1. HABERLER

  2. ETKİNLİK

  3. Ankara’da Kürt Sorunu ve Çözüm Paneli
Ankara’da Kürt Sorunu ve Çözüm Paneli

Ankara’da Kürt Sorunu ve Çözüm Paneli

Ankara’da İLKAV'ın düzenlediği “Kürt Sorununa Sistem İçi Çözüm Arayışları ve İslami Çözüm Önerileri” paneli yapıldı.

17 Ocak 2012 Salı 02:35A+A-

15 Ocak 2012 Pazar günü iki oturum şeklinde yapılan forumun ilk oturumu sabah 10.00'da başladı. Kur’an-ı Kerim ve mealinin okunmasıyla açılış yapıldı. İlk oturuma  Doç. Dr Ahmet Yıldız, D.Bakır Özgür-Der Şube başkanı Serdar Bülent Yılmaz, Batman Özgür-Der yönetimi kurulu üyesi Şefik Sevim ve Van’dan Fırat Toprak katıldı.

Başkanlığını Mehmet Pamak’ın yaptığı ikinci oturum saat 13.30'da başladı.

Panelin açılış konuşmasını İLKAV Vakfı başkanı Mehmet Pamak yaptı. Pamak konuşmasında şunları söyledi: Sistem İslam şeriatıyla yönetilmediği müddetçe bu sorun daha da derinleşip içinden çıkılmaz bir sorun haline gelecektir. BDP'nin bazı milletvekillerinin "Biz Türk Silahlı Kuvvetleri ile şeriata karşı ortak noktada yer alıyoruz" söylemleri Kürt sorununun çözümünde ön ayak olacak olan İslam şeriatının yok sayılması onların da aslında Kürt sorunu çözümüne karşı olduklarını ortaya koymaktadır.

Devlet Kutsal Değildir, Ayağımızdaki Papuç Gibidir

Hükümetin, Kürt sorununun çözümü noktasında cesurca adımlar atmadığını ifade eden Pamak, "Aslında AKP hükümetinin Kürt sorununun çözümü için kendisini bir çaba içerisinde görmesi fakat öbür taraftan ne İslami kimlik konusunda ne de Kürt sorunu konusunda aradan 10 yıl geçmesine rağmen bir çözümün olmadığını görüyoruz. Maalesef AKP hükümeti devletçi bir politikaya sürüklendi. Dersim için özür dileyen bir AKP hükümeti Fatih camisini bombalamayı planlayanların tutuksuz yargılanmasını açıkça söyleyebiliyor. Devletin sadece CHP'nin yapmış olduğu katliamları gündeme getirmesi ve öte yandan Uludere'de yaptığı katliamdan sıyrılması bir çözüm değildir. İnşaallah Allah'ın hükmünün hakim olduğu günler yakındır" dedi.

Pamak’ın konuşmasından sonra birinci oturum Serdar Bülent Yılmaz tarafından başlatıldı. Yılmaz, 2002 sonrasından Kürt açılımına, açılımın süreçsel değerlendirmesini yaptı ve Kürt sorununda gelinen noktayı değerlendirdi; nelerin değişip nelerin değişmediğini anlattı. Açılım politikasının çözüme katkılarını sıralayan Yılmaz, handikaplarını da madde madde analiz etti.

PKK/BDP (KCK) çizgisinin çözüm mantığını da ele alan Yılmaz, KCK'nın, PKK'nın bütün örgütlerinin toplamı olan bir yapı olduğunu belirtti ve demokratik özerklik projesinin bir toplum mühendisliği projesi olduğuna dikkat çekti. Yılmaz, tebliğinde AK Parti Hükümetinin çözüme dair vaatlerini de irdeledi ve gidişata dair öngörülerini dinleyicilerle paylaştı.

Kürt Sorunu Ulusçuluğun Doğurduğu Bir Sorundur

"Kürt sorununu ulusçuluktan arındırılarak etnik ayrım yapmaksızın ve bütün haklar gözetilerek bir çözüm sunulmalıdır" diyen panelin konuşmacılarından Doç. Dr. Ahmet Yıldız ise" "Son zamanlarda PKK'nın yaptığı kişi kürdü sıfatı ortadan kalkmış Abdullah Öcalan'ı artık kişi Kürdü değil de bir lider, bir önder ve bir güneş gibi görüyorlar. Örgüt Kürdü sıfatlandırması yaparak da Kürtlük şiddetle siyasallaştırılarak ve eğer bu yapılanmaya itaat edilmiyorsa başka yapıların buralarda yaşama haklarının olmadığını açıkça ortaya koymaktadır. Mesela Kürt ulusalcılarından Cegerxûn'un dile getirdiği İslam'ın, Kürtleri geri bıraktığı düşüncesi iki taraftan ulusçu bir devlet hayali ile oturup kalkan bir yapının olduğunu görmek lazım" diye konuştu.

Sentetik, Yapay Bir İletişim Kuruluyor

Panelistlerden Şefik Sevim ise Kürt sorunu çözümüyle uğraşanların aslında Kürt sorununun çözümünde etkili olabilecek diğer yapı ve cemaatlerle sentetik ve yapay bir iletişim kurmaları bu sorunun çözümünde ciddi olmadıklarını gösteriyor. Batıdaki muhafazakar kardeşlerimizin de bu sorunun çözümü için taşın altına ellerini koymamaları acı bir gerçektir. Bu sorunun çözümü için batıdaki muhafazakar kardeşlerimiz İzmir'i, Antalya'yı ve Eskişehir'i nasıl biliyorlarsa bölgeye gelip Batman'ı ve Diyarbakır'ı da görüp iyi bilmeleri gerekir. Panelin birinci oturumu, Fırat Toprak'ın konuşması ve ardından karşılıklı soru cevap şeklinde sona erdi.

İkinci oturum Sabiha Ünlü'nün konuşmasıyla başladı. Ünlü, özellikle Kürt Sorunuyla PKK sorunu arasındaki farklara dikkat çekerek Şeyh Said'in "Türkler ve Kürtler ayrı bir kavimdir. Bunları bir arada tutan ise İslam mayasıdır." sözünü dile getirdi. Ünlü, Diyarbakır Cezaevinde yaşanan zulmün batıdaki Müslümanlar tarafından bilinmediğini ve daha sonra bu zulüm duyulduğunda ise, başlarını öne eğme durumuna geldiğini ifade etti.

Mevcut sistemin eziyet ve zulümlerden kurtulmak için dağa çıkışın uygun görüldüğünü ifade eden Ünlü, " Aslında bakılırsa askerlerin ölümü Kürt halkına son derece rahatsızlık veriyor. Son olarak abdestli, namazlı, kaymakamların eliyle zulüm yapıldı. Bunun örnekleri Silvan ve Yüksekova'da mevcuttur. Ayrıca halktan PKK'ye karşı bir minnet duygusu oluşturuldu." Şeklinde konuştu.

Sorun Kurtlaştırmakla Çözülmez

Panele katılan bir diğer konuşmacı Ramazan Kayan ise, sistem içi ve sistem dışı çözüm arayışları konusunda bilgi verdi. Kayan, "Ne sistemin bizi bozma tedirginliğine kapılmalıyız ne de 'nasıl olsa bu sistemin sorunudur' deyip sistemle sorunu baş başa bırakıp köşeye çekilme, akılcı bir tutum değildir. Sisteme entegre olmadan sistem içi tüm açılımlara ve çözümlere hazır olduğumuzu söylemeliyiz. Müslümanlardan bazıları çeşitli gruplarla ilişkiye girdiği için mahkum edilmemelidir. Müslümanların birileriyle ilişki kurarken kendileri olmaları gerekir. Başkaların argümanlarıyla öne çıkmaktan vazgeçilmelidir. Bu konularda susan herkes suçludur. Sistem yıllarca Türkleri kurtlaştırdı. Şimdi birileri de Kürtleri kurtlaştırmaktadır. Çözüm kurtlaştırmakta değildir. Çözüm safımızı belirleyip, sahaya inmemizdir." İfadelerini kullandı.

Bu Sorunun Temelinde Kemalizm Yatmaktadır

Kürt sorununda pratik çözümleri dile getiren Doğru Haber Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Göktaş ise, "Bu sorun her ne kadar Osmanlı'nın son yüz yılında başlamış ise de aslında Kemalizm'in başlamasıyla mühürlenmiş ve resmiyet kazanmıştır. Kemalizm'in bu ülkeye maliyeti, komünizmin Rusya'ya maliyetinden az değildir. Kemalizm ve öncülerinin heykellerinin dikilmesi için camilerden para toplandı. Bu düzen seksen doksan yıldır Kürdü Türkleştirmek ve daha sonra Türklerle Kürtleri topyekun dinsizleştirmek için uğraşmıştır." dedi.

"Kürt Dili İçin Sübvanse Uygulanmalıdır"

Göktaş konuşmasını şöyle sürdürdü, "Türkler rehabilite edilmelidir. Bu işin çözümü için öncelikle Türklerden başlanmalıdır. Öncelikle Türklerin ciğerlerine kadar işlenen ırkçılık silinmelidir. "Kürt dili için sübvanse uygulanmalıdır." Türk dilinin dünyada yaygınlaşması için ne harcanıyorsa Kürt Dili içinde bu uğraş verilmelidir. Kürt Dili takviye edilmelidir. Buna engel teşkil eden ne kadar kanun ve yönetmelik varsa hepsi çıkarılmalıdır. TV ve programlarda 'Ancak müminler kardeştir. 'Allah'ın ipine sımsıkı sarılın.' Ayetlerini dillendirenlerin arkasına baktığımızda sarkıtılan ipin Allah'ın ipi olmayıp aslında TC'nin ipinin olduğunu ve bunun içindir ki "Kurtuluş İslam'dadır." sözünün yalama yaptığını, bunun yerine 'Kurtuluş Müslümanlardadır.' Sözünün kullanılması daha doğrudur." dedi.

Meryem Beyza Sevim / Haksöz-Haber

ankara-20120115-1.jpg

ankara-20120115-2.jpg

ankara-20120115-3.jpg

ankara-20120115-4.jpg

HABERE YORUM KAT

2 Yorum