altında Müslümanlara yapılmaktadır' dedi.

AA

HABERE YORUM KAT