Yeni Şafak / Abdullah Muradoğlu

Trump anahtarı hangi yöne çevirecek?

Amerika’daki “Beyaz, Evanjelik Hıristiyan –Siyonistler” İsrail’in Batı Şeria dahil tüm Filistin topraklarını ilhak etmesini istiyorlar. ABD Başkanı Donald Trump ise 15 Ekim’de “Time” dergisine verdiği röportajda İsrail’in Batı Şeria’yı ilhak etmesi halinde ABD’den aldığı tüm desteği kaybedeceğini söylemişti. Hıristiyan-Siyonistler bu açıklamadan rahatsız olmuşlardı.

Trump’ın “Time röportajı”ndan bir hafta kadar sonra İsrail Meclisi(Knesset) ABD Başkan Yardımcısı JD Vance İsrail’deyken Batı Şeria’nın ilhak edilmesini içeren bir tasarıyı oylamıştı. Netanyahu’nun partisinin katılmadığı bu oylama bir ön oylamaydı. Netanyahu Trump’ı bu aşamada akamete uğratmak işine gelmediği için oylamadan uzak durmayı tercih etmişti.

JD Vance ise Knesset’teki oylamadan adeta şok olmuştu. Zira kendisi İsrail’deyken bu oylamanın gerçekleşmesi beklemiyordu. Vance yaptığı açıklamada, “Eğer bir siyasi şovsa, çok aptalca bir hamleydi. Ben bunu kişisel bir hakaret olarak da kabul ediyorum. Batı Şeria, İsrail tarafından ilhak edilmeyecek. Trump yönetiminin politikası, Batı Şeria, İsrail tarafından ilhak edilmeyecek. Bizim siyasetimiz bu yönde olmaya devam edecek” demişti.

İsrail resmen ilhak dışında Batı Şeria’da her şeyi yapıyor, yasa dışı yerleşimleri genişletmeye devam ediyor. Siyonist yerleşimcilerin Filistinliler’e yönelik şiddeti ara vermeksizin sürüyor. Bunları hatırlatmamın sebebiyse dün Florida’da Trump ile Netanyahu arasında yapılan görüşmede bu meselenin de gündeme getirileceğinin beklenmesiydi. Netanyahu’nun siyasi kaderi kabinesindeki acilci /ilhakçı bakanların elinde. Bu yüzden Netanyahu’nun Florida’daki görüşmede Trump’ın Batı Şeria’yla ilgili taahhüdünü zayıflatmaya çalışacağı söyleniyordu.

Trump’ın İsrail Cumhurbaşkanı İzak Herzog’dan yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle yargılanan Netanyahu’yu affetmesini istemesinin sebebiyse Netanyahu’nun bu baskıdan kurtulmasıydı. Herzog’un Netanyahu için af kararı vermesiyse yargı süreci devam ettiği için pek mümkün gözükmüyor. Zira af kararı için Netanyahu’nun suçunu kabul etmesi veya mahkemede ceza alması gerekiyor. Netanyahu hapse mahkum edildiği takdirde siyasete veda etmek zorunda kalacağını da biliyor. Netanyahu Lübnan’a, Suriye’ye saldırmaya devam ederek, Trump’ın Gazze Plânı’nı sudan bahanelerle işlemez hale getirmeye çalışarak zaman kazanmak istiyor.

Ancak Trump’ın Türkiye, Mısır ve Katar’a verdiği taahhütler gereğince Gazze Plânı’nın ikinci aşamasına geçilmesine ihtiyacı var. Trump, Netanyahu’nun Gazze Plânı’nın önündeki tek engel olduğunu görüyor. Trump, “Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi”nde ABD’nin askerî olarak Amerika kıtasına odaklanacağını da ilân etmişti. Bu belgede ABD’nin öncelikler sırasında Ortadoğu’nun alt sıralara düşmesi İsrail’i, Neoconlar’ı ve Hıristiyan-Siyonistler’i rahatsız etti.

Netanyahu’nun ‘Gazze Plânı’nı akamete uğratmaya çalışacağı ve ABD’nin odağını başka bir bölgeye çevirmesini engellemek için provokasyonlara başvuracağı belliydi. Trump İsrail’e ve Netanyahu’ya hiçbir ABD Başkanının yapmadığı kıyakları yaptı. Siyonistlerse Trump’ın Gazze Plânı’nı da, Batı Şeria’yla ilgili taahhütlerini de şiddetle redderek Trump’a karşılık veriyorlar.

Netanyahu, Aralık ayı başlarında İsrail Dış İşleri Bakanlığının organize ettiği “Siyon’un Dostları Büyükelçiler Zirvesi”ne katılan Amerikalı Hıristiyan-Siyonist liderlerden medet umuyor. Netanyahu’nun Hıristiyan- Siyonistlere verdiği ev ödevleri arasında Trump’ı Batı Şeria’yla ilgili taahhüdünden vazgeçirmek için baskı yapılması da yer alıyor. Zırvaya iştirak eden Evanjelik Siyonistler ilhaka karşı çıkan Cumhuriyetçiler’i şiddetle eleştirerek Trump Yönetimi’nin İsrail’in tüm Filistin toprakları üzerinde egemen olmasına yeşil ışık yakmasını istemişlerdi.

‘Gazze Plânı’nın İsrail dışındaki tarafları da Trump’ın taahhütlerini yerine getirmesini bekliyorlar. Arkasına yeterli güç konmayan bir anlaşmanın gerçek bir anlaşma olmayacağı aşikar. Kilidin anahtarı Trump’ın elinde ve bu anahtarı hangi yöne çevireceği merak ediliyor.

Trump’ın durumu Mario Puzo’nun meşhur romanı “Baba”dan uyarlanan filmde babaların babası Michael Corleone’nin durumuna benziyor. Corleone’nin alışılagelmiş düzenin dışına çıkma girişimleri suç örgütünün bazı üyeleri tarafından akamete uğratılıyordu. Corleone ise “Tam dışarı çıktığımı sandığım anda beni geri çektiler” diyordu. Netanyahu da ABD’yi içeride(Ortadoğu’da) tutmak için her türlü provokasyonu deniyor. Trump Netanyahu’nun kirli oyunlarını bozacak bir güç sergileyecek mi? Herkes haklı olarak bu sorunun cevabını bekliyor.