Suriye’de bayram coşkusuna tanık olmak

Savaşın geride bıraktığı yıkıntılar arasında yükselen ezan sesleri, seccadelerin üzerine serilmiş dualar, coşkuyla getirilen tekbirler bu insanların en büyük gücü ve sermayesidir.

M. Hasip Yokuş / Haksöz Haber

Özgür-Der’in organize ettiği program çerçevesinde, bayramdan beş gün önce Yavuz Karaoğlu kardeşimle birlikte Diyarbakır’dan yola çıktık. Devrim öncesinde defalarca ziyaret ettiğimiz bu topraklara, devrimden sonra ikinci kez adım atıyorduk. Her seferinde farklı bir hissiyatla yoğrulsak da, İslam coğrafyasının herhangi bir beldesine yapılan her yolculuk; insanın kopmuş bir parçasına yeniden kavuşmasının verdiği heyecanı ve mutluluğu taşıyor. Aynı zamanda bu yolculuklar, kardeşliğin ve ümmet olmanın hakiki anlamını yeniden derinden idrak etme imkânı sunuyor.

Suriye, Gazze ve Afganistan gibi savaşın ve sabrın iç içe geçtiği coğrafyalarda, yürekleri imanla dolu insanlarla geçirdiğim her an, kendi iç dünyama tutulmuş bir aynaya dönüştü. Bu topraklarda yalnızca yoksulluğa değil; kanaatkârlığa, yetim kalan çocuklara değil; umudu yaşatan dirence, savaşın izlerine değil; imanla inşa edilmeye çalışılan bir geleceğe tanıklık ettim. Bu yolculuklardan dönüşlerimde geride kalan, sadece birkaç gün değil; zihnime kazınan izler, yüreğimde yankı bulan sarsıntılar oldu. Bu yolculuklar, yalnızca fiziki bir ziyaret değil, aynı zamanda insanı kendi hakikatine yaklaştıran manevi bir tefekkür kapısıdır.

Yazının devamı >>>

Yorum Analiz Haberleri

Aksa Tufanı ile Siyonist İsrail ne kaybetti?
Bursaspor tribünlerinden Leyla Zana’ya küfredilmesi, “Bir kısım taraftarın kepazeliği” diye geçiştirilebilir mi?
Bu moralle ibadetlerde huzur bulabilmek!
Din ve Dindarla edilen kavga kime ne kazandırır?
Göz önünde saklanan Siyonist milyarderler çevresi: Mega Group