Yavaş'ın açıklamaları ve altılı masanın geleceği

Ersin Çelik, Mansur Yavaş'ın açıklamalarının ittifak ortakları tarafından nasıl karşılanacağına dikkat çekiyor.

Ersin Çelik / Yeni Şafak

Akşener tarih yazarken tarih mi oluyor?

Seçimlere tam olarak 56 gün var. Altılı Masa, unutturulamayacak, üzeri örtülemeyecek sancılı bir sürecin sonunda Cumhurbaşkanı adayıyla birlikte yedi de yardımcı ilan etti. Ancak muhalefet cephesinde sular durulmayacağa benziyor.

İYİ Parti lideri Meral Akşener, Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıkarak kalktığı masaya, 72 saat sonra iki yeni yardımcı adayıyla oturdu. Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nu dönüş bileti yapan Akşener, “Bu çözüm içime sindi. Yine söylüyorum, milletvekili adayı olmayacağım, bu karara inanıyorum” demişti.

Akşener’in ekranlardan verdiği “teminatın” üzerinden henüz 10 gün geçti. Kamuoyu ve muhalefet tabanı süreçte 7 başkan yardımcılı modeli kavramaya çalışırken Mansur Yavaş muhalefet cephesinin kendi içerisinde bütünleşemediğinin işaretlerini veren açıklamalar yaptı.

Yavaş, Fatih Altaylı’nın yayınında bir belediye başkanı olarak “sonradan ekletildiği masayı yeniden dizayn edercesine” şunları söyledi: “Son gün oldu, birkaç saate sıkıştı. Birkaç gün vaktimiz olsaydı şunu önerecektik; ‘Cumhurbaşkanı yardımcısı olarak beni ve Ekrem Başkanı ilan edin, sayın genel başkanlarımız milletvekili olsun ve partilerin başında olsunlar’ diyecektik. Kendi grupların başında olmasının daha mantıklı olduğunu düşünüyorum. Bu benim fikrim. Bunu sayın genel başkanlarla konuşacağım ama takdir masanın.”

Mansur Yavaş’ın “Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı” kimliği ile yaptığı son dakika çıkış, Meral Akşener’i hem boşa düşürüyor hem de bir kez daha yüzüstü bırakıyor.

Yavaş’ın sözlerini iki başlıkta analiz etmek gerekiyor:

1- Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu ile Cumhurbaşkanı Yardımcısı adaylıklarının aceleye hatta oldubittiye getirildiğini söylüyor. Eğer vakit olsa teklifi aslında kendilerinin yapacağını ve masadaki genel başkanlara Cumhurbaşkanı Yardımcısı olmama şartını sunmayı düşündüklerini de söylüyor. Her ne kadar Meral Akşener’in masaya geri dönüş formülü gibi görünseler de Yavaş ve İmamoğlu’nun Kılıçdaroğlu’nu yıkıp geçmeden benzer bir plan üzerine çalıştıkları söylenebilir.

Şu da var; aday açıklanmadan üç ay önce 6’lı masadaki genel başkanların Cumhurbaşkanı Yardımcısı olmak istediklerini Ali Babacan, “Genel başkanların Cumhurbaşkanı Yardımcısı olma fikrine yakın bir mutabakat var” ifadeleriyle açıklamıştı. Temel Karamollaoğlu ise bu fikre karşı çıkarak, milletvekili ve partilerinin başında kalmaları gerektiğini dile getirmişti. Karamollaoğlu, genel başkanlar için “Eşgüdüm Kurulu” formülünü de ortaya atmıştı.

2- Mansur Yavaş, konuk olduğu programda genel başkanların milletvekili adayı olma ve partilerinin başında kalmalarında ısrarcı olacağının işaretini verdi. Bunun için de genel başkanların Cumhurbaşkanı Yardımcısı adaylığından geri çekilmeleri gerekiyor. Yavaş “kendileri ile konuşacağım” dedi. Demek oluyor ki; İmamoğlu ve Yavaş önümüzdeki günlerde 6’lı masadaki liderleri ziyaret turuna çıkabilirler.

Peki masaya sonradan eklenen iki isim görüşmeleri kimin adına yapacaklar? Genel Başkanları ve Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu adına mı? Yoksa, önce Cumhurbaşkanı adayı olmalarını ardından da “yardımcı” formülünü dayatan Meral Akşener adına mı?

Sorunun yanıtını Meral Akşener ve İYİ Parti’nin mevcut durumu veriyor aslında. Akşener, terk ettiği masadan kalkar kalkmaz Yavaş ve İmamoğlu tarafından yolda bırakıldı. Ciddi bir güven bunalımı yaşadı. Açıkçası masaya yeniden oturmaktan başka şansı yoktu ve düştüğü durumu geri dönerek toparlamaya çalıştı. Lakin hem tepkiler hem de kamuoyu araştırmaları partisi için tehlike çanlarının çaldığını gösteriyor. Akşener masanın kurucu ortağı ve ikinci parti olma gücünü yitirmiş durumda. Dahası, kendisi ve partisiyle bir tutmadığı diğer ortaklarla da eşitlendi.

Akşener masayı terk etmeden ve Kılıçdaroğlu’nun adaylığını açıklamadan önce İYİ Parti’nin oy oranı İYİ Parti kaynaklı bazı anketlere göre yüzde 19 olarak yansıtılıyordu. Birçok tarafsız ankette ise oy oranı yüzde 10-11 çıkıyordu. Son süreçte İYİ Parti kaynaklı anketler dolaşımda değil. ADA Araştırma, GENAR ve AREDA’nın son kamuoyu araştırmalarına göre ise İYİ Parti’nin oyu yüzde 7’ye düşmüş görünüyor. Bir ay içindeki hızlı düşüş devam edebilir de. Çünkü, Kılıçdaroğlu henüz HDP ile masaya oturmadı ve İYİ Parti cephesindeki sessizlik sürüyor. Selahattin Demirtaş’ın Akşener’e yazdığı mektuba bile yanıt veremediler. Şu süreçte yaptıkları veya yapmadıkları her hamle İYİ Parti’ye oy kaybettiriyor. Seçimlere ittifak dışında girmeleri halinde baraj altında kalma riski bile söz konusu. Akşener İstanbul’da İmamoğlu ve Yavaş’ın olduğu fotoğraflarla “Tarih Yazacağız” afişleri astırsa da kendisi ve partisi için çok farklı bir tarih yazılıyor.

Sadece İYİ Parti değil masanın diğer ortakları da Kılıçdaroğlu’nun adaylığı ilan edildikten sonra ivme yakalayamadı. CHP tabanlı kamuoyu güçleri de zayıflıyor. Çünkü odak noktası artık Kılıçdaroğlu olacak.

Bu durumda Mansur Yavaş’ın ortaya attığı yeni formül başta Akşener olmak üzere diğer genel başkanlara geri adım attırabilir.

Muharrem İnce’nin önlenemez yükselişini de hesaba katarsak, Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun “güçlü figürler olma çalışması” 6’lı masa için son bir çeki düzen hamlesi olacaktır. Akşener de çok güvendiği gelecek için umut bağladığı iki isim muhalefet, dağınık, kararsız ve mevki makam öncelikli ittifak görüntüsünden sıyrılabilecek mi? Önümüzdeki iki haftada daha net göreceğiz.

Yorum Analiz Haberleri

Şule öğretmen ve yeni maarif modeli
Siyonistlerin antisemitizm “silahı” artık işe yaramıyor
"Nefretin çatallı dili kurusun!"
ABD üniversiteleri ayaklanırken Türkiye ne yapıyor?
"Müslüman” öğrencilerin ABD’yi sarsan eylemleri