ALAADDİN YURDERİ / HAKSÖZ HABER
Sezai Karakoç, “Samanyolunda Veba” şiirinde bağbozumu zamanlarında samanyoluna baka baka büyüdüğü zamanları: “Nerde çocuklar gece yarılarından sonra/Çıkıp samanyoluna bakan/Bakarak çocukluğu uzatmaya çalışan” dizeleriyle, Ergani’de geçirdiği çocukluk günlerine gider. Gökteki sonsuzluğun insana duyurabileceği en gerçek anlamın “Samanyolu’na yüklendiğini belirten Ebubekir Eroğlu ”Kara ikliminin egemen olduğu şehirlerden birinde bir yaz gecesi geçirenler, samanyolunun bıraktığı hayret dolu izlenimlerin yabancısı değildir. Anadolu şehirlerinde samanyolunu seyretmenin, köpek seslerinin, tırtıl ötüşlerinin anlam yüklenmesini duyumsamanın özel bir zevki yaşanır.”
Yaşadığı bu özel zevki, Hatıralar kitabının ilk cildinde, anlatan Sezai Karakoç: “Yaz geceleri, toprak olan damlarda ya da bahçelerde yatılır. Gök, yıldızlarıyla adeta yere yaklaşır ve sonsuz zenginliğini bir ziyafet sofrası gibi sunardı. Yere serilmiş yataklarda adeta gözümüz, yıldızlar dünyasına kaymış dalar giderdik; sanki uykuyla göklere yükselir, yıldızlar âleminde bir rüya ikliminde dolaşır gibi yaşardık” der.