Köylülüğün bitişi: Kentli orta sınıfların zaferi!

Ayhan Aktar

Siyasette bir dönemin sonunu geldi. Siyasal tarihimizde ilk kez, kentli orta sınıflar ağırlıklarını koydular ve seçim sonuçlarını belirlediler.

1946’dan bu yana, kentli orta sınıflar, seçimlerde kültürel ve ideolojik yönelimlerine göre oy kullanırlardı. Orta sınıfların oyunu, “cepleri” değil; kültürel, ideolojik tercihleri belirlerdi. Örneğin, AP-DYP ile CHP-SHP arasındaki rekabette, seçim sonuçlarının orta sınıfların hayatını değiştirmesi beklenmezdi. Partilerin zaten kentli orta sınıflara yönelik bir politikaları yoktu.

1950’lerde nüfusun yüzde 80’i köylerde yaşıyordu. Partilerin amacı köylülerin oylarını almaktı. Seçim sistemi de köylüleri kollardı. DP-AP-DYP iktidarlarının tarım destek politikaları köylü seçmene “kıyak” geçerdi. Seçim zamanı hükümet buğdaya, tütüne, pancara ve fındığa ödenecek fiyatı yüksek tutardı. Köylü de yüksek fiyat verene oy verirdi. O yıllar, Süleyman Demirel’in “[ANAP lideri], Mesut Bey’in tütüne verdiği fiyatın üzerine beş lira da benden” sözü ile özetlenebilir.

Kentli orta sınıflar içinde, sadece müteahhit, büyük işadamı takımının pastadan pay alması mümkündü. Bazen de memur maaşları artardı. Köy-kent nüfus dengesinin tersine döndüğü yıllarda, Turgut Özal gecekonduların oyunu alabilmek için “tapu tahsis belgesi” gibi tuhaflıklar icat etmişti.

2011’de nüfusun yüzde 75’i kentlerde yaşıyor. AKP’nin 2002’den bu yana uyguladığı ekonomik politikalar, esas olarak kentli orta sınıflara yöneliktir. AKP’liler belediyecilikten gelmişlerdi. Kentli orta sınıfların dramının farkındaydılar. Gelir dağılımının düzeltilmesi, öğrencilere bedava kitap verilmesi, sağlık reformu ve ulaşımda yapılan yatırımlarla ilk kez kentli orta sınıfların maddi hayat koşullarını düzelten bir hükümet vardı. Ayrıca, enflasyonun düşmesi ve fiyatların ucuzlaması ile kentli orta sınıflar rahatladılar.

Orta sınıflar seçimde gerekeni yaptılar. Bir zamanların Demirel’ini taklit eden Kılıçdaroğlu’nun yerine, yeniliği ve istikrarı temsil eden Erdoğan’ı seçtiler. “Aile Sigortası” diyen Kılıçdaroğlu’na “Nasıl yapacaksın” diye sorulduğunda, “Benim adım Kemal, yaparım!” cevabı alınınca, artık onu ciddiye almadılar. Bendeniz, AKP’nin büyük kentlerdeki ve sahillerdeki oy patlamasını böyle açıklıyorum.

AKP’yi artık yerinden sökmek çok zor. Bu seçimle kalıcı oldular. Bakalım, muhalefet ne yapacak?

ayhanaktar@gmail.com

TARAF