1. HABERLER

  2. HABER

  3. GÜNDEM

  4. Kurtulmuş İçin ABD ve Rusya'nın Doğru Ortağı Türkiye!
Kurtulmuş İçin ABD ve Rusya'nın Doğru Ortağı Türkiye!

Kurtulmuş İçin ABD ve Rusya'nın Doğru Ortağı Türkiye!

NTV canlı yayınına katılan Numan Kurtulmuş soruları yanıtladı.

04 Mart 2017 Cumartesi 05:20A+A-

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Amerika ve Rusya'nın menfaatleri bakımından yeni Orta Doğu siyasetlerinde iş birliği yapmaları için doğru partnerin Türkiye olduğunu belirterek, "Sahada alan kazanmak için vekalet savaşları, yani kendi kuklalarıyla birtakım bölgesel güçler elde etmeye çalışabilirler ama bu kalıcı değildir. Hiçbir şekilde Suriye'deki bu vekalet savaşı devam edemez, hiçbir ülkenin kendi başına sonuç alma ihtimali yoktur." dedi.

NTV'de canlı yayına katılan Kurtulmuş, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın, Almanya'da konuşma yapacağı etkinliğin, bu ülke tarafından iptal edildiği yönünde son dakika bilgisi verilmesi üzerine, bunu yeni duyduğunu söyledi.

Bu nedenle yorum yapmasının erken olabileceğini dile getiren Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Daha önce de dile getirildi. Avusturya Dışişleri Bakanı ve Almanya'da bazı çevrelerde de dile getirildi. Bu referandum kampanyasında, 'evet' ya da ' hayır' diyen siyasetçiler, STK'lar, kanaat önderleri var. Yani Almanya ya da başka ülkelerde yapılacak mitingler, bu ülkenin ya da başkasının iç siyasetini etkilemek üzere yapılan mitingler değildir. Orada yaşayan Türk vatandaşlarını, yani Türkiye'deki seçime dönük olarak oy verecek vatandaşlarla ilgili bir kampanya sürecidir. Dolayısıyla demokratik bir ülkede böyle bir yasaklanma söz konusuysa, işin mahiyetini bilmiyorum ama prensip itibarıyla böyle bir yasaklamanın kabul edilmesi asla mümkün değil. Demokratik bir ülke, 'evet' de 'hayır'da kampanyaya katılan herkesin önünü açmalı, oradaki Türk vatandaşların bilgilendirilmesini sağlayacak zeminleri hazırlamalıdır. Yani bunu tabii ki kampanyayı yapacak olanların kendisi yapacak ama onun güvenliğinden tutun da izinlerin verilmesine kadar her şeyi yapmaları gerekirken tersine yapmaları, demokrasiyi fazla bağdaştıramamak demektir. Doğru bulmuyoruz. Eğer böyle bir şey varsa yanlıştır."

Kurtulmuş, buna gerekçe olarak da "salonun küçük olduğunun" gösterildiği bilgisinin verilmesi üzerine, "Gerekçe, mazeret bunlar olabilir, tam bilmiyorum ama biz daha önce de hem 2014 referandumu hem de daha önceki süreçlerde Almanya'da vatandaşlarımızın bilgilendirilmesi için çok sayıda salon toplantısı yaptık. Hatta mitingler de yapıldı. Bunlar demokrasinin gereğidir. Yani eğer siz miting, propaganda yapmayacaksanız, Avrupa’daki vatandaşlarımıza nasıl, 'oy verin' diyeceksiniz? Dolayısıyla Almanlar bir taraftan orada oy verilmesini sağlarken, bir taraftan yasaklama yoluna giderlerse, bu aslında kendi içinde de bir çelişkidir. Bunu da izah etmeleri gerekir. Yani vatandaşa, 'oy verin' diyeceksiniz ama 'kampanya yapılmasın' diyeceksiniz. Bu asla akla, mantığa, demokrasiye uygun bir tavır değildir." diye konuştu. 

"SURİYE SORUNUNU HİÇBİR ÜLKE TEK BAŞINA ÇÖZEMEZ"

Menbiç’te yaşananların hatırlatılması ve "ABD ve Rusya’ya rağmen Türkiye orada bir operasyon yapar mı?" sorusu üzerine Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Suriye'deki durum, 6 yıllık büyük bir satranç oyununun sonunda bu duruma gelmiştir. İlk 3 yılı iç savaş, diğer 3 yıl da vekalet savaşlarıdır. Hemen hemen dünyanın bütün orduları, bütün bölgesel, küresel güçler oradadır. Çok sayıda terör örgütü vardır. Suriye ve Irak paramparça hale getirilmiştir. Haritalar artık bütün Türkiye'de ezberlendi. Falan kasaba bugün onun elinde, yarın başka gücün elindedir. Ancak gelinen nokta öyle bir noktadır ki artık hiçbir ülke istese de tek başına bu sorunu çözemez. Ne Rusya, ne ABD ne de başka bir ülkenin Suriye sorununu tek başına çözme yeteneği de kabiliyeti de kalmamıştır. Hepimizin ortak noktası şu olmalıdır; 'Suriye’de nasıl barışı sağlayacağız? Halkın istediği adil ve kalıcı bir barışı nasıl temin edeceğiz?' Birinci odaklanmamız gereken nokta budur."

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, bölgede yaşananların, Türkiye için ise bunun dışında başka bir önemi daha olduğunu dile getirdi.

"ABD ve Rusya bilmem kaç bin kilometre uzakta" diyen Kurtulmuş, sınırların hemen ötesinden Türkiye'ye saldırılar düzenlendiğini, füzeler atıldığını, bunlara bazı grupların destek verdiğini ve bundan dolayı Fırat Kalkanı Operasyonu'nun yapıldığını vurguladı.

Bunların yanı sıra PKK ve IŞİD'in, Türkiye'de de zararlar verdiğini ifade eden Kurtulmuş, "Tüm bunlara baktığınız zaman, Türkiye kendi ulusal güvenliğini tehlikeden kurtarmak, garanti altına almak için Fırat Kalkanı Operasyonu'nu başlattı. Bunu yaparken de hem güvenliğini hem de bölgede var olan terör örgütlerinin bölgeden uzaklaştırılmasını temin etmek için bu adımları attı. Bununla birlikte ortaya bir model koyduk. Başından beri ne diyoruz? 'Bir yerden bir terör örgütünü çıkarırken, diyelim ki DEAŞ'ı çıkarırken, başka bir terör örgütünü o halkın başına bela etmeyelim. Oraya YPG'yi, PYD'yi sokmayalım.' Dolayısıyla bir taraftan bir model de geliştirdik; işte Cerablus modeli, şimdi El Bab modeli. 'O şehrin halkını meşru muhalefet unsurlarıyla kurtaralım. Oraya ondan sonra o şehrin halkı gelsin oraya otursun.' İşte 45 bin kişi geldi Cerablus'ta oturuyor. İnşallah El Bab'ta ve bundan sonra da Menbiç'te de oturacak." diye konuştu.

"YPG'NİN ÇEKİLMESİ KONUSUNDA CİDDİYİZ"

Menbiç'te daha bu meselenin başında olunduğunu aktaran Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Bu meselelerin başında, Obama’nın teyin ettiği bir konudur. Yani PYD, YPG güçleri ya da şimdi onun yerine Suriye Demokratik Güçleri diyorlar, bu, onların şemsiye kuruluşudur. Yani, bu güçlerin hepsinin Fırat’ın doğusuna çekilmesi ve Menbiç'i de Türkiye'nin bir güvenlik alanı olarak orayı terk etmeleri, teyit edilmiş bir meseledir. Şimdi biz bunu bekliyoruz ve ciddi olduğumuzu ifade ediyoruz. Aynı şekilde Rakka, Musul ve diğer operasyonların hepsinde de bu ortaya koyduğumuz modelin uygulanması, yani meşru muhalefet güçleriyle o şehrin halklarının o operasyonları yapması ve uluslararası güçler olarak da buna destek vermemiz. Amerikası, Rusya'yı vesaire... Eğer bunu yapabilirsek bölgede bir an evvel barışın sağlanmasına katkı sunabiliriz."

"YPG konusunda ABD ve Rusya bizden farklı düşünüyor. Türkiye PYD ve YPG konusunda bunları ikna edemezse, kendi başına hamle yapması mümkün mü?" sorusu üzerine Kurtulmuş, IŞİD, YPG ve rejim güçleri arasında ciddi ittifakların olduğunu, iş birlikleri yapıldığını ve bunlara kimlerin silah verdiğinin bilindiğini söyledi.

Şimdi bölgenin yeniden yapılandığını dile getiren Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Trump yönetiminin bu konuya büyük hassasiyetle eğileceğini görüyoruz, tahmin ediyoruz. Yani 3-5 ay beklemek lazım onların da Orta Doğu politikalarını tam şekillendirmek için. Burada ya birtakım terör örgütleri, silahlı gruplarla iş birliği yapacaklar ya da bu bölgenin en önemli siyasi ve iktisadi istikrarına sahip en önemli ülkesi Türkiye ile iş birliği yapacaklar. Yani sağdan sayın 3-5 bin, soldan sayın 5-6 bin kişilik bir YPG'den bahsediyoruz. Evet. Bunlar silahlandırılarak ciddi bir noktaya getirilmiş olabilir. Diğer taraftan 80 milyon nüfusu ve güçlü bir ordusu olan bir Türkiye var. Amerika ve Rusya'nın menfaatleri bakımından da yeni Orta Doğu siyasetlerinde iş birliği yapmaları için doğru partner Türkiye'dir. Sahada alan kazanmak için vekalet savaşları, yani kendi kuklalarıyla birtakım bölgesel güçler elde etmeye çalışabilirler ama bu kalıcı değildir. Hiçbir şekilde Suriye'deki bu vekalet savaşı devam edemez, hiçbir ülkenin kendi başına sonuç alma ihtimali yoktur. 'Bu vekalet savaşlarını sürdürelim' diyorlarsa çok açık söylüyorum; ben bunu 1,5 senedir söylüyorum, artık Amerika ve Rusya çatışma noktasına gelirler. Bunun da ortadan kaldırılması için, bölgede ciddi dengelerin kuvvetli şekilde kurulabilmesi için Türkiye ile de iş birlikleri zorunludur. Önümüzdeki dönem bunu gösterecektir. Bunlar sahada konuşuluyor. Menbiç, Rakka operasyonlarının bu ülkelerle konuşarak, görüşerek yapılması gerektiğini düşünüyoruz ama Rakka’daki hassasiyetimizi de çok açık söylüyoruz. Eğer bir terör örgütünü oradan çıkarmak için başka bir terör örgütüyle iş birliği yapılacaksa Türkiye böyle bir senaryonun içinde olmaz."

"TEMEL HASSASİYET 'RAKKA RAKKALILARINDIR"

Rakka operasyonuna ilişkin soru üzerine, bu konudaki temel hassasiyetlerinin "Rakka Rakkalılarındır" olduğunu belirten kurtulmuş, Rakka'dan Rakkalıları çıkarıp, yüzde 100'e yakını Arap olan bir şehre başka bir etnik grubun konmasından bir sonuç alınamayacağını ve Orta Doğu'daki kan revanın durdurulamayacağını söyledi.

Rusya ve ABD'ye bunları defalarca söylediklerini dile getiren Kurtulmuş, "Bütün planlar ortadadır. Bunların hepsi konuşuluyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın ve bizim hep dile getirdiğimiz şey şu; Türkiye'nin başkasının toprağında gözü yok. 'Orada kalıcı olmak, o şehirlerde sürekli duralım, oralar Türkiye'nin kontrolünde olsun' diye bu operasyonları yapmıyoruz. Yapacağımız operasyonları da bunun için yapmayacağız. Oralarda halkın selamete kavuşması, barışın tesis edilmesi, şehirlerin kendi halkları tarafından yönetilmesi, tekrar halkların meskun hale gelmeleri için yapıyoruz. Her şehirde başka bir formül ortaya çıkabilir. Sonuç olarak, bütün ülkelerle anlaşarak, sahada neler yapılabilecek, bunların hepsi masadadır. Şartların gelişmesine göre, Türkiye'nin milli menfaatleri neyi gerektiriyorsa ve bölge haklarının selameti neyi gerektiriyorsa onu yaparız." diye konuştu.

HABERE YORUM KAT

2 Yorum