Amerika ve Fransa, Yunanistan’ı üzerimize bir kez daha sürmek isterken...

Selahattin Eş Çakırgil bugünkü köşesinde Avrupa bloğunun Türkiye üzerine yönlendirdiği tehdit söylemlerini değerlendiriyor.

Fransa Başkanı Macron, ‘Türkiye’nin, Cezayir’de 300 yıl süren Osmanlı hâkimiyetini unutturabilmesi başarısı karşısında büyüleniyorum.. Halbuki, Cezayir halkı, bağımsız bir halk olduğunu Fransa sâyesinde öğrenmiştir.’  demişti.

Aynı dili konuşmak, aynı coğrafyada yaşamak da, hayra kullanılması halinde elbette olumlu unsurlardır, ama, her şeyde önce, bir ülkedeki halkı yekvücud yapan şeyin inanç birliği olduğunu, Osmanlı yönetiminde, Cezayir halkının, Osmanlı devletiyle ve Osmanlı vatandaşlarının hâkim unsuru olan Müslümanlarla aynı inancı paylaştığını Mösyö Macron’un kafası nasıl anlasın?

Başkan Erdoğan, yaptığı son gezide Nijerya Başkanı Muhammed Buharî’nin, kendisine, Fransa’nın Nijerya’da 1 milyon insanı öldürdüğünü söylediğini belirtti. Fransa’nın Batı, Orta ve Kuzey Afrika coğrafyalarında (Fas, Cezayir, Tunus, Mali, Moritanya ve Çad’da) ne gibi katliâmlar yaptıkları,  kezâ,  Ruanda’da 1994 yılında Hutular ve Tutsiler arasındaki iç savaşta, 900 bin insanın öldürülmesinin de  Frans ve Katolik Kilisesi’nin bir tertibi olduğu nasıl unutulabilir..

Yazının devamı için tıklayın

Yorum Analiz Haberleri

Avrupa geçmişiyle hesaplaşabilecek mi?
İlahiyat ve diyanet eğitimlerinde İslami özgünlük geliştirilebilir mi?
Bir tarafsızlık masalı: BBC’nin Gazze sınavı
ABD’nin Batı Yarımküre’ye dönüşünün yeni çerçevesi: “Donroe Doktrini”
Her şeyi dış güçler mi belirliyor?