Anketlere güvenecek miyiz?

Ali Saydam anketlerle inşa edilmeye çalışılan algıya dikkat çekiyor.

Ali Saydam / Yeni Şafak

Anketlere güvenecek miyiz?..

Yıllardır tartışılır…

“Seçmen davranışları, seçim öncesinde yayınlanan, itibarları sıfırın altına düşmüş araştırma şirketlerinin anket sonuçlarıyla maniple edilebilir mi?”

Bu sorunun yanıtını biz de tartışacağız… Ancak önce, son 2 günde yayınlanan 4 araştırmanın sonuçlarına göz atalım…

Bu anketlerden ikisinin sonuçlarını TELE1’in 12 Mart Pazar günü 13.27’deki yayınında görebildik…

Sormuşlar: “Kime oy vereceksiniz?” PİAR Araştırma’nın anketine göre sonuç şöyle çıkmış: “Kılıçdaroğlu: %57,1, Erdoğan: %42,9” Yani, arada yaklaşık 15 puan fark varmış…

Aynı soruyu Aksoy Araştırma da sormuş; bu kez oranlar şöyleymiş: “Kılıçdaroğlu: %55,6, Erdoğan: %44,4” Burada da sağlam 11 puan fark görülüyor…

Türkiye Raporu Araştırma adlı şirketin çalışmasının sonucunu ise aynı günün akşamı, şirketin direktörü Can Selçuki TV’de açıkladı: “Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın 12 puan önünde…” Bu 12 puan, İmamoğlu ve Yavaş’ın ‘6’lı Masa’ya yandan monte edilmesiyle oluşmuş… Yoksa fark, 9 puanmış…

Gelelim TAG’ın dün açıklanan araştırma sonuçlarına… Onlara göre ‘süpermen’ Kılıçdaroğlu %56,7 alırken, Erdoğan %43,3’te kalıyor… Fark: 13,4 puan…

Bu araştırmalar, tüm anketlerde adaylar arasında 4. sırada çıkan Kılıçdaroğlu’nun ‘kazanamayacağını’ iddia eden İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in tespitinde ‘tamamen’ yanıldığını ortaya koyuyor(!)…

CHP lideri, yancı belediye başkanları olmadan da Sayın Cumhurbaşkanı’na 9 puan fark atıyormuş zaten…

Gelelim tartışma konumuza; yani anketlerin manipülasyon kabiliyetinin sorgulanmasına…

Üç tavır söz konusu olabilir:

1. “İt ürür, kervan yürür” der, geçersiniz… Bu araştırmaların hiçbirini ciddiye almazsınız…

2. “Dişe diş, göze göz” ilkesinden hareketle siz de ‘açık ara’ önde olduğunuzu gösteren anketler yayınlar, böylece seçmeni kendinize çekeceğinize inanırsınız…

3. “Ölçmezsen yönetemezsin” ilkesiyle hareket eder, özellikle muhalif olsalar da mesleki ahlakına güvendiğiniz araştırma şirketleri dâhil olmak üzere birden fazla şirkete anket çalışmaları yaptırır ve analizi bunlar üzerinden devreye sokarsınız…

Bizce bu işin en ‘akıllıcası’ tabii ki 3. tavırdır… Çünkü, bilgi kaynakları konusunda yapılan araştırmalarda şu sorular soruluyor: “Bu konuda hangi kaynaklardan bilgi alıyorsunuz”, “Bu kaynaklara ne kadar güveniyorsunuz?”…

Ortaya çıkan sonuç son derece ilginç… Seçmenlerin en sık başvurdukları bilgi kaynakları; sosyal medya ve mesajlaşma uygulamaları…

Peki, en güvendikleri bilgi kaynağı hangisi? Açık arayla ‘televizyon’ ve ‘analog medya’… Güvenilen kaynaklar sıralamasında, ‘anket sonuçlarının’ esamesi bile okunmuyor.

Ayrıca bir gerçek daha var ki; hepsinden önemli:

Seçmen vicdanı, düşüncesine ve davranışına ipotek konmasına asla izin vermiyor… Geçirdiğimiz her seçim bunun birer sağlaması değilse nedir?...

Günün sözü

“Bana yalan söylediğin için değil, artık sana güvenemeyeceğim için üzgünüm.”

Yorum Analiz Haberleri

Şule öğretmen ve yeni maarif modeli
Siyonistlerin antisemitizm “silahı” artık işe yaramıyor
"Nefretin çatallı dili kurusun!"
ABD üniversiteleri ayaklanırken Türkiye ne yapıyor?
"Müslüman” öğrencilerin ABD’yi sarsan eylemleri