1. YAZARLAR

  2. Oral Çalışlar

  3. ‘16 Kürt gazetesi 39 kez kapatıldı’
Oral Çalışlar

Oral Çalışlar

Yazarın Tüm Yazıları >

‘16 Kürt gazetesi 39 kez kapatıldı’

15 Ekim 2008 Çarşamba 12:50A+A-

Güneydoğu’daki olaylara Ankara’dan bakmakla Diyarbakır’dan bakmak arasında büyük bir fark olduğunu biliriz. Bu fark geçmişe göre daha da açılmış. Ankara Diyarbakır’ı anlamadığı kendi dilini buraya egemen kılmak istediği gibi, Diyarbakır’ın da Ankara’yı ve
Batı’yı anlaması giderek zayıflıyor.
Diyarbakır sokaklarında dolaşırken, karşımıza çıkan sayısız şikâyetlerden birisi de ‘Kürt gazeteleri’nin sürekli kapatılmasıydı. Gazete bayilerinin raflarını dolduran bir gazete gördük: ‘Ülkeye Bakış.’ Cengiz, dönüşte ikinci bir gazete almak istediğinde hiç kalmamıştı.
Batı’da belki de hiç adını duymadığımız bir gazete burada en çok satan gazete durumundaydı. Biz onlara seslenen gazeteleri görmüyorduk bile. Zaten fiilen görmemiz de imkânsız. Çünkü bu gazeteler sürekli kapatılıyor.
Yaz başında ‘Alternatif’ gazetesi yayımlandı. Ben de ‘onların sesi’ni duymak ve olaylara nasıl baktıklarını izleyebilmek için okuyordum. Bir gün bayiye gittiğimde, “O gazete kapatıldı” cevabını aldım. Özgür Gündem’le 20 yıl kadar önce başlayan ‘Kürt’ gazeteleri serüveni, oldukça dramatik ve acılarla dolu bir serüvendi. Bu gazetelerin birçok yazarı ve muhabiri Güneydoğu’da ‘faili meçhul’ cinayetlere, yargısız infazlara kurban gitmişti.
Uzaktan baktığınız zaman, artık bu tür uygulamaların sona erdiğini düşünebilirsiniz. Gerçekten de son yıllarda bölgede gazetecilere yönelik saldırılar büyük ölçüde asgari düzeye inmişti. ‘Faili meçhul’ gazeteci cinayeti yok denecek kadar azalmıştı.
Ancak basın üzerindeki baskı bitti mi diye sorarsanız, buna evet demek mümkün değil. ‘Kürt sorununu merkezine alan’ gazeteler diye tanımlıyorlar kendilerini. Bu gazetelerin sürekli kapatıldığını, bir türlü istikrarlı bir gazete çıkarmalarının mümkün olmadığını biliyor musunuz?
***
Geçmişle kıyaslandığında günümüzde daha çok ‘Kürt’ gazetesi kapatıldığını söyleyebiliriz. Diyarbakır’da aldığım ‘Ülkeye Bakış’ gazetesinde bir haber yer alıyordu, başlığı da şöyleydi: ‘Anayasa Mahkemesi Neyi Bekliyor?’ Gazetenin haberine göre çatışmaların yeniden tırmanışa geçtiği 2006 yılından itibaren ‘Kürt basını kapatma cenderesine’ alınmıştı. “Yaklaşık iki buçuk yılda 16 gazete 39 kez kapatıldı. Kürt basını üzerinde başlatılan kapatma furyasının başlangıç tarihi olan 4 Ağustos 2006’da, 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Terörle Mücadele Kanunu’nun basına yönelik kısıtlama ve yaptırımlar getiren 5 ve 6. maddelerinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne dava açtı.”
Cumhurbaşkanı Sezer’in  bu iki maddenin iptali istemi Anayasa Mahkemesi’nde iki buçuk yıldır karara bağlanmıyor. İlginç değil mi, Anayasa Mahkemesi türban, 367 zorunluluğu
gibi konularda çok kısa sürede karar verirken, bir cumhurbaşkanının Anayasa’ya aykırı
gördüğü kapatma ve kısıtlama maddelerinin kaldırılmasına ilişkin başvurusunu iki buçuk yıldır görüşmek gereğini duymuyor.
Anayasa Mahkemesi acaba neyi bekliyor? Dünyanın hangi demokratik ülkesinde
2.5 yılda 39 kez gazete kapatılır? Denebilir ki, onlar da demokrasinin sınırlarını zorlayan yayınlar yapıyorlar. Bu iddia doğru bile olsa, yargılama diye bir yol var.
Burada yargılama yoluna gidilmiyor. Mahkeme, yargılama yoluna gidebilir, dava açabilir. Buradaki uygulama ise o gün gazetenin kapatılması kararı. Tam anlamıyla bir yargısız infazdan söz edilebilir.
Ankara’dan baktığınız zaman, ‘teröre destek veren’ gazeteler yorumu yapılabilir. Nitekim, mahkemeler de ‘Bunların bir an önce susturulması gerekir’ diye düşündüğü için yargılama sürecine gerek görmeden kapatıyor.
Diyarbakır’dan baktığınız zaman, ‘Bizim sesimizi susturmak istiyorlar’ tepkisiyle karşılaşıyorsunuz. Bölgede en çok satan ve ömürleri birkaç gün süren bir gazeteler serüveniyle karşı karşıyayız.
Burada dikkat çekici olan Ankara’dan da yapılmış olan itiraz. Ahmet Necdet Sezer,
Terörle Mücadele Yasası’nın kapatmalara neden olan iki maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğunu düşünüyor. Bunun için 40 ay önce mahkemeye iptal için başvuruyor. O gün bugündür mahkemeden ne ses var ne soluk.
Gazeteler kapatılmaya devam ediyor. Anayasa Mahkemesi de beklemeyi sürdürüyor...
İlginç değil mi?

RADİKAL

YAZIYA YORUM KAT