Zekeriya Altunok, Devlete “Biz Bir Yerlerde Yanlış Yaptık” Dedirtebildi mi?

​​​​​​​“Şehit Zekeriya acaba devletin herhangi bir yerinde “Yaaa, biz yerlerde yanlış yaptık. Birçok insanın günahını aldık. Bunun hesabı vardır. Allah sorar.” Falan gibi bir muhasebeye, bir iç sancısına yol açıyor mudur?”

Ahmet Taşgetiren, Karar gazetesindeki yazısında KHK ile polislikten atılan, sonra 16 ay hapis yatan ve sonra askere alınıp Ağrı’da PKK tarafından katledilen Zekeriya Altunok’u yazdı:

 Böyle düşünmek en çok iktidar için yanıltıcı olur. Hani “Ateş düştüğü yeri yakar” diye bir sözümüz var ya, o sözün geçerliliği bitmiyor. Acısı olan acısını, derdi olan derdini, geçim zorluğu olan geçim zorluğunu, özgürlüğünü kaybeden onun ruh kıskacını, haksızlığa uğrayan onun isyanını yaşamaktan kurtulamıyor.

Medyada küçük küçük yer alıyor belki, ama yüreklerde büyük büyük depreşiyor.

Şimdi şu, “KHK ile polislikten atıldı, 16 ay hapis yattı, beraat etti, askerde şehit oldu” diye gazetelere haber olan Zekeriya Altunok’un tabutuna kapanan anne Nurgül Altunok, eşi Vildan Altunok ve oğulları Ahmet Eren ile Gökdeniz’in yaşadığı acıyı, “milli gündem”lerle dindirmek mümkün mü?

KHK ile atılmış, 16 ay hapis yatmış, beraat etmiş… tabii görevine dönememiş. Sonrası askerlik ve şehadet…

N’oldu şimdi? Mesela böyle bir olay Türkiye için ne anlam ifade eder?

Herkes çok iyi biliyor ki Türkiye’de bir “KHK adaleti!” var. Bir çırpıda 50 bin kişinin işine son verilebiliyor, ondan sonra adaleti ara ki bulasın. “Sen suçsuzluğunu ispat et!” Suçsuzluğun yargı kararı ile sabit olsa bile, “Devlet senden şüphelenmeye devam ediyorsa yargıda aldığın beraat” da işe yaramıyor. Polissin dönemiyorsun, askersin dönemiyorsun, hatta her kim olursan ol dönemediğin oluyor, içerde değil dışarda olduğuna şükrediyorsun vs…

Şehit Zekeriya acaba devletin herhangi bir yerinde “Yaaa, biz yerlerde yanlış yaptık. Birçok insanın günahını aldık. Bunun hesabı vardır. Allah sorar.” Falan gibi bir muhasebeye, bir iç sancısına yol açıyor mudur? O çocuklar, kocasının polis üniformasını sırtına geçirmiş olan o eş, yüreği evlat acısı ile kavrulan o anne, devlette, birilerinin yüreğini kanatıyor mudur?

Bazen “devlet için” ahiret hesabını unuttuğumuz oluyor, diye düşünüyorum. Evlat katli yapılmış geçmişte, kardeş katli yapılmış. Hem de fetvası alınarak. Fetva alınıyor bir şekilde, bunu alimlerimiz masaya yatırsın, ama birisi bana söylesin böyle adaletsizliklerin hesabının hiç olmayacağına dair bir bilgi var mı Kitabımızda? Bu soruyu böyle bir hassasiyeti olmayana sormam, ama olanın içine nasıl sindirdiğini merak ederim.

Yorum Analiz Haberleri

Gazi Üniversitesi'ndeki ırkçılar Filistin eylemine saldıracak cüreti nerden buluyor?
Mustafa Öztürk’ün Kureyş müşrikleriyle yarışan alaycılığı…
Gazeteci misin, Alman istihbaratının ajanı mı?
ABD üniversitelerinden yükselen vicdan sesi
UAD'de görülen Nikaragua-Almanya davasında son durum