1. YAZARLAR

  2. İbrahim Öztürk

  3. Tek tip insan yetiştiren üniversiteler ve Steve Jobs
İbrahim Öztürk

İbrahim Öztürk

Yazarın Tüm Yazıları >

Tek tip insan yetiştiren üniversiteler ve Steve Jobs

13 Ekim 2011 Perşembe 00:04A+A-

İstanbul İktisatçılar Derneği'nin (İKDER) bu sene üçüncüsünü düzenlediği ve pazartesi başlayıp, dün sona eren üç günlük bir sempozyumu vardı. İlk gün benim de bir panelde konuşmacı olduğum sempozyumun bu seneki ana konusu kalkınma, girişimcilik ve yenilikçilik (inovasyon) idi.

Programa dikkat ettim, Sanayi Bakanı ile Kalkınma Bakanı'nın adları var ancak 'getirebilirsek' anlamında işaretler var. İki bakanın da tam işi bu sempozyumdaki tema. Ancak belli ki, 'daha önemli işleri olduğundan' gelip ne konuştu, ne de dinlediler. Lafı eğip bükmeye gerek yok, karşılıklı olarak birbirimize inanmıyor ve güvenmiyoruz. Evet, haksız değiller üniversite 'ölü ozanlar derneği'ne dönmüş durumda. Ancak cuntacıların kışlaya çevirdiği üniversiteyi, üniformasız darbeciye döndürdüğü bilim adamını gerçek mecrasına kim çekecek? Evet, çığlık atıyorum, kim?

Ergenekon cuntacıları 28 Şubat'tan beri üniversiteleri kuşatma altına almış. Benim gibileri 'alıp götürürler merkeze, teşhir ederler aleme' diye zaten çoktan sobelemişler. Ancak işin yüksek lisans ve doktora öğrencilerine kadar indiğini bilmiyordum. Bilim adamı kılıklı cuntacı, darbeci, ulusalcıların eline liste tutuşturmuşlar: 'Muhafazakâr öğrenciler mümkünse, yakalanabilirse ayıklansın ve yüksek lisans ve doktoraya alınmasın. Kazara girenler ise kesinlikle ne yapılıp edilip bitirmelerine fırsat verilmeden atılsın' demişler.

Belli ki, 'Yes Sir' diye emir tekrarı yapmışlar. Çocukların anasından emdiklerini burunlarından fitil fitil getiriyorlar. Örneğin on beş kişilik doktora kontenjanına 'sağlam' üç kişi alınıyor. Dördüncüsünü ise dört lisan bilse de, en yüksek ortalaması olsa da, 'dindar olduğu söylendiğinden' almıyorlar. Kontenjan boş, öğrenci dışarıda. Düşünün bir kere Anadolu'da üniversiteler hoca eksikliğinden kavruluyor. Bu üniversiteler öğrencilerini master-doktora yapıp dönsünler diye büyük üniversitelere gönderiyorlar. Akademisyen kılığındaki kasaplar da testereyle doğrayıp çöpe atıyor.

Bu Anadolu düşmanlığına isyan ediyorum! Bu zulümler kayıtlara geçiyor. Bir gün Ergenekon'un üniversite dosyası açıldığında 'mazlum ve onurlu bilim adamı ayaklarına' yatacaklar. Tıpkı, 'ama onlar sadece gazeteciydi' dedikleri taşeronlar gibi. Biz de bol bol yazacağız gerçekleri. Yeri gelmişken YÖK'e çağrıda bulunuyorum, acilen mülakatlar kaldırılmalı. Yazılı sınavlar tarafsız jüriler tarafından, isimler kapalı olarak yapılmalı. Asistan atamalarının da tümü artık merkezi sistemden devlet memurluğunda olduğu gibi yapılmalı. Torbadan çıkıp hak eden gelsin.

Buraya nereden geldik? Sempozyumun konusundan. Kalkınma, girişimcilik ve yenilikçilikten. Okullara kurmuşlar ulusalcı torna-tesviye makinelerini, öğrencileri doğruyorlar. Çocukları birbirinden hiçbir farkı olmayan yontulmuş kereste olarak sokağa salıyorlar. Adeta Steve Jobs ya da Bill Gates gibi eğitim zayiatından kurtulup adam olmak için bir an evvel üniversiteden kaçmanız gerekiyor. Belki 'tek tip insan modeli', hepimizin birer cıvata sıkma makinesine döndürüldüğümüz Fordist üretim tarzının geçerli olduğu 1950 ve 60'larda geçerli olabilirdi. Zira o zamanlar ağır sanayi hamlesi geçerli idi, üretim modeli farklılıklara değil, türdeşliklere dayanıyordu. Şimdi ise farklılıkları farz kılan hizmetler ve bilgi ekonomisi yüzde 80'lik payı oluşturuyor. Apple için, Microsoft için, Facebook için... İki Apple bugün bir Türkiye ediyor ey testereci başları!

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT