Tartışılan cenaze namazları üzerinde daha bir ciddiyetle durulmalı

İslam'ı alenen, açık beyanlarla reddetmemiş kimselerin cenazeleri ya da kimliği bilinmediği halde, cenaze namazı kılması için Müslümanların önüne getirilen kimseler hakkında hüsn-i zanna göre davranılması tavsiye olunmuştur.

Selahaddin E. Çakırgil’in yazısı:

Önce, son günlerde bazı cemaat çevrelerinde çokça tartışılan bir konuya değinelim.. Miladî-19. YY'ın son demlerinde, Osmanlı dönemimizin alenî materyalistlerinden Baha Tevfik, Beşir Fuad, Tevfik Fikret gibi isimler ve de adını yazarak yazımı kirletmek istemediğim bir diğeri, Nurullah AtaçO. N. Çerman, İ. ÖktemAziz Nesin, vs.. Bu isimler Allah'a inanmadıklarını alenen söylediler ve inanmadıkları bir dinin icaplarına göre cenaze töreni istemediklerini söylediler ve öyle gittiler. Malûm birisinin cenazesi üstüne ise, namaz gerekmediğine 'devletliler'ce karar verilmiş ama, kız kardeşi, 'Ben ağabeyimi namazsız göndertmem!' diye feryatlara gark olmuş, 8-10 kişi, hemen bir araya gelip cenaze namazının kılındığı iddia olununca konu kapanmıştı.. Önceleri, bir şiirinde, 'Bu türlü dinsizlik diyanetimdir benim..' diye, mısralar yazan, ama, ömrünün son demlerinde 'Allah Bir..' diye bir kitap yazdığı için iman tazelediği kabul edilen Hasan Âli Yücel ise, en azından o son yönelişiyle musalla taşından sessizce yeni yolculuğuna çıkmıştı..

Yazının devamı >>>

Yorum Analiz Haberleri

Merkeziyetçilik Türkiye’ye fayda getirdi mi?
Devrim sonrası bir yıl: Devrimin ilk yılında özgür Suriye'de neler yaşandı?
“İhvan bitmişse bu kadar tedbire ne gerek var?”
Kültür Bakanlığı’nın Kemalizm propagandasına soyunmasının ülkeye ne faydası var?
“Suriye’de bundan sonra ne yaşanırsa yaşansın, hiçbiri o koyu Baas karanlığı kadar kötü olamaz”