Dinin tarifi ve anlaşma - anlaşamama

Ahmet Kurucan

Tarifi en zor olan kavramlardan bir tanesidir din. Zorluğun sebebi tarifi yapılmaya çalışılan "din" kavramının esasları ve muhtevalarındaki farklılıktır.

İslam örneği üzerinden hareket edelim. İslam bir dindir ve çok çeşitli tarifleri yapılmıştır bugüne kadar. "İslam dini helal ve haramdan ibarettir", "insanların özgür iradelerini kullanarak dünyevî ve uhrevi mutluluğa onları götürecek kurallar manzumesidir", "iman, ibadet ve ahlak üçgeni içindeki emir ve yasaklar mecmuasıdır", "Allah'ın varlık ve birliğine inanmadır" gibi birçok tarifi vardır İslam dininin. Tarih boyunca üzerinde ittifakın en çok olduğu en genel tarifi ise şudur İslam dininin: "İslam dini Allah'ın insanlara peygamberleri vesilesiyle sunduğu mesajlar bütünüdür."

Bir de Hıristiyanlığa bakalım: onun da birçok tarifi var. Ama kendi kaynaklarının beyanlarına göre Hıristiyan dünya içinde ittifak edilen en genel tarif ise şudur: "Hıristiyanlık tek Tanrı'lı bir din olup, o dinin inananları Hz. İsa'nın Allah'ın oğlu ve insanlığın kurtarıcısı olduğuna inanır."

Her iki dine ait bu tariflerin detaylarına indiğimizde karşımıza cevaplanması gereken birçok soru çıkıyor. Mesela; İslam dinindeki mesajlar için bunlar emir mi, yasak mı, tavsiye mi; süreli mi, süresiz mi; bütün insanlara mı, yoksa sadece Müslümanlara mı; uygulanış şekilleri; dünyada ve ukbada kazandıracağı ve kaybettireceği şeyler? Hıristiyanlık adına da; kendisine oğul isnad edilen Tanrı, o literal manada oğul değil baba-oğul-ruhu'l kuds ise nasıl tek Tanrı'lı din olur, kurtarıcı ne demek?

Hemen söyleyelim; dinlerin muhtevasına ait ardı arkası kesilmeyen ve kesilmeyecek olan bu tip sorulara verilen cevaplarda ittifak söz konusu değildir; çünkü beşer zihninin, tarihin, coğrafyanın, biyolojinin, çevrenin rol oynadığı yorum alanıdır burası ve yorumun girdiği yerde ihtilafın olması kadar tabii bir şey yoktur. Söz konusu muhtelif yorumlar bazı zamanlarda dini ana mihverinden çıkartabilir bazen de zenginlik katabilir.

Bu girişten sonra gelelim soruyu cevaplamaya; bu teorik din tarifleri ve uygulamaları ekseninde oluşan din algıları insanların birbirleri ile anlaşması veya anlaşamamasının ana nedenlerinden biridir. Biri olabilir demiyorum; aksine kesinlik ifade eden bir dille "biridir" diyorum. İsterseniz yukarıdaki tariflere bir de bu gözle bakın ve düşünün; hem Hıristiyan hem de Müslüman "din" diyor ama biri Allah'ın varlık ve birliğine inanırken, diğeri Hz. İsa'nın Allah olduğuna veya Allah'ın üç uknumun toplamı olduğuna inanıyor. Biri insan bu dünyaya günahsız gelir diye inanırken, diğeri insan günahkâr olarak dünyaya gelir ve Hz. İsa insanı bu aslı günahtan onu kurtarmak için dünyaya gelmiştir diyor ve bu inancı dininin temeli yapıyor. Misalleri uzatabiliriz ama gerek yok.

O zaman geldiğimiz noktada şunu rahatlıkla diyebiliriz; bir Hıristiyan'ın "religion" derken anladığı ile bir Müslüman'ın "din" derken anladığı aynı şey değil; velev ki "religion" tabiri bizim dilimize "din" diye çevrilmiş olsa bile.

Bu inanç, algı ve uygulama farklılığının açtığı büyük bir problem var önümüzde bizim; dinler arasındaki benzerliklerden, ortak paydalardan hareketle dinler bizi birbirimizle anlaşmamızı sağlayacak bir unsur olarak görülürken, bahsini etmeye çalıştığımız temeldeki farklılık aksine anlaşmamızı engelleyen faktörlerden biri olarak karşımıza çıkıyor.

Eğer buna bir de kültürel anlayışlara, moral değerlerine, sembollere, hayat tarzlarına din diyenlerin olduğunu ilave edecek olursanız; iş içinden çıkılmaz bir hale geliyor.

Evet, biz başkalarına, başkaları bize din tarifi dayatması içine girmesin ama herkes muhatabının dini inanç, algı ve uygulamasını muhatabının kabulüne göre kabullensin. Bu noktaya ulaşma adına pratik bir çözüm önereyim; religion kelimesini lügatlerimizden kaldıralım demiyorum ama onu din diyerek tercüme etme yerine bahsi geçen dinin adını söylemenin daha doğru olacağına inanıyorum. Muhatap bu durumda daha sağlıklı bir değerlendirme zeminine kavuşur diye düşünüyorum.

ZAMAN