Afganistanda savaş daha fazla uzayacak

Amerikalılar tarihi sevmiyorlar. Kendi çıkarları doğrultusunda tarihi okuyorlar. İdeolojilerini-özellikle muhafazakârlar ve sağ- İncil'in destansı öğretileriyle oluşturuyorlar.

Avrupa emperyalizminin modern tarihinden dersler almaya hazır değiller. Bunun kanıtı ise hâlâ aynı söylemi kullanmaları. Aynı sloganları pohpohlamaları. Yalan söylüyorlar. Irkçılıklarını, küstahlıklarını sürdürüyorlar. Başkalarını küçümsüyorlar. Demokrasiyi ve modernliğin değerlerini yayma sözü veriyorlar. Ayaklarını sabit kılmak için en geri kalmış sosyal tabakalara, kabile ve aşiret gruplarına, organize ve söylemi teknoloji öncesi çağa ait olan dinî-siyasî patrikliğe başvuruyorlar. Britanya emperyalizminin bu alandaki feraseti malum: Kolonideki bir aşiret şeyhinin ve din adamının dostluğunu almayı garanti edersen istediğini gerçekleştirirsin. Fakat bu ferasetin başarısızlığı ispatlandı.

Önceki başkan George Bush, Irak'ta isyancı aşiretlere sığındı. Büyücüler çağına ait bayağı vizyonundan daha karmaşık bir vakıa ile karşılaştı. En büyük ve en yeni savaş teknolojisini aşiretlerin hizmetine verdi. Vizyonunu ve demokrasisini yaymak için değil, kendi kendine oluşturduğu bataklıktan çıkış yolu bulmak için aşiretlere sığındı. Bu aşiretlere El Kaide ile savaşma misyonu yükledi. İktidar mevkileriyle onları ayarttı. Finanse etti ve silahlandırdı. Hükümeti aşiret unsurlarının polis ve orduya alınması yönünde zorladı.

Plan makul düzeyde bir güvenlik sağladı. Nüfuz ve servet paylaşımı için savaşan aşiret ve mezhep topluluklarının gözetimi altında Amerikan ordusuna Ortadoğu'da demokratik modele dönüştürüleceği iddia edilen Irak'ı terk ederek belirli bir takvim içinde çekilme kararı alma imkânı verdi.

İşte Başkan Barack Obama, Afganistan'da Bush'un Irak'ta yaptığını yapmaya çalışıyor. El Kaide'yi ve müttefiki Taliban hareketini bitirmek için 30 bin askerle güçlerini takviye etme kararı aldı. Bu misyon için 8 ay belirledi ve bu süreyi askerî güçle kendi iradesini dayatmak için yeterli gördü.

Irak'ta savaşçılar dışarıdan destek alan bir avuç Sünni olarak gösterildi. Bütün sorun, işgalden önce hiçbir varlığı olmayan El Kaide örgütünün varlığıyla sınırlandırıldı. Afganistan'da ise bütün sorun Taliban ile El Kaide arasındaki koalisyonla sınırlandırılıyor. Vakıa aslında bundan daha da karmaşık. İki örgütün yandaşları Afganistan'dan çok Pakistan'daki bazı Peştun kabilelerle sınırlandırılıyor. İşgalden önce Peştunlar Pakistan istihbaratının direkt desteğiyle Özbek, Tacik ve Hazara kabileleriyle savaşmış ve başkenti ele geçirmişti, ancak nüfuzunu bütün ülkeye yayamamıştı. ABD Kabil'i işgal edene kadar başka kabilelerle savaşlarını sürdürmüşlerdi.

Afganistan'daki iç savaş 30 yıldır devam ediyor ve Amerikalıların belirli kabilelerin yanında yer almasıyla tutuşarak artacak. Özellikle de savaşlarını Afganistan'da 12 milyon ve Pakistan'da 20 milyon nüfusa sahip Peştunlara yoğunlaştırdıkları zaman... El Kaide ise bu savaşta küçük bir piyondan ibaret görülecek, ancak savaşın temel gerekçesi olacak.

Genelkurmay Başkanı General Mike Mullen, ABD ile işbirliği yaptıkları için teşekkür etmek üzere Irak'taki aşiretleri ziyaret etmiş ve 'taleplerini' gerçekleştirmek için Bağdat nezdinde girişimde bulunacağı sözü vermişti. Güçlerin takviye edilmesi planının sahibi General David Petraeus, bataklıktan çıkmayı arzulayarak güçlerini desteklemeye teşvik etmek için Afganistan'daki kabilelerin mağaralarını ziyaret edebilir. Silahlı güçlerin kurulmasını bekleyerek kabilelere Taliban'a karşı operasyonlarını artırmaları çağrısı yapacaktır. Yani savaş daha fazla uzayacak. Tek başarı ise savaşın Pakistan'a uzanmaması olacaktır.

ZAMAN