"Niyetleri Farklı, Yöntemleri Benzer ve İğrenç..."

Hamza Türkmen, Diriliş Postası'nda kaleme aldığı yazıda IŞİD ve HDP/PKK/KCK'nın oluşum şartlarına dikkat çekiyor ve iki örgüt hakkında adaletle hükmetmeye çağrıda bulunuyor, IŞİD ve KCK'nın yöntemsel aynîliklerine işaret ediyor.

Hamza Türkmen - Niyetleri Farklı, Yöntemleri Benzer ve İğrenç... / Diriliş Postası

25 Temmuz Cumartesi günü gazetemizde bir yazarımız IŞİD’in ‘Batı projesi’ olduğunu ve ‘Türkiye’nin kaos ortamına çekilmesinde öncülük’ ettiğini yazdı.

Başka komplo teorileri kuranlar da Kürt ulusalcılığının şemsiyesi olan KCK’nın ve iltisaklı kuruluşlarının Batı emperyalizminin bir projesi olduğunu ileri sürmekteler.

Oysa sosyal vakıaları kendi nesnel temellerinden okumayı öne almak asıl olmalı. Benzer yöntemlerle bölgede hâkimiyet mücadelesi veren ve bunun için de katliamlar yapan, bölge halklarını tehcire zorlayan her iki örgüt de adaletle değerlendirilmeli.

Ve asıl olarak KCK’nın da IŞİD’in de emperyal politikaların bir sonucu olduğunun üzerinde durulabilmeli. Karşıtlığımız bizi adaletsizliğe sevketmemeli (5/8). Birisinin barış ve haklar yalanına kapı açılırken, ötekinin öcü ve kullanılabilir olduğu reklam edilmemeli.

KCK da IŞİD de sıkıştırılmışlığa, sindirilmişliğe, baskı ve zulümlere gösterilen tepkinin sonucudur.

KCK, Kemalizmin ve Baasçılığın ırkçı asimilasyon politikalarına tepkinin örgütlenmesidir.

IŞiD ise Cezayir’de, Filistin’de, Irak’da ve daha birçok coğrafyada küresel güçlerin ve ABD’nin hukuksuz olarak katlettiği -ki terör tanımı da budur- milyonlarca insanın tepkisinden; Avrupa ülkelerinde varoşlara tıkıştırılan eğitimsiz ve imkânsız Müslüman gençlerin isyan potansiyelinden doğan ve beslenen bir örgüttür.

(...)

Yazının Devamı >>>

Yorum Analiz Haberleri

CHP'li Bolu ve Afyon belediyelerinin ırkçı uygulamaları Almanya tarafından mı finanse edilecek?
Gazze'ye insani yardım girişi için bütün yollar denenmeli!
Orantısız bir savaşa rağmen hız kesmeden büyüyen tepkiler...
İnsana ve hayvana hangi saiklerle yaklaşacağız?
Bu karanlık gecenin yok mu sabahı?