İsrail'in yıkımından sonra bizi kurtaran “tatlı işi”

“Bu sadece rakamlardan ibaret değil,” dedi Ayman. “Yıkılan her fabrika ve atölye benimki gibi aileleri geçim kaynaklarından yoksun bıraktı.”

Jumana Taiseer’in electronicintifada’da yayınlanan yazısı Barış Hoyraz tarafından Haksöz-Haber için tercüme edilmiştir. 


Ocak ayının kış günlerinden birinde, Han Yunus'un kalbinde, yerinden edilmiş ailelerin ve yerel halkın kalabalığının ortasında, iki kardeş şekerleme yapmak için harıl harıl çalışıyordu.

Kurdukları tatlı fabrikasında, çiğnenebilir bir Türk şekeri olan lokum ve Mısır'da Nil Nehri boyunca uzanan Aswan Yüksek Barajı'na benzeyen yapısal görünümünü yansıtan Al-Sadd Al-Ali (Yüksek Baraj) adında bir tatlı üretiyorlar.

Şekerleme işinde daha önce hiç deneyimleri olmamasına rağmen, yerlerinden edilmiş iki kardeş şekerleme sanatını profesyonelleştirmek için mücadele ediyorlar.

Ehsan ve Ayman Musa bir zamanlar Gazze'de başarılı tüccarlardı. 50 yaşındaki Eymen'in Cibaliye'de bir marangoz atölyesi vardı ve burada kişiye özel mobilyalar üretiyor ve düzenli bir sipariş akışını yönetiyordu. 49 yaşındaki Ehsan ise Gazze Şehri'ndeki büyük mağazaların ve evlerin elektrik tesisatı konusunda uzmanlaşmış, talep gören bir elektrikçisiydi.

Ayman, 30 Ekim 2023'te geçim kaynağını yerle bir eden İsrail askeri saldırısı hakkında “Cibaliye'yi rastgele bombaladıklarında atölyem tamamen yok oldu” dedi.

“Elde etmek için çok çalıştığım tüm aletler ve makineler gitmişti. Atölyeme dönsem bile hiçbir işe yaramayacaktı” dedi.

Ekipmanı ve çalışacak bir yeri olmayan Ayman'ın; eşini, dört yetişkin çocuğunu ve 14 yaşındaki oğlunu geçindirecek hiçbir geliri kalmadı.

Ehsan, İsrail saldırılarının kendisini Han Yunus'a taşınmaya zorlamasıyla ürettiklerine olan talebin azaldığını söyledi. The Electronic Intifada'ya konuşan Ehsan, İsrail saldırıları ve elektrik kesintileriyle birlikte “uzmanlığım önemsiz hale geldi” dedi. “Ailemi geçindirmek için başka bir yol düşünmekten başka çarem yoktu.”

Herkes etkilendi

Ayman'ın marangoz atölyesinin kaybı, İsrail'in Gazze Şeridi'nin her yerinde gerçekleştirdiği katliamın sadece küçük bir parçasını oluşturuyor.

Dünya Bankası'nın şubat ayında yayınladığı bir rapora göre “İsrail'in 15 ay süren soykırım saldırısının” Gazze'nin altyapısına ve ekonomisine verdiği zarar yıkıcı oldu.

Yeniden inşa maliyetinin 50 milyar doların üzerinde olduğunu belirten Dünya Bankası, Gazze'de sağlıktan eğitime, tarımdan sanayiye kadar her sektörün neredeyse tamamen yok olduğunu söyledi. Rapora göre yerel ekonomi yüzde 83 oranında küçüldü.

“Bu sadece rakamlardan ibaret değil,” dedi Ayman. “Yıkılan her fabrika ve atölye benimki gibi aileleri geçim kaynaklarından yoksun bıraktı.”

Ehsan ve ailesi için yıkım hem işiyle alakalı, hem de kişisel oldu.

Ehsan'ın eşi Raida Bardawil ocak ayında Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah yakınlarında bulunan ve ailenin sığındığı el-Zavaida'daki çadırdan “Her şeyimizi kaybettik. Şeyh Radvan'daki evimiz bombardımandan sadece bir hafta sonra yıkıldı,” diyor.

“Geçim kaynağımızı kaybettik ve her şeye yeniden başlamak zorunda kaldık” dedi.

Kendi ayakları üzerinde durma ve ailelerine destek olma arzusuyla hareket eden kardeşler, kalan mali kaynaklarını bir araya getirmeye ve bir iş kurmaya karar verdiler.

İlk girişimleri olan al-Zawaida'da cips yapıp satma işi, talep yetersizliği ve yaya trafiğinin azlığı nedeniyle başarısız oldu.

Ayman'ın eşi Sonia Khalil Ghobain, Ehsan'ın ailesinden çok uzakta olmayan çadırlarında, “Sıfırdan başlıyoruz, hayatta kalma isteğinden başka hiçbir şeyimiz de kalmadı,” dedi.

“Ailemizin ihtiyaçları çok fazlaydı. Eskiden kanıksadığımız her küçük şey, şimdi kendimizi güvence altına almak için mücadele etmemiz gereken şeyler oldu,” diyor Sonia.

Başlarken

Birkaç aylık deneme, yanılma ve belirsizlik döneminden sonra iki kardeş Kasım 2024'te Han Yunus'ta şekerleme fabrikalarını açtılar. Bu işi internetten öğrendiler ve Gazze'deki bir akrabaları olan şekerci Adam Zaino'dan da rehberlik aldıkları için şanslıydılar.

Şeker, nişasta ve diğer malzemelerin yüksek maliyetlerine rağmen kardeşler, daha büyük bir nüfusa sahip olan Han Yunus'un daha iyi fırsatlar sunacağı inancıyla sebat ettiler.

Söylediklerine göre haklılarmış ve müşteriler şekerleri taze ve otantik tatları için övüyorlarmış.

Ehsan ve Ayman her gün birlikte çalışıyorlar. Sabah 7'de başlıyorlar ve genellikle akşam 11'e kadar da işlerini bitiremiyorlar.

Ehsan, “Uzun saatler çalışsak da, müşterilerimizin yaptıklarımızdan keyif aldığını gördüğümüzde tüm yorgunluğumuz kayboluyor,” diyor. “Onların gülümsemeleri ve takdirleri her şeye değiyor.”

Ehsan'ın en büyük kızı 25 yaşındaki Aya Musa, geçim kaynağını kaybettikten sonraki ilk yılın, uyum sağlamak zorunda olan babası için inanılmaz derecede zor olduğunu söyledi.

“Sevdiği ve mükemmel olduğu işini geride bırakmak düşüncesiyle mücadele etti.”

Ancak şimdi, işin iki ailenin hayatına bir normallik ve istikrar duygusu getirdiğini de sözlerine ekledi.

Aya, “Hayatlarımız iyileşti,” dedi. “Uzun zamandır ilk kez düzenli bir gelirimiz var ve yardım almak zorunda kalmadan ihtiyaçlarımızı karşılayabiliyoruz.”

Kardeşler ürünlerinin çok pahalı olmamasına dikkat ediyorlar.

“İnsanların ihtiyaçlarından faydalanmıyoruz. Yaptığımız tatlılar uygun fiyatlı. Bu daha az kazanmak anlamına gelse bile sorun değil. Hepimiz birbirimizi desteklemeliyiz.”

İşletme şu anda günde yaklaşık 15 ila 20 kilogram üretim yapıyor, ancak başarılarına rağmen Ehsan ve Ayman, işleri açılırsa önceki kariyerlerine dönmeyi umut ediyorlar.


*Jumana Taiseer, Gazze'de yaşayan bir yazar.

Çeviri Haberleri

Gazze'deki soykırım, ellerine mal oldu ancak o çok daha fazlasını kaybetti
Sadece sözde bir ateşkes
İsrail'in Gazze'deki soykırımı dijital yok oluşla nasıl genişliyor?
İsrail sömürgeciliğini korumak, onun işkence uygulamalarına da sahip çıkmaktır
Filistin bayrağı Londra'da dalgalanırken Arap ufukları bomboş