İki yıllık Siyonist soykırımı boyunca Filistin direnişinin öncelikleri, derhal ve kapsamlı bir ateşkes, ablukanın kaldırılması, yardımların girişine izin verilmesi, yeniden yapılanma ve esir değişimi için bir antlaşmaya varmaktı. Ateşkesten sonraki günler, ateşkesin tatbik kabiliyetinin olup olmadığının da test edildiği zamanlardı. Bu süre zarfında Gazze’nin ana kısmının dışında Siyonist saldırı kuvvetleri Filistinlileri katletmeye kaldığı yerden devam etmekte hiç vakit kaybetmeyeceklerini gösterdi.
Bu bağlamda Umran dergisinde Siyonist barbarlık, vicdanın yankılanan haykırışı, ‘Gazze Ateşkes Planı’, Ortadoğu’daki silahlı örgütlerin geleceği, bölgesel ittifakların yanı sıra dünyadaki gelişmeler ele alınıyor. Ayrıca Cumhuriyet devri İslamcılığı, yakın tarih, toplumsal hafıza, misilsiz bir boğuşmaya doğru giden dünya, kitap fuarları, Batı’nın merkezî vasfını kaybetmesi gibi konular duruluyor.
Türkiye ve Dünya Gündemi
Mehmet Akın 2005’teki Irak Dünya Mahkemesi gibi İstanbul’da toplanan Gazze Mahkemesi’ni değerlendiriyor. Mahkemenin; soykırımın yüz yıllık bir geçmişi olduğunu, İsrail’in yerleşimci- sömürgeci siyasetini, soykırımın sebebini ve suçunu Filistinli mağdurların üzerine yıkma girişimini, İsrail’in ahlaki ikiyüzlülüğünü, Filistin’deki soykırımı inkâr stratejisinin nasıl işlediğini, İsrail ve onu destekleyen ülkelerin, Filistinlilere yönelik soykırımı savunmak için Holokost’un ‘eşsiz ve biricik’ olduğu iddiasını siyasi bir silaha dönüştürmesini ve Gazze’deki soykırımı “medeniyet ile barbarlık arasındaki bir savaş” gibi gösterme çabasının taşıdığı kasıtlı kötülüğü gözler önüne serdiğinin altı çiziliyor.
Genel hatlarıyla büyük bir dünya savaşının kaçınılmaz olduğu yönündeki analize katılan Aleksandr Dugin’in “Savaş Önümüzde” başlıklı yazısında dünya düzenindeki kırılmaları yorumluyor. Brezilyalı iktisatçı Paulo Nogueira Batista JR. “Jeopolitikte Tektonik Kaymalar: Artık Kansas'ta Değiliz” başlıklı yazısında içinde bulunduğumuz yüzyıldaki güç kaymasının Batı’dan Doğu’ya, Atlantik’ten Pasifik’e yöneldiğini belirginleştiriyor.
Ortadoğu’dan dünya meselelerine uzanan çeviriler ise Abdulmunim Said’in “Ortadoğu’nun Kurtarılması” yazısıyla başlıyor. Said, on yıldır Ortadoğu’daki güçlerin devleti ve egemenliği korumakla siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel tüm biçimleriyle reform arasındaki salınımını analiz ediyor. Gazze’deki ateşkes planına değinen Selim Azuz, kurtuluş hareketleri hedeflerini ezici bir güçle değil, kademeli kazanımlarla, sadece tek bir turla değil birkaç turla gerçekleştiren yorulmak bilmez boyutuna dikkat çekiyor.
Münir Şefik “Arap Sokakları Neden Harekete Geçmiyor?” başlıklı yazısında Arap ve İslâm halkları ile dünyanın özgür halkları arasındaki dayanışmayı ve karşılıklı destek ruhunu teşvik ediyor. Bu bağlamda Arap dünyasındaki rejimlerin baskıcı tabiatının insanların sokağa çıkmasını engellediğinin altını çiziyor.
Bekir Sıdki “Ortadoğu’daki Örgütlerin Silahlı Mücadele Döneminin Sonu” başlıklı yazısında PKK, SDG gibi örgütler etrafındaki tartışmaları yorumluyor. Ali Hüseyin Bakir “Türkiye İsrail’e Rağmen Filistin Denklemine Girmeyi Nasıl Başardı?” yazısında Türkiye’nin Filistin meselesindeki konumunu değerlendiriyor.
Metanetli Direniş, Kırılgan Ateşkes ve Gelecek
Şer İttifakı’nın akıllı güç stratejisini yansıtan soykırımcı Netanyahu’yu destekleyen ve Trump’ın arabuluculuğunda açıklanan ateşkes antlaşmasının gündüz gevezeliğinin ötesinde bir anlamı yok. İsrail saldırmayı sürdürdükçe tablo karanlık ve Gazze şeridi ile Filistin topraklarında kalıcı bir barış için fazla umut yok; zira sözde ateşkes antlaşması, aslında Siyonist rehinelerin serbest bırakılmasını sağlamayı hedefleyen geçici moladan ibaret. Hiç şüphesiz, planda bundan fazlası var ancak maddelerin çoğunun belirsiz ve yoruma açık olması, bu ‘barış planı’nın ciddiye alınmasını zorlaştırıyor.
Kırılgan ateşkesi insanların vicdanlarında kısmen de olsa onaylatan Gazze’ye yardım gönderilmesi beklentisiydi. Siyonist rejimin hapishanelerinde tutulan bazı Filistinlilerin iadesi gibi sebeplerle planı kabul eden HAMAS, gıda yardımı yeniden başlasa bile bunun uzun sürmeyeceğini biliyor. Zira Siyonist teşebbüslerine devam eden Netanyahu’nun tüm bölge için büyük planı, Suriye, Lübnan, Ürdün’ün bazı bölgelerine ve Irak’a “İsrail’in genişlemesi”ni kapsıyor. Gazzelilerin bu planın bir parçası olması değil, etnik temizlik yoluyla tamamen ortadan kaldırılması öngörülüyor. İşte bu ve benzeri gelişmeler Siyonizm’in kolonyalist doğasına karşı bütün dünyada bir uyanış yaşanmasını sağladı. Aksa Tufanı sonrası İsrail’in başlattığı soykırıma karşı dünya kamuoyundan, sivil halklardan gelen tepkinin geçmiştekilerden çok ileri noktalara ulaştığı bariz.
Derginin bu çerçevede hazırlanan dosyasına Burhanettin Can “Siyonizm’in Kurbağa Haşlama Stratejisi Açısından 'Gazze Barış Planı’”, Mustafa Aydın “'Gazze Barış Planı', Gazze'yi Silme Projesidir”, Metin Alpaslan “Düğüm Kördüğüme Dönüşürken”, Ömer Behram Özdemir ise “Gazze'deki Kırılgan Ateşkes: Süreç ve Beklentilere Dair” başlıklı yazılarıyla katkı sunuyor.
Kritik, Yaşayan İslâm ve Kültür Sanat
Derginin kritik bölümü Kâmil Yeşil’in “Cumhuriyet İslâmcılığının Sebebi Olarak Kemalizm” başlıklı yazısıyla başlıyor. Bu bölüme Ömer Kantarcı “Trabzon'un, Karadeniz'in Değil, Türkiye'nin Hikâyesinden Bir Kesit”, Mehmet Furkan Ören “Günümüzdeki Selefilik Tartışmaları Üzerine Gözlemler”, Zahide Tuba Kor “Bir Arap Yahudi’nin Otobiyografisi Üzerine”, Kamil Ergenç “Farklı Boyutlarıyla Çevirilerin Dünyasına Bakmak” ve Ersin Yağan “Düşünce Dünyamız ve Bir Röportajın Düşündürdükleri” başlıklı yazılarıyla katkıda bulunuyor.
Aytaç Ören “Yaşayan İslâm” bölümündeki Cuma Kayıtları’nı “Bin Dört Yüz On Beş” başlıklı yazısıyla sürdürüyor. Bülent Acun ise İslâm davetinin kırk anahtarına dikkat çekiyor.
Kültür sanat sayfaları Mehmet Akif Memmi’nin “Yine Yeniden Üsküdar Kitap Fuarı” yazısıyla açılıyor. Gülşen Özer Metin Önal Mengüşoğlu’nun kitabından hareketle “Cahit Koytak şiiri neden önemlidir?” sorusunun cevabını arıyor. Cevdet Kavsara Yavuz Bülent Bakiler’den kalan izleri tarih ve anılar üzerinden sürüyor. Kaan Küçük Şehit Yahya Sinvar’ın kitaplarını eserlerin çevirmeni Vahdettin İnce'yi de dikkate alarak değerlendiriyor.
www.umrandergisi.com.tr