Çoğunluğu Duisburg şehrinde yaşayan ve yıllardır değişik ortamlarda ve mekanlarda birlikteliklerini sürdürmeyi başaran müslümanlar nihayet uzun zamandır aradıkları dernek binalarına kavuştular. Derneğin adı ise "Beytu's Selam" konuldu. Neden Beytu's Selam sorusuna ise şöyle cevap veriyorlar: "Zulmün ve haksızlılığın hakim olduğu, kan ve gözyaşının oluk oluk aktığı günümüz dünyasında barışa, adalete ve huzura özlem duyan insanlığın bu özlemine katkı sunmak isteyen bizler, kelime anlamı barış olan İslam dinine inanıyor olmamızdan dolayı kurduğumuz bu derneğe "barış evi" anlamına gelen "Beytu's Selam" adını vermeyi uygun bulduk"
Beytu's Selam açılış etkinliklerini iki güne yayıp kermes ile birleştirdi. Cuma günü birlikte kılınan Cuma namazından sonra Hasan Çelenk tarafından okunan Kuranı Kerim ile program başlamış oldu. Bünyesinde bulunan mescitte Cuma hutbesine konu oldu. Namazların cemaatle kılınmasının önemi vurgulandıktan sonra cami ve mescitlerin "yörenin sosyal hizmetlerinde devamlı ışıldayan ve çevresini aydınlatan bir kandil gibidirler" sözleri hutbede yer aldı.
Sunulan slayt gösterisinde ise duygulu anlar yaşandı. Faaliyetlerinin tanıtıldığı slaytta ise 2006 yılında hastalık sonucu aramızdan ayrılan rahmetli Hasan Usta'nın fotoğrafları yer aldı.
Dışarıda yiyecek, içecek ve kermes devam ederken akşam vakti "Avrupa'da Müslümanların Eğitim Sorunu" konulu bir panel düzenlendi. Panel yöneticisi Zehra Yılmaz eğitim kavramının açtı ve önemini vurguladı. Panele konuşmacı olarak Dortmund'ta öğretmen olan Hasan Ekici, Hollanda Zaandam'dan eğitimci Hüseyin Kerim Ece ve üniversite öğrencisi Gülistan Diker katıldılar.
İkinci konuşmacı olarak Hüseyin Kerim Ece camii ve derneklerde eğitimin nasıl olması gerekli konulu konuşmasına şu sözlerle başladı: "Asıl eğitim evde olmalıdır. Anne ve babanın vereceği eğitimi hiç bir şey karşılayamaz. Camiler sadece katkıda bulunur". Kaliteli bir eğitim vermenin zorunlu olduğunu vurguladıktan sonra şu sorulara cevap verdi:
1. Nerede ve hangi malzeme ile? 2. Ne anlatılacak? 3. Kim anlatacak? 4. Kime anlatılacak? 5. Nasıl anlatılacak? (Metod)
Bochum üniversitesinde öğrenci olan Gülistan Diker gençlerin ailelerle sıkıntılarına değindi. Müslümanların öğrencilerin üniversite öğrenimine önem vermedikleri ve başarının da bu oranda olduğu ile sözlerine başladı. Erken yaşta iş hayatına atılma ve para kazanma isteği müslümanlar öğrencilerde çok görüldüğünü üzülerek söyleyen Diker meslek eğitiminde de asıl sıkıntıların bitmediğine vurgu yaptı. Küçük sıkıntılarla meslek eğitimine son veren öğrencilerin sayısının bir hayli yüksek olduğunu söyledi. Almanca dilinin yeterli öğrenilmediğini, kitap okuma konusunda yetersizlik, inanç ve kültür farklılığında yaşanan büyük sıkıntılar dile getirildi. Camilerde verilen eğitimin yetersiz olduğunu, eğitmen-veli ilişkisinin önemi, sorunları çözmede ebeveynlerin aktif rol almaları gerektiğini vurguladıktan sonra sözlerine son verdi. Soru ve cevap bölümden sonra panel sona erdi.
Türkiye'den açılış için mesaj gönderen Haksöz dergisi yazarlarında Rıdvan Kaya'nın mesajı okundu: "Maddi-manevi büyük çabalar ve yoğun fedakarlıklarınızın neticesi olarak bugün açılışını yapmak üzere toplandığınız Beytu's Selam derneğinin yeni yerinin hayırlı çalışmalara mekan teşkil etmesini ve Almanya'daki Müslümanların birbirleriyle olan irtibat ve diyaloglarının gelişmesine, nitelik kazanmasına vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum. Cahiliye kültür ve pratiğinin çok yönlü saldırısının giderek daha fazla kendisini hissettirdiği; bencillik ve bireycilik hastalığının sadece içinde bulunduğumuz toplumu değil, boğucu bir kuşatma gibi çevremizi, yakınlarımızı hatta şahıslarımızı teslim almaya çalıştığı bir vasatta sorumluluk bilincimizi yükseltecek hayırlı amellere şüphesiz çokça ihtiyaç duymaktayız. Müslümanlar olarak istişareyi, paylaşmayı, muhabbet ve samimiyeti geliştirmeye yönelik çabalar içinde olmamız bir zorunluluk. Beytu's Selam'ın yeni mekanının da bu hayırlı çabalar zincirinin sağlam bir halkası olacağına inanıyor; emeği geçen tüm bacı ve kardeşlerimizi tebrik ediyoruz. Bu vesileyle yaklaşan mübarek Ramazan ayının da yeryüzünün dört bir yanındaki kardeşlerimizle birlikte oradaki tüm dostlarımız için de hayırlara vesile olmasını diliyorum. Es-selamu aleykum ve rahmetullahu ve berekatuhu!"
Dortmund Selam derneğinden Bilal Beltekin ise "basiret" kavramını ele aldı. Okuduğu ayetlerin meallerini de vererek kavrama açıklık getirdi. Sokakta görülen her kişinin potansiyel bir müslüman olarak görülmesi gerektiğini ve ona göre de bir dil kullanılması gerekliliğine vurgu yaptı. Yakın çevredeki müslümanların ortak çalışmaların önemli olduğu ve yerli müslümanlarla ilişkinin çok daha önemli olduğunu söyledikten sonra sözlerine son verdi.
Essen şehri İnsan Hizmet Vakfı'ndan Yalçın İçyer Beytu's Selam'ın kurucuları ile nasıl derslere başladıklarını anlattı. 1987'de okudukları ayetleri yeniden okuyup hatırlatmalarda bulundu. "..Beytler edinin.." ayetini açıkladı ve oluşturulan "ev"lerde aile olması gerektiğini ve bu evlerde Allah'ın isminin anılmasının lüzumluğunu dile getirdi. Sabah akşam Allah'ın ayetlerinin okunması ve okunmadığı taktirde "boş bir virane" olacağını söyledi. İslami Mücadele daha önce tevhid ile başladığını ve bugünde böyle olduğunu ama bir "nas hareketi"; bir nevi "halk hareketi" olduğunu söyledi. "Bu mekanlarda herkes kendini bulabilsin. Anne kendisini burada bulabilsin, babayı kapsar, komşuyu kapsar. Bir kaç akademik konuşmanın yapıldığı, felsefik tartışmaların yapıldığı yerlerden ziyade "nas" buralarda kendini bulmalı" dedi. Sahip çıkmanın
Akşam yapılan konuşmada ise Selahhadin Eş Çakırgil ise "İslam çoğrafyasında neler oluyor?" konusunu ele aldı. Geçen Perşembe günkü yazısında da belirttiği gibi 'İslâm coğrafyası' deyiminin kendisine ters geldiğini belirtti. "Çünkü, İslâm belli bir coğrafyaya, belli bir mekân ve zaman dilimine ait değil, cihanşumûl bir din.. 'El Garb'u lenâ, ve-ş'Şarq'u lenâ.. (Batı da bizimdir, Doğu da..) Çünkü bütün mekânlar ve cihetler Allah'u Tealâ'nındır.. Onun için 'müslüman coğrafyaları'ndan bahsetmek herhalde daha doğru.. Müslümanların yoğunluklu olarak yaşadığı coğrafyalara 'müslüman coğrafyası' veya 'müslüman bölgeleri' demenin daha doğru olacağını düşünüyorum.." diyerek müslüman coğrafyasını ele aldı ve konuşmasını bitirdi.
Beytu's Selam e.V.
Eigenstr. 17
47053 Duisburg
Beyza Berin Kurt
Haksöz-Haber / Almanya