Haber: Mohammed AbuTaqiya / X
50 sayfadan fazla olan rapor, birçok kurum ve şirketle birlikte 63 ülkenin adını veriyor ve onları “Gazze’deki soykırıma ortak olmakla” suçluyor. Raporda, “suç ortaklığının yalnızca doğrudan eylem olmadığını; sessizlik, maddi destek, diplomatik koruma ve soykırımcı zalimle İlişki ve ticaret yapmanın da suç ortaklığı anlamına geldiği” vurgulanıyor.
Ayrıca “Grote Kerk” Kilisesi’nde geniş bir izleyici kitlesi önünde sert bir konuşma yapan Albanese, Filistinlilerin maruz kaldığı zulmün “modern tarihte eşi benzeri olmadığını” vurguladı ve ekonomik ve siyasi boykot ile uluslararası hukuka uyumu kapsayan somut adımlar atılması çağrısında bulundu.
Soykırımcı İsrail ile diplomatik ilişkilerini kesen ve soykırımın başında onu Uluslararası Adalet Divanı’na şikâyet eden Güney Afrika, Albanese’yi Nelson Mandela Vakfı ve küresel BDS (Boykot, Yatırımların Geri Çekilmesi ve Yaptırımlar) Hareketi gibi önde gelen dini ve insan hakları kurumlarının katıldığı bir etkinlikte ağırladı.
Etkinlik, işgal altındaki Batı Şeria’dan gönderilen bir dayanışma mesajıyla sona erdi. Albanese, mesajında şu ifadeleri kullandı:“Bu, insanlık tarihindeki son soykırım olmalı.”
Daha önce, Filistin topraklarındaki insan haklarıyla ilgili BM özel raportörü Francesca Albanese, kendisine yönelik ABD yaptırımlarını “itibarını zedelemeyi amaçlayan mafya yöntemleri” olarak nitelendirerek kınamıştı.
Albanese, basına yaptığı açıklamalarda, Amerikan yaptırımları nedeniyle New York’taki BM merkezine seyahat edemediği için son raporunu Güney Afrika’dan sunacağını belirtmişti.
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, geçtiğimiz Temmuz ayında, Gazze’deki savaş bağlamında Washington ve İsrail’e yönelik eleştirileri nedeniyle özel raportöre yaptırım uygulandığını açıklamıştı.
BM Genel Kurulu oturumunda, 'İsrail', Amerika Birleşik Devletleri ve bazı Avrupa ülkelerinin temsilcileri tarafından Albanese’ye yönelik sert eleştiriler dile getirildi. Albanese ise bu eleştirilere yanıt vererek, “Sessizlik, maddi, siyasi, ekonomik ve diplomatik destek birer suç ortaklığı biçimidir.” ifadelerini kullandı.
Albanese, 25 Ekim’de düzenlenen “Nelson Mandela Yıllık Konferansı”nda konuşmaya hazırlanırken, Güney Afrika’da basına yaptığı açıklamada şunları söyledi: “ABD’ye gidemiyorum… Hesaplarım donduruldu. Kızım Amerikalı, eşim merkezi ABD’de bulunan bir kuruluşta çalışıyor ve bütün aile bu durumun bedelini ödüyor.”
Albanese sözlerine şöyle devam etti: “ABD’nin bana uyguladığı yaptırımlar sadece bana değil, Birleşmiş Milletler’e de bir hakarettir.” Yaptırımları, doğduğu ülke olan İtalya’daki mafya yöntemlerine benzeterek, “Orada çeteler, birinin itibarını zedeleyerek adalet mücadelesine devam etmesini engellemeye çalışır” ifadelerini kullandı.
Mandela Hücresi
26 Ekim sabahı, Francesca Albanese, Nelson Mandela’nın 18 yıl hapis yattığı Robben Adası’nı ziyaret etti. 5 numaralı hücresine girerek birkaç dakika sessizce kaldı; bu, sembolik bir düşünme anıydı. Ardından, Cape Town’da Filistinli akademisyenler ve aktivistler ile Müslüman Bilim İnsanları Konseyi ile bir dizi görüşme gerçekleştirdi ve “Mazlumlarla dayanışmanın ahlaki gerekliliğini” vurguladı.
Ertesi gün, Cape Town Üniversitesi’nde bir konferans veren Albanese, işgalci İsrail’e akademik boykot çağrısında bulundu ve Filistin’i destekleyen öğrenci ve akademisyenlerin ifade özgürlüğünün korunması gerektiğini belirtti.
28 Ekim’de ise, ABD’ye girişinin engellenmesinin ardından, yeni raporu “Gazze: Soykırım”ı Cape Town’daki Desmond Tutu Merkezi’nden sundu ve şunları söyledi: “Gerçek için New York’a gerek yok. Doğrular burada, zulmü yenen yerden de söylenebilir.”
“Soykırım Raporu”
50 sayfadan uzun olan rapor, Gazze’deki soykırıma 63 ülkenin, askerî, ekonomik, siyasi, lojistik ve diplomatik destek sağlamak veya sessiz kalmak yoluyla suç ortaklığı yaptığını ortaya koyuyor. Örneğin, ABD’nin İsrail’e sağladığı askerî yardımlar 17,9 milyar doları aşarken, ABD, Gazze’de ateşkesi sağlayacak tasarıya karşı üç kez veto hakkını kullandı.
Rapor ayrıca, bazı ülkelerin Uluslararası Adalet Divanı kararlarına rağmen İsrail ile işbirliğini sürdürmesini eleştiriyor. Buna Almanya, Fransa, İngiltere gibi Avrupa ülkeleri, İsrail ile normalleşme ve güvenlik işbirliğini sürdüren bazı İslam ülkeleri ve askerî operasyonlarda kullanılan teknoloji hizmetleri sağlamakla suçlanan Google, Amazon ve Microsoft gibi büyük şirketler de dahil.
Albanese, Gazze’de yaşananların “insanlık tarihindeki son soykırım olması gerektiğini” belirtti ve İsrail’e karşı Uluslararası Adalet Divanı’na dava açan ve diplomatik ilişkilerini kesen Güney Afrika’yı örnek bir tutum olarak nitelendirdi.
Ayrıca Albanese, Filistinlilere şöyle seslendi: “Mücadeleniz görülüyor, direnişiniz saygıdeğer ve dünya sizinle uyanıyor.” Uluslararası hukukun uygulanması ve eski apartheid rejimine uygulandığı gibi İsrail’e yaptırımlar uygulanması çağrısında bulundu.
Konuşmasının sonunda Albanese, Filistin için adaletin “bir seçenek değil, yasal ve ahlaki bir yükümlülük” olduğunu vurguladı. Ayrıca küresel boykot hareketinin giderek güç kazandığını ve 'İsrail’deki' apartheid rejiminin sonunun sadece bir zaman meselesi olduğunu belirtti.