Basın açıklamasını Türkiye Tefsir Akademisyenleri Tefsir Akademik Platformu adına Dr. Öğr. Üyesi Zeki Keskin yayınladı:
Basın açıklamasının tam metni:
"Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron'un, "İslamcı radikalizmle mücadele" adı altında İslâm ile mücadeleye girişmesi, dinleri, zihinleri bir mühendislik faaliyet ile istediği forma sokabileceğini sanıp harekete geçmesi; ırkçılığı, nefret suçlarını, İslam düşmanlığını, antisemitizmi kışkırtan yaklaşımlardır. Macron’un bu yaklaşımı başta Fransa olmak üzere diğer Avrupa ülkelerinde de gereksiz gerginliklere yol açacaktır.
2004’te yürürlüğe giren bir kanunla başörtüsünün lise düzeyinde men edildiği, 2010’da çıkarılan bir başka yasayla da dışarıda peçeli çarşaf giymenin “ulusal güvenlik” gerekçesiyle yasaklandığı ülke Fransa. İşte bu ülkenin Cumhurbaşkanı Macron, Müslümanları yaşadıkları yere yabancılaştırma çabasına girmiştir. Macron’un, laik devlet kavramının neredeyse din düzeyinde görüldüğü Fransa’da “Fransa İslâm’ı” üretileceğinden söz etmesi, İslam'ı terörle yan yana kullanmaya özen göstermesi fevkalade bir basiretsizlik örneğidir. Bu basiretsizlik; Avrupa'daki Müslümanları taciz etmeyi, onların yaşam tarzlarına sınırlama getirmeyi ve camilere saldırmayı adeta görev bilen ırkçı çevrelerin işine yarayacaktır. Ayrıca DEAŞ gibi insanlık düşmanı örgütlerin daha çok palazlanmasına yol açacaktır.
Fransa'da, bu ayın başlarında öğrencilerine “ifade hürriyeti” konulu bir derste Hz. Muhammed'in çıplak bir Muhammed çizgi filmi gösterdiği ve bir çok Müslüman ebeveyni kızdırdığı medyaya yansımış olan bir öğretmenin öldürülmesinin cezasını tüm Müslümanlara kesmek zulümdür. Bunu bahane ederek Macron'un tutup da kamu binalarına o çirkin ve asla kabul edilemez karikatürleri yansıtması, İslâm dünyasına dönük tam bir provokasyondur. Bunun düşünce özgürlüğü ile herhangi bir ilgisi de yoktur. Fikir özgürlüğü adı altında milyonlarca Müslümanı inciten, milyonlarca Müslümanın hakaret kabul ettiği bir fiili işlemek, meşrulaştırmak asla geçiştirilecek bir konu değildir.
Biz Türkiyeli tefsir akademisyenleri olarak insanlara bir şahit, bir müjdeleyici, bir uyarıcı olarak gönderilmiş olan Hz. Muhammed’in (s) örnekliğinden şaşmayacağımızı, ona hakaret nitelikli her çabanın açıkça karşısında duracağımızı ve onun bize canımızdan daha kıymetli olduğu gerçeğini saygıyla kamuoyuna duyururuz."