Macid Fahri / Haksöz Haber
Darfur bölgesinde yer alan El Fasher kentini kurtarmaya yönelik mücadele, Sudan ordusunun hava ablukasını kırma ve yaklaşık iki yıldır kuşatma altında tutulan 6. Tümen ile sivillere yardım gönderme başarısıyla fiilen başlamıştır. Hava ablukasının kırılması, karadan ablukanın kırılmasının bir ön adımıdır. Geriye dönüp baktığımızda, kuşatmayı kırma mücadelesi El Fasher'deki efsanevi direnişle, ondan önce komşu Kuzey ve Batı Kordofan bölgesindeki şehir ve ene kentlerin kurtarılmasıyla ve bunun ötesinde Sennar, Medeni ve Hartum şehirlerinin kurtarılmasıyla başlamıştı. İsyan, ülkeyi bölmeyi ve yok etmeyi, muazzam zenginliklerini kontrol altına almayı ve sömürmeyi amaçlıyordu.
İsyan, asilerin çirkin uygulamalarına tepkilerle ve cürümlerine karşı ordunun, destek güçlerinin ve halkın büyük desteğinin alınmasıyla siyasi, askeri ve stratejik anlamda bastırılmıştır. Böylece Sudan ordusu, Kuzey Darfur Eyaleti'nin başkenti stratejik El Fasher şehrine uygulanan hava ablukasını kırmayı başardı. Bu, yaklaşık bir hafta içinde ikinci kez gerçekleşti. Bu başarı, kesinlikle önemli olmakla birlikte, yalnızca teknik, icrai veya lojistik boyutlara hasredilemez ve hapsedilemez. Bu yönleriyle sınırlandırılamaz. Daha ötesi bir durum söz konusudur. Hava ablukasının kırılması, şehrin semalarını ordu uçaklarının güvencesine açıyor ve isyancıların uçaksavar sistemlerini, siviller ve yabancı paralı askerler tarafından kullanılan İHA'lar da dahil olmak üzere, etkisiz hale getiriyor. Kolombiyalı bir araştırma raporunun geçen Temmuz ayında bildirdiği gibi, bu sistemler, Güney Darfur Eyaleti'nin başkenti Nyala Havalimanı'ndaki üslerden harekete geçiyor. Dolayısıyla, ordunun El Fasher'e uygulanan hava ablukasını kırmadaki başarısı, şehrin karadan ablukasını da kırmak için başlatılan mücadelenin seyrini de olumlu yönde etkiliyor. Bu adım aynı zamanda, bu yönde atılacak tali adımların da önünü açıyor.
Tali adımları şöyle izah edebiliriz. Bu adımlar, Hava sahasının güvenliğini sağlamayı, destek güçlerinin ve şehir sakinlerinin kararlılığını desteklemeyi ve isyancıların hava kuvvetlerini tesirsiz hale getirerek veya yok ederek onları karada izole etmeyi ve savunmasız bırakmayı amaçlamaktadır .
Öte yandan, bu veri ve durum kara muharebelerinin yoğunlaşmasını ve isyancıların şehri işgal etmek için çaresizce çabalamalarını da izah ediyor. Zira isyancılar, zamanlarının daraldığını hissediyor ve ordunun El Fasher hava sahasını kontrol etmesiyle bu gelişmenin havadan karaya sıçramasının an meselesi olduğunu da ortaya koyuyor. Genel olarak, geriye dönüp, metodolojik ve stratejik olarak baktığımızda, asilere karşı El Faşer kuşatmasını kırma mücadelesinin, efsanevi 6. Piyade Tümeni, yardımcı (redif) kuvvetler ve sivillerin kararlılığıyla başlatıldığını söyleyebiliriz. İsyancıların şehri ele geçirmeyi veya halkın ve savunucularının kararlılığını kırmayı başaramadığını söyleyebiliriz. Bunun yerine umutsuzca pazar yerleri, hastaneler, okullar, toplantı yerleri, kamplar ve yerinden edilmiş kişilerin ve mültecilerin sığındığı toplanma alanları da dahil olmak üzere altyapı ve ayrım gözetmeksizin sivil tesisleri bombalamaya koyulmuşlardır. Bu, kuşatmanın neden iki yıl sürdüğünü izah ettiği gibi asilerin bariz bir şekilde savaş suçları işlendiğini de ortaya koyar.
Kara muharebelerine gelince, 6. Tümen sadece direnip isyancıların şehri işgal etmesini engellemekle kalmadı, aynı zamanda birkaç gün önce civardaki önemli askeri üsleri kurtarmayı da başardı; bu da önümüzdeki dönemdeki savaşın seyrini tayin eden açık bir gösterge olmuştur.
Darfor dışından bölgesel bir bakış açısıyla, kronolojik sıraya dayanarak, kuşatmayı kırma mücadelesinin stratejik Bara şehrinin kontrolü ve Kordofan Eyaleti'nin şehir ve ana merkezinin kurtarılması ve bölgesel başkent El Obeid (el Ebyad) ile hayati ve stratejik havaalanının güvence altına alınmasıyla başladığı söylenebilir. El Fasher ve Darfur bölgesini kurtarma mücadelesinin, isyancı güçleri kontrol altına almak, arkalarını ve sırtlarını açık bırakmak ve ikmal yollarını kesmek için Kordofan'dan başlatılması yerinde olmuştur.
Burada, Darfur bağlamında, isyancılar El Faşer'in kurtarılmasının kontrolü kaybetmek anlamına geldiğini anlamış olmalılar. Ordunun, müttefik ve destekleyici güçlerin Darfur bölgesini bütünüyle kurtarmaları, onların amansızca şehre saldırmalarına ve yüklenmelerine ve savaş suçları işlemelerine neden olmuştur. Şehri kaybetmenin bölgeyi kaybetmek anlamına geldiğini anlıyorlar ve buda onları daha saldırgan hale getiriyor ve böylece bütünüyle yenilgilerini pekiştirmiş oluyorlar.
Daha da ileriye baktığımızda, El Faşer kuşatmasını kırma ve Darfur'u kurtarma mücadelesinin Jebel Moya'nın ve Sennar, El Cezire ve başkent Hartum gibi şehir ve eyaletlerin kurtarılmasıyla başladığı sonucuna da varabiliriz. Bu, ülke genelinde isyanın yenilgisinin stratejik ve kesin bir ilanı gibi görünüyordu ve etkilerinin nihai olarak ve tamamen ortadan kaldırılması, yalnızca bir zaman meselesiydi.
Başkent ve ifade ettiği sembolizm ve oradaki olayların tüm ülke sathına yansıma ve çağrışımlarına paralel olarak, El Faşer'de de benzer hikâyeler yaşanmıştır. Bu hikayeler mücadelenin sonuna işaret ediyor. Bunlar El Faşer ve Darfor'un geleceği için müjde ve iyimserlik anlamına gelmektedir. Ordunun tümenleri ve tugayları, isyanın ilk gününden bu yana başkentteki önemli stratejik mevzilerde ve kamplarda direndiler. Örneğin zırhlı birlikler ve tali unsurlar yaklaşık bir buçuk yıl boyunca direndiler. Oradaki kararlılıkları, akabinde saldırıya geçip şehri kurtarma ve isyan projesini bitirme yolunda attıkları adım ilk savunma hattı ve adımı mesabesindeydi. A planında tüm ülkeye hükmetmeyi tasarlıyorlardı. Sennar, El Cezire ve Hartum gibi önemli eyalet ve şehirlerdeki yenilgi ve kayıpların ardından hükümet güçlerinin Darfur bölgesine intikali ise B planını temsil ediyordu.
Sonuç olarak ve kısaca, mevcut sahne, isyanın patlak vermesinden bu yana başkent Hartum ve ülkenin yaşadıklarını neredeyse birebir özetliyor. Bunlar takribi olarak el Faşir ile Darfur'da tekerrür ediyor. Ordunun, destek güçlerinin (redifler) , geniş halk yığınlarının efsanevi direnişi, asilerin planlarını bozdu. Hartum'da yaşananlar bir biçimde El Fasher ve Darfur'a da sıçrayacak ve orada da yaşanacaktır. Bu hususta yöneticiler ve halk kesimleri arasında köklü bir inanç bulunuyor. Asilerin projesi ölü doğmuş bir projedir ve geleceği yoktur. Nihai olarak yenilmesi mukadderdir. Tasfiye olmaları ve kenara çekilmeleri sadece zaman meselesidir.