
Şehit Muhammed Mursi’nin oğlu 9 yıldır tecritte
Merhum Muhammed Mursi’nin avukat oğlu Usame Mursi, dokuz yıldır ağır tecrit altında tutuluyor ve yeni bir davayla yeniden suçlanarak cezasının uzatılması hedefleniyor.
Mısır’ın merhum Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin oğlu avukat Usame Mursi, kesintisiz dokuz yıldır Mısır hapishanelerinde tutuluyor. Bu sürenin neredeyse tamamını, temel haklarından yoksun şekilde ağır tecrit koşullarında geçirdi.
“Şiddeti teşvik” suçlamasıyla aldığı 10 yıllık cezanın yanı sıra Mısır Yüksek Devlet Güvenlik Savcılığı, Mart 2025’te Usame Mursi’yi, avukat Usame Bayumi’nin yanı sıra çoğu kadın olmak üzere 70’ten fazla kişiyle birlikte 2022/1096 sayılı davada yeniden yargılanmaya sevk etti.
Bu dosya, rejimin “dava geri dönüşümü” olarak bilinen ve tutukluları aynı suçlamalarla tekrar tekrar hedef alarak hapiste tutmayı amaçlayan uygulamanın yeni bir örneği olarak değerlendiriliyor. Üstelik Usame gibi tamamen izole edilen bir kişi için bu suçlamaların hukuki dayanağı bulunmadığı belirtiliyor.
Aralık 2016’daki tutuklanmasına kadar mahkemelerde avukatlık yapan, savcılık işlemlerine katılan ve babasının savunma ekibinde yer alan Usame Mursi’nin hayatı, Zagazig’deki evinden alınıp ünlü yüksek güvenlikli Akrep Cezaevi’ne, ardından Badr Cezaevi’ne gönderilmesiyle tamamen değişti. Burada mutlak tecrit altında tutuldu; ailesiyle yalnızca bir kez, 2017’nin sonunda, o da cam bölme ardında görüşmesine izin verildi.
Usame Mursi, tecritten sadece iki kez çıkarıldı: Haziran 2019’da babası Muhammed Mursi’nin defni için ve aynı yıl Eylül ayında küçük kardeşi Abdullah’ın cenazesi için. Bunun dışında yıllarca ailesinden, tıbbi bakımdan, cuma namazlarından ve lisansüstü eğitim için talep ettiği kitaplardan mahrum bırakıldı.
Rabia Müdahalesi Davası kapsamındaki bir duruşmada Usame, tamamen tecrit altında tutulduğunu, kimseyle konuşmasının yasaklandığını ve hiçbir tıbbi hizmet almadığını ifade etti.
Usame’nin dosyası, Mısır yargı sistemindeki derin yapısal sorunların, özellikle siyasi tutuklular söz konusu olduğunda, nasıl sürdüğünü gösteriyor. Hâlihazırda ceza çeken birini yeniden suçlamak, ailesiyle bağlarını kesmek ve süresiz tecride mahkûm etmek; hapishaneleri adalet kurumlarından çok siyasi intikam aracına dönüştürüyor. Sürekli hale gelen tecrit uygulaması, açıkça insanlık dışı bir muamele anlamına geliyor.
Usame Mursi’nin yaşadıkları, hukuki gerekçesi olmayan “dava geri dönüşümü” uygulamasıyla cezaların süresiz şekilde uzatıldığı daha geniş bir baskı sisteminin sembolü haline gelmiş durumda.
Yetkililer reform söylemlerini sürdürse de Usame’nın durumu, Mısır’da yargısal baskının hâlâ köklü şekilde devam ettiğini ve siyasi tutuklulara yönelik yaklaşımın susturma odaklı olduğunu gözler önüne seriyor.








HABERE YORUM KAT