Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile düzenlediği ortak basın toplantısında soruları yanıtlarken, Fransa'daki saldırılar ve bu saldırılara tepki olarak Paris'te düzenlenen, liderlerin de katıldığı yürüyüşle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Erdoğan'a İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu orada gördüğü zaman ne hissettiği soruldu. Erdoğan şunları söyledi: 

"Soruyorum, Gazze'de 2 bin 500 kişiyi katletmek suretiyle devlet terörü estiren bu zatın el sallamasına siz nasıl bakıyorsunuz? Sanki tribünde insanlar onu orada heyecanla beklemişler gibi onlara el sallıyor. Hangi yüzle oraya gitti onu da tabii anlamakta zorlanıyorum. Bir defa siz o katlettiğiniz yavruların, kadınların hesabını verin. Aynı şekilde 300-350 bin insan öldürüldü. Dünyanın şu anda kılı kıpırdıyor mu? Bir adım atılıyor mu? Yok... Orada da devlet teröre üstiren birileri işin başında duruyor. Ona karşı da en ufak bir kıpırdanma yok. Hâlâ öldürsün devam etsin diye seyrediliyor. Kahrını çeken kim, Türkiye, Ürdün, Lübnan. Üç ülkede 5 milyon insan o ülkelerdekiler tarafından bakılıyor. Uluslararası camiadan bir destek var mı? Yok. Neredeler, sadece bize şunu söylüyorlar. Bu iki milyona yakın insana yaptığınız ev sahipliğiniz takdire şayandır. Tamam da lafla bu olmuyor. Bu gerçekler karşısında inanıyorum insanımız, vatandaşımız, dünyaya bakışını da o noktada değerlendirecektir." 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fransa'daki saldırıları birkaç başlıkta tahlil etmek gerektiğini söyledi. Saldırganların Fransız vatandaşı olduğunun altını çizdi:

"Fransız vatandaşları böyle bir katliamı işlerken faturanın kesildiği yer Müslümanlardır, bu çok manidardır. Kaldı ki bu kişiler 16 ay cezaevinde yatıyor. Cezaevinden çıkıyor, oradaki ishitbarat teşkilatı içerden çıkanları takip etmez mi? Ne yapıyorlar izlemez mi? Olayın bir de bu boyutu var."

"İslamofobi aldı başını gidiyor"

Son dönemde Batı'da nefret suçunu tahrik etme konusunda çok ciddi olumsuz gelişmeler olduğunu söyleyen Erdoğan, "Müslümanlara karşı İslamofobi aldı başını gidiyor. Bunları çok iyi görmemiz, tahlil etmemiz gerekir. Biz barış dininin mensupları olarak böyle bir terör eylemini tasvip etmemiz mümkün değildir. İlk anda bizler açıklamalarımızı yaptık" diye konuştu. Batı'yı ikiyüzlülükle suçladı:  

"Batı'nın ikiyüzlülüğü ortadadır. Biz Müslüman olarak hiçbir zaman terörün yanında yer almadık, katliamların yanında yer almadık. Bu katliamların arkasında ırkçılık yatıyor, nefret söylemleri yatıyor, islamofobi yatıyor. Lütfen camilerimize saldıranlara karşı o ülkelerin yönetimleri tedbirlerini alsın. Bakın bunlar hep tahriktir. Bunlar boşuna yapılmıyor. Bunlar bir senaryonun neticesidir, eseridir. İslam dünyasının üzerinde de oyunlar oynanıyor. Bunları da bilmemiz lazım"

Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas da, kendisinden Paris'teki yürüyüşe katılmaması istendiği yönündeki iddiaları yalanladı. Fransa Cumhurbaşkanı Hollande'ın daveti üzerine Paris'e gittiğini belirtti. 

'Filistin meselesi kanayan yara'

İki lider, ortak basın toplantısında da Filistin sorunuyla ilgili son gelişmeleri değerlendirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ortadoğu'daki sorunların temelini oluşturan Filistin meselesi bugün insanlığın vicdanında kanayan bir yaradır. Bölgede kalıcı barışın tesisiyle ilgili olarak 1967 sınırları bu işin olmazsa olmazıdır" dedi.

Erdoğan, İsrail'in son dönemde artan saldırganlığının yanında Harem-i Şerif ve Mescid-i Aksa'ya ilişkin ihlalleri ile gerilimi körüklediğini söyledi. Kudüs ve Harem-i Şerif'in korunması yalnız Filistin'in değil tüm İslam aleminin ortak vazifesidir. Türkiye, İsrail'in bu pervasız ve hukuk tanımaz eylemlerine karşı İslam dünyasının ve uluslararası camianın diğer üyeleriyle birlikte mücadele etmeye devam edecektir" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası toplumun artık daha kararlı bir tutum sergilemeye başladığını, Filistin'i tanıyan devlet sayısının 135'e yükseldiğini belirtti. İsrail'in bu mesajı doğru okuması gerektiğini söyledi.

BMGK'ya eleştiri

Erdoğan, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nun tutumunu eleştirdi. "BM Güvenlik Konseyi'nin İsrail'in bölgede şımarıklıkları karşısında üstüne düşen vazifeyi yerine getirmekten imtina ettiğini görüyoruz. Filistin meselesinin çözümünde çok önemli bir fırsat kaçırılmış oldu, bu kararla birlikte BMGK'nın reforme edilmesi konusundaki ısrarlı tavrımızın ne kadar haklı olduğu görüldü, dünya 5'ten büyük derken, dünyayı 5 tane daimi üyenin içinde bir tanesinin iki dudağı arasına mahkum edemezsiniz." diye konuştu. 

Erdoğan, Filistin meselesinin çözümü için Ramallah yönetimi ile Hamas arasındaki anlaşmazlıkların giderilmesi gerektiğinin altını çizdi. "Filistinli kardeşlerimizin yek vuçud olması fevkalede önemlidir. Birlik ve beraberliğin Abbas'ın yönetimi altında daha da sağlamlaşacağına inanıyorum.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas da, gösterdiği dayanışma ve destek için Türkiye'ye teşekkür etti. "Bu desteklerle Filistin halkı kendi hakkı olan Filistin devletini kuracaktır" diye konuştu. 

Kudüs ve Mescid-i Aksa'ya yönelim her türlü değişim politasını reddettiklerini vurgulayan Abbas, "Mevcut çatışmanın din çatışmasına dönüşmesi en büyük kokumuz. Bu hiçbirimizin arzu etmediği bir durumdur, bu sonucu belli olmayan bir duruma sokar dünyayı" diye konuştu. 

Kaynak: Al Jazeera