Myanmar’da işlenen işkence suçları için Türkiye’de yargı süreci başlatıldı

Myanmar Askeri Cunta üyeleri ile onlara bağlı hareket eden suçlular hakkında, işkence ve insanlığa karşı suçlar nedeniyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunuldu.

HAKSÖZ HABER

Avukat Gülden Sönmez ve beraberindeki bir grup hukukçu, Myanmar askeri cunta üyeleri ve ona bağlı hareket eden suçlular hakkında, işkence ve insanlığa karşı suçlar nedeniyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.

Myanmar Silahlı Kuvvetleri 1 Şubat 2021 tarihinde gerçekleştirdiği darbeyle ülke yönetimine el koymuş, ülkedeki Müslümanlara ve azınlık topluluklarına yönelik katliamlar ve işkencelere girişmişti.

Askeri darbeyle birlikte Myanmar’da bir yıl sürecek olağanüstü hal ilan edilmiş, yürütme, yasama ve yargıya ait tüm yetkiler Silahlı Kuvvetler Başkomutanlığına devredilmişti.

Darbeciler, yürütme erkini üstelenerek Devlet İdaresi Konseyi (SAC) adlı bir oluşum meydana getirerek kendi yönetimini ülkede hakim kılmaya girişirken, işledikleri cinayetler ile dünyanın tepkisini çekti.

Askeri darbenin gerçekleştirilmesinin ardından cuntacılara karşı gösteriler düzenlenmiş, gösterilerde birçok insan askerler tarafından açılan ateş nedeniyle öldürülmüştü. Ülkedeki hukuksuzluklar devam ederken Müslümanlara dönük işlenen insanlık suçlarına karşı Türkiye’de suç duyurusunda bulunuldu.

Cunta idaresinin başkanı Min Aung Hlaing'ın da aralarında bulunduğu cuntacılar hakkında yapılan suç duyurusu ile Myanmarlılar uluslararası çözüm yolları oluşturulmasını talep ediyor. 

Suç duyurusunu Türkiye’ye göç eden Myanmarlıların avukatlığını üstelenen Gülden Sönmez ve kimi avukatlar gerçekleştirdi. Suç duyurusunun ardından bir basın açıklaması yayınlandı.

Basın açıklamasının tam metni:

 

MYANMAR’DA İŞLENEN İŞKENCE SUÇLARI İÇİN TÜRKİYE’DE YARGI SÜRECİ BAŞLATILDI

Myanmar Askeri Cunta üyeleri ve bağlı hareket eden suçlular hakkında, işkence ve insanlığa karşı suçlar nedeniyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na Suç Duyurusu Yapıldı

Myanmar Silahlı Kuvvetleri 1 Şubat 2021 tarihinde gerçekleştirdiği darbeyle ülke yönetimine el koymuştur. Askeri darbeyle birlikte ülkede 1 yıllığına olağanüstü hal ilan edilmiş, yürütme, yasama ve yargıya ait tüm yetkiler Silahlı Kuvvetler Başkomutanına devredilmiştir. Darbenin ertesi günü, cunta yönetimi olan Devlet İdaresi Konseyi (SAC) kurulmuştur. Cunta idaresinin başkanı, Min Aung Hlaing olmuştur. SAC kurulduğu sırada sekizi askeri, üçü sivil olmak üzere on bir üyeden oluşuyordu. Bunlardan altısı, darbenin yapıldığı 1 Şubat 2021 tarihinde Tatmadaw hiyerarşisinde üst kademelerde görev yapıyordu. Askeri darbeyi müteakip, Myanmar’da darbeyi kınayan çok sayıda barışçıl gösteriler ortaya çıkmıştır. Bu durum karşısında, Askeri yönetim yaygın ve sistematik bir şekilde şiddete müracaat etmiştir. Birleşmiş Milletler kaynaklarına göre keyfi tutuklama, yargısız infazlar ve işkence kötü muamele Tatmadaw yönetiminin olağan yöntemi haline gelmiştir.

Askeri Cunta, darbe sırasında ve sonrasında, 100’ü çocuk olmak üzere 1500’den fazla sivili öldürmüştür. Sagaing Bölgesin’de 420, Yangon Bölgesi’nde 275, Mandalay bölgesinde ise 265 ölüm gerçekleşmiştir. Ölümlerin % 60 küçük ateşli silahların kullanılmasıyla husule gelmiş, 200 kişi de başlarından vurularak öldürülmüştür. Güvenlik güçlerinin, vatandaşlara yönelik öldürme eylemleri darbe karşıtı protestolar sırasında, gözaltında ve temizlik operasyonu (clearance operations) olarak adlandırılan operasyonlar bağlamında vuku bulmuştur. BM raporlarına göre, birçok darbe karşıtı gösteride sivillere hedef gözetilerek ateş açılmış, halihazırda yaralanmış göstericilere ateş etmekten de imtina edilmemiştir. Buna ilave olarak, kaçan göstericiler takip edilerek öldürme fiilleri dikkat çekicidir. Temmuz 2021 tarihinden başlayarak, askeri operasyonlar sırasında vuku bulan çok sayıda kitlesel öldürme fiili (mass killings) rapor edilmiştir. Örneğin, Tatmadaw bir köyde dokuz kişiyi yakalamış ve öldürmüştür. Bu kişilerin cesetleri daha sonra yakındaki ormanda köylüler tarafından bulunmuştur. 24 Aralık 2021 tarihinde Tatmadaw kırk kadar kadın, erkek ve çocuğun bedenini yakmıştır. Aralarında iki insani yardım gönüllüsü ve çocukların da yer aldığı yakılan kişilerden kalanlar incelendiğinde, bazılarının canlı canlı yakıldığında dair güçlü emareler tespit edilmiştir.

1 Şubat 2021 ve 31 Ocak 2022 tarihleri arasında cunta idaresi, 9307’si erkek, 2349’si kadın ve 240’ı çocuk olmak üzere 11742 kişi keyfi olarak tutuklamıştır. Aralarında birçok ünlü, doktor, gazeteci, öğrenci, hemşire ve eğitimcilerin de bulunduğu tutuklananların neredeyse tamamı işkence görmüş, çok sayıda işkence mağduru hayatını kaybetmiş, bir kısmı sakat kalmış ve birçoğu da bu işkenceye hala maruz kalmaktadır.

Bilindiği üzere 2021 darbesiyle yönetimi ele geçiren silahlı kuvvetlerle 2017’de Müslümanlara karşı soykırım gerçekleştirenler aynı güçler ve kişiler olduğu için ayrıca suç duyurusunda Müslümanlara yönelik soykırım ve insanlığa karşı suçlara da yer verilmiştir.

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi İnsan Hakları Yüksek Komiseri’nin 15 Mart 2022 tarihinde yayınladığı 1 Şubat 2021 tarihinden itibaren Myanmar’da insan hakları durumuna ilişkin raporda, askeri cunta rejiminin işlediği ağır suçları, insanlığa karşı suç olarak tavsif etmekte ve bu hususta birçok delili ortaya koymakta ve değerlendirmektedir. Söz konusu rapordaki veriler de suç duyurusunda delil olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulmuştur.

Askeri Cunta tarafından keyfi olarak tutulan ve işkence gören mağdurların vekili Avukat Gülden Sönmez tarafından yapılan suç duyurusunda, askeri cuntanın katı bir emir-komuta zinciri içerisinde hareket ettiği, ilgili suçların sistematik ve planlı bir şekilde işlemiş oldukları ve bu suçlara karışan general ve komutanların yanı sıra bizzat işkencelere katılan isimlerin hakkında evrensel yargı yetkisine dayanarak soruşturmanın başlaması gerektiği belirtilmiştir. Suç duyurusunda hayatını kaybeden maktullerin bilgileri Savcılığa sunulmuştur. Başta askeri cunta baş sorumlusu olan General Min Aung Hlaing olmak üzere 23 suçlunun isminin şikayete konu olduğu başvuruda özellikle Yangon bölgesindeki Ya Kyi Ain Sorgulama Merkezi sorumluları ve işkencecileri Ye Win Oo gibi bazı askeri sorumluların da ismi yer almaktadır. Şikayetçi mağdurların, keyfi olarak tutulduğu, ağır işkence ve eziyet gördüğüne dair bilgi ve dillerin sunulduğu dosyada sanıklar hakkında yürütülecek tahkikat tamamlanıncaya kadar haklarında tutuklama tedbirine başvurulmasının hukuki bir zorunluluk olduğu da belirtilmiştir. Tutuklama kararı devam eden suçların önlenmesi için de hayati önem arz etmektedir.

İnsanlığa karşı suç işleyenlerin yargılanması, insanlık ailesinin ortak vicdanı ile oluşan bir taleptir.  Bu suç duyurusu ile başlamış olan soruşturmanın dünya kamuoyu önünde devam edebilecek olan yargılamanın Türkiye yargı mercileri önünde yapılacak olması da ayrıca büyük anlam taşımaktadır. Zira Türkiye halkı ve yöneticileri 2017’de Rohingya Müslümanlarına yönelik zulme karşı büyük bir duyarlılık göstermiş ve sadece yardım kampanyası değil bu suçların önlenmesi ve suçluların yargılanması için de büyük bir talep oluşmuştur.

29.03.2022

İRTİBAT:

Türkçe: Avukat Gülden Sönmez +90 533 581 78 54

English: Chris Gunness +44 7587 698990

Arabic: Alaaddin Mohsen +90 538 555 70 43

Basın Açıklaması Haberleri

Hukukçular ve insan hakları savunucuları Filistin için İstanbul’da bir araya geldi
Kafkas muhacirlerden İçişleri Bakanlığı’na çağrı
Soykırımcı Çin BM’nin kararına uy, Uygurları serbest bırak
Göç İdaresi’nin zorla geri gönderdiği göçmenleri işkence ve ölüm bekliyor!
Diyarbakırlı İslami kuruluşlardan Kulp kaymakamına tepki