ABD kampüslerindeki Filistin yanlısı aktivizme yönelik hükümet baskısının hedefi olan Mahmud Halil, ABD İç Güvenlik Bakanlığı (DHS), Adalet Bakanlığı (DOJ) ve Dışişleri Bakanlığı da dahil olmak üzere federal kurumların, kendisini hedef alan anti-Filistin örgütleriyle yaptığı tüm iletişimleri açıklamak üzere dava açtı.
Yeşil kart sahibi olan ve bir ABD vatandaşıyla evli olan Khalil, Kolombiya Üniversitesi'nde Gazze'deki "soykırıma" karşı düzenlenen protestolara katıldıktan sonra Mart ayında Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) yetkilileri tarafından gözaltına alınmıştı. Bu gözaltı, ABD kampüslerinde yayılan "anti-Semitizm" suçlamalarına karşı hükümetin uyguladığı baskının bir parçası olarak görülmüştü.
Örgütler tutuklamayı üstlendi
Halil'in tutuklanmasının ardından, Canary Mission ve Betar USA dahil olmak üzere birçok anti-Filistin grubu, aktivistin gözaltına alınmasında rol oynadıklarını iddia etti. Özellikle Betar, İsrail'i eleştiren aktivistlere ilişkin bilgileri 2025 yılında ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile paylaştığını belirtmişti.
Halil, yaptığı açıklamada, "Aylardır, karanlık örgütler ve kişiler beni yıldırmak ve susturmak için tasarlanmış bir karalama ve taciz kampanyası yürüttü" dedi. Aktivist, belgelerin serbest bırakılması için daha önce yaptığı Bilgi Edinme Özgürlüğü Yasası (FOIA) talebine Trump yönetiminin yanıt vermemesi üzerine dava açmaya karar verdi.
ICE yetkilisi: "5.000 isim incelendi"
Halil'in tutukluluğunun Anayasa'ya aykırı bir "ideolojik sınır dışı etme" politikası olduğu sonucuna varılan dava sürecinde, bir ICE yetkilisinin ifadesi dikkat çekti. ICE'ye bağlı İç Güvenlik Soruşturmaları (HSI) İstihbarat Direktör Yardımcısı Peter Hatch, kurumun Canary Mission tarafından sağlanan 5.000'den fazla ismi incelediğini itiraf etti. Hatch, HSI'nın sadece öğrencileri ve öğretim üyelerini değil, aynı zamanda diğer Filistin yanlısı sesleri de raporlamak üzere farklı departmanlardan memurların görevlendirildiği bir "Kaplan Ekibi" (Tiger Team) oluşturduğunu belirtti.
"Kara liste" işlevi gören siteler
Canary Mission gibi siteler, İsrail'i eleştiren veya Filistin yanlısı görüşleri destekleyen öğrencileri, akademisyenleri ve aktivistleri "anti-Semitizm" ve "terörizmi destekleme" suçlamalarıyla etiketleyerek bir tür "kara liste" oluşturuyor. Bu durum, eleştirenlerin ifade özgürlüğünün kısıtlanmasına ve susturulmasına neden olduğu gerekçesiyle eleştiriliyor.
Halil, avukatı aracılığıyla yaptığı açıklamada, "Bay Halil ve genel olarak kamuoyu, bir soykırıma karşı çıkan insanları hedef alan gölge gruplar ile federal hükümet arasındaki gizli anlaşmanın derinliğini bilme hakkına sahiptir" ifadelerini kullandı.
Aylar süren yasal mücadelenin ardından federal bir yargıç, Halil'in gözaltının Anayasa'ya aykırı olduğuna hükmetmiş ve serbest bırakılmasına karar vermişti. Ancak Halil'in serbest bırakılmasının ardından Trump yönetimi, yeşil kart başvurusunda bilgi sakladığı iddiasıyla onu Suriye veya Cezayir'e sınır dışı etme çabalarına başlamıştı. New Jersey federal mahkemesi, bu süreçte hükümetin Khalil'i sınır dışı etmesini yasaklayan bir karar vermiş, ancak ABD hükümeti bu karara itiraz etmişti. Khalil, ayrıca Trump yönetimine karşı 20 milyon dolarlık tazminat davası da açtı.