Bilindiği gibi 7 Aralık 2010 günü Hicri takvime göre Muharrem ayının birinci günü idi ve böylelikle yeni bir hicri yıla girmiş olduk. Yeni hicri yıl dolayısıyla 11 Aralık 2010 Cumartesi 19:30'da, Almanya'nın Kuzey Ren Westfalya eyaletinde bir "Hicret Gecesi" tertip edildi.

Müslümanlarla Dayanışma Platformu'nun düzenlediği gecede programın sunuculuğunu Adem Mehmetoğlu yaptı. Abdurrahman Dizman konuyla ilgili Kur'an-ı Kerim ayetleri okurken, okunan Kur'an'ın Türkçe ve Almanca meallerini Şerife Sönmez okudu.

Gecenin ilk konuşmasını Müslümanlar Dayanışma Platformu'nun dönem başkanı Hasan Korkmaz yaptı. Hasan Korkmaz konuşmasında şunları söyledi:

"Bu ve buna benzer programlar ve aktivitelerle zaman zaman sizlerle birlikte olduk. Gücümüz elverdiğince, ümmet bilinci içinde olmaya gayret gösterdik. Yeryüzü coğrafyasında insanlık, özellikle de İslamlık ihlali olarak addettiğimiz konularda sesimizi duyurmaya, kendimizi tanıtmaya çalıştık. Filistin'e gittik. Sudan'a gittik. Eritre'ye gittik. Keşmir'i, Darfur'u, Türkiye'yi, Irak'ı, İran'ı, Bosna'yı, Kürdistan'ı ve dahi belde ve coğrafyalarla birlikte yattık-kalktık. Sancılı olduk, endişeli olduk. Sorumluluk bilincini kendimizden başlayarak yaygınlaştırmaya çalıştık. Ortak aklı devreye koymaya, istişari birlikteliği tesis etmeye çalıştık. Burada ve hep birlikte olmamız da bu çalışmaların ve bu anlayışın ürünüdür.

Hicret hepimizin malumu, Peygamber (s) ve arkadaşlarının daveti en son aşamasına kadar getirdikleri Mekke'den Medineye göçmek zorunda bırakılışlarıdır. Bu vesileyle göç gerçekleşmiş, dinin hâkim kılınması yeni bir aşamaya girmiştir. Ay hesabına göre 1432 yıl önce Peygamber ve arkadaşlarının fiili hicretleri gerçekleşti. Vahiy kitabı Kur'an, hicreti bütün olumsuzluklardan uzaklaşmak olarak da nitelendirdiği için, aslında hicret bi'setin ilk anından itibaren gerçekleştirilen ve dahi gerçekleştirilmesi istenilen bir olgu olarak da okunmalıdır.

Bizler de pratikte her an hicret halinde olmalıyız, olmamız gerekiyor. İlk inen surelerden olan Müzzemmil Suresi'nin 10. ayetinde 'Onların demelerine sabret ve onlardan güzel bir ayrılma tarzıyla kopup ayrıl.' buyrulmakta; hicretin zaman ve mekân unsurunun dışında zihni bir hazırlık da gerektirdiği belirtilmektedir."

Hasan Korkmaz'ın konuşmasından sonra Meryem e.V. mensuplarının çocukları Kur'an okudular.

Program İlhan Bilgü'nün "Hicret, Tarihi Önemi ve Günümüzde Nasıl Anlaşılması Gerekir?" konulu konuşmasıyla devam etti. İlhan Bilgü, konuşmasında hicretin zorluğundan, Muhacir ve Ensar'ın fedakârlıklarından ve özelliklerinden, kardeşlik antlaşmasından ve örnekliliklerinden bahsetti ve "Hicret aynı zamanda bir inkılâptır. Medine toplumu Müslümanlara nasıl bir topluluk olunması gerektiğini gösteren ilk örnek topluluktur. Günümüzde hicretin ruhunu anlatacak bir örnek bulamıyorum, ancak hicret Allah'ın yasaklarından kaçmak ve emirlerine koşmak olabilir." dedi.

Bilgü'nün konuşmasından sonra Lokman Demirbaş, "Hicret" isimli şiirini sinevizyon eşliğinde okudu.

Programda kurban etkinliklerine de yer verildi. Pakistan'da yaşanan sel felaketinin açmış olduğu yaraları yerinde görmek ve gücü nispetinde sarmak amacı için Müslümanlar Dayanışma Platformu mensupları kurbanlarını temsilci gönderdikleri Pakistan'da kestirmişlerdi. Bu etkinlik çerçevesinde Pakistan'a giden platform temsilcileri adına İsmail Engin, Pakistan'daki kurban organizasyonunu ve felaketin boyutlarını sinevizyon eşliğinde salonda bulunan Müslümanlarla paylaştı.

Konu hakkında konuşan bir diğer temsilci Mehmet Kalay da özellikle selden sadece canlarını kurtaran Pakistan'daki kardeşlerin ev ihtiyaçları olduğunu belirterek salonda bulunan Müslümanları orada ortaklaşarak ev ya da evler yapmaya davet etti.

Programda Yavuz Saygılı ve Adem Mehmetoğlu tarafından ezgi ve marşlar söylendi.

Programın kapanış duası yine kurban etkinlikleri çerçevesinde Pakistan'da bulunmuş olan Yalçın İçyer tarafından yapıldı. Gözyaşları eşliğinde yapılan duanın ardından program sona erdi.

Lokman Demirbaş / Haksöz-Haber