Aslî olanın önceliği -öncelikler fıkhı-

Tevhid, îmanın önsözü ve dahi son sözüdür. Îman, cüz’î kabul olmayıp küllî teslimiyettir. Dini Doğru Anlama’nın imkânı, fıkıh bilmekten ziyâde fıkhetmektedir.

Ramazan Yazçiçek’in yazısı:

İbn Teymiyye, “Akıllı kimse, iyiliği kötülükten ayırt eden kimse değildir. Akıllı kimse, iki iyilikten daha iyisini ve iki kötülükten daha kötüsünü bilendir.” der. Gazâlî de, "Ehem şey dururken mühimmi yapmak dalâlettir." tespitinde bulunur. Mühim önemli, ehem ise daha önemli demektir. ”Ehem mühimme müreccahtır.”prensibiyle, ‘daha önemli’nin ‘önemli’ye olan önceliği dile getirilir. ‘Müreccah’, tercih edilen, öne alınan mânâsındadır. ‘Ehemmi mühimme tercih’, daha önemliyi az önemliye; daha lüzumluyu daha az lâzım olana; yine, iki kötüden daha az kötüyü, iki iyiden daha iyi olanı öncelemektir.

Mecelle kuralında, “Def-i mefâsid, celb-i menâfiden evlâdır.” denilmiştir. Bununla, kötülüğü defetmenin, faydanın temininden önce geldiği beyan edilir. Hayırların kapısının açılması için öncelikle kötülüklerin kapısı kapanmalıdır. Bir iş yapılırken, görüşlerin sıraya konulması; en önemliden başlanması gerekir. Tarla, tohum ekildikten sonra sürülmez; önce sürülür, sonra tohum ekilir.

Aslî olanı önceleme, İslâm’ın doğru anlaşılmasıyla beraber, bigâne kalınamayan ahvâli de doğru değerlendirme imkânı sağlar.

Yazının devamı >>>

İslam Düşüncesi Haberleri

‘Kim’liğimizi unutmadan…
Bir musibet olarak boşanma
Eskimeyen putlar
İtikaf bir kutlu arınış, inziva bir görevden kaçış
İmam-ı Azam Ebu Hanife’den davetçilere nasihatler