Suriye Hükümeti Enformasyon Bakanı Ümran Ez Zaabi geçtiğimiz Pazartesi günü düzenlediği basın toplantısında Mursi’yi Suriye’de kanın akmasına ortak olmakla suçlayarak Tahran’da gerçekleştirilen Tarafsızlar Zirvesi’nde yaptığı açılış konuşmasını şiddetle kınadı.

Ez Zaabi şöyle dedi: ‘Mısır, kapıların Filistinlilerin yüzlerine kapatılması, Amerikalılara bağımlılık, Camp David anlaşması konularında nerede? Mursi Mısır gazı İsrail’e ihraç edilirken, ulusal meselelerde nerede?’

Ardından şöyle ekledi: ‘Suriyelinin kanı Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin boynunda sorumluluktur. Kanın akmasına ortak olan uydu kanalları da bulunuyor.’

Enformasyon bakanı Suriye muhalefetini dış müdahaleyi kabul etmemeye çağırarak ‘bu ret, ulusalcılığın en alt düzeydeki göstergesidir’ dedi. Muhalifleri de İsrail’den destek almakla suçlayarak ‘muhalefetin elinde İsrail yapımı silah bulunuyor. Her kim İsrail silahıyla gelir de Suriye’de savaşmaya kalkarsa o muhalif değil haindir. Muhalefet denen şey dış müdahaleyi, silah kullanımını, orduya ve Suriyeli vatandaşlara saldırılmasını reddeder. ’

Bakan ayrıca şöyle bir iddiada bulundu: ‘Suriyeli önemli şahsiyetleri, uzmanları ve alimleri hedef alan suikastlar düzenlendi. Bu suikastlarda Mossad izleri vardı.’

Ez Zaabi BM elçisi El Ahdar El İbrahimi’nin görevinde başarılı olabilmesinin ise Suudi Arabistan, Türkiye ve Katar gibi belli ülkelerin altı maddelik plana bağlı kalmalarına, silah göndermeyi durdurmalarına, eğitim kamplarını ve savaşçıların sığınaklarını kapatmalarına bağlıdır. O vakit herkesin niyeti denenmiş olur.’

Beşşar Esad’ın ve güçlerinin yaptığı tüm katliamları yeni imiş, sanki Mursi’nin konuşmasından ya da El İbrahimi’nin göreve gelmesinden sonra başlamış gibi ve sanki binlerce Suriyeliyi kendileri katletmemiş gibi bir havada konuşan bakan son olarak ise şöyle dedi: ‘Bu planın başarılı olmasında Suriye için gerçek anlamda bir menfaat söz konusu. Ancak top Suriye’nin sahasında değil. Aksine Suudi Arabistan, Katar, Türkiye, ABD ve Avrupa ülkelerinin sahasında. Bu ülkelerin (muhalefete) destek ve teşviklerini çekme vaadinde bulunması gerekir. Buradan Şam’ın, aynen Kofi Annan’a sunduğu gibi El İbrahimi’ye de mümkün olan her türlü yardımı sunmaya hazır olduğunu vurguluyoruz.’ (timeturk)