Yılmaz Bilgen / Haksöz Haber

22 Nisan günü İdlip’e bağlı Cisr eş Şugur kasabasına yönelik kapsamlı bir operasyon başlatan Suriyeli Direniş grupları 25 Nisan’da Cisr 27 Nisan günü ise Nusayri köylerinden İştebra’da kontrolü sağladı.

Saldırı öncesi büyük oranda boşaltılan kasaba ve köylerde yaşayan siviller, İdlip, Derkuş ve Türkiye sınırında bulunan kamplara yerleştirildi.

Şiddetli çatışmalara sahne olan Cisr eş Şugur kasabası ve çevre köylerde yaşayan ve bölgeden çıkamayarak yaralanan sivillerin ise çevre hastanelerde tedavi altına alındığı duyuruldu.

Bölgede bulunan Usame Ablak Sahra Hastanesi sorumlu hekimi Ebu Müslim direnişçiler tarafından ele geçirilen İştebrak köyünden 10 dan fazla hastanın kendilerine getirildiğini ve bu hastaların tıbbi müdahalelerinin hastanelerinde yapıldığını bildirdi.

Doktor Ebu Müslim yaşları 5 ila 56 arasında değişen hastaların bazılarının tedavilerinin ayakta yapıldığını bir kısmının ise daha donanımlı hastanelere sevkedildiğini bildirdi.

‘Hastanemize gelen siviller çoğunlukla vücutlarına şarapnel isabet eden hastalardan oluşuyordu’ diyen Doktor Ebu Müslim şunları söyledi.

‘27 Nisan gününden itibaren Direnişçiler tarafından bölgede ikamet eden siviller hastanemize yaralı olarak getirilmeye başlandı. Bunlar arasında 5 yaşında bir çocuğun kol ve omuz bölgesinde şarapnel parçaları vardı. Yine 7 yaşında bir çocuğun ayağına şarapnel isabet etmişti. Bunlara derhal ilk müdahaleyi yaptık. Bir kaç günlük müşahede den sonra bu hastalar taburcu oldular. Sonrasında İştebrak köyünden 40 Yaşında bir hanım gözünden isabet aldığı için hastanemize getirildi. Burada ilk müdahaleyi yaptık ancak  bu konuda yeterli tıbbi imkanımız olmadığı için bu hastamızı Cilvegözü sınırında bulunan göz hastanesine sevkettik. Yine 43 yaşında ayağından ciddi bir yara alan hanım hasta ilk müdahalenin ardından Cilvegözü’nde bulunan hastaneye sevkedildi. Yine benzer sebeplerle bize getirilen ve ayakta tedavileri yapılan hastalar da gerekli müdahalenin ardından taburcu edildiler.’

Usame Ablak Sahra Hastanesine getirilen yaralıların büyük çoğunluğunu kadın ve çocukların oluşturduğunu ifade eden Doktor Ebu Müslim, 27 yaşında kalça bölgesine şarapnel isabet eden bir hasta dışında erkek gelmediğini, tedavileri sona eren hastaların ise yine Direniş örgütleri tarafından teslim alınarak götürüldüğünü söyledi.

Sivillere zarar vermedik

Cisr eş Şugur, İdlip iline bağlı ancak Nusayri nüfusun yoğun yaşadığı Lazkiye sınırında yer alması sebebiyle de farklı öneme sahip bir kasaba. Suriyeli direnişçiler Cisr eş Şugur’la birlikte nüfusunun tamamı Nusayri’lerden oluşan İştebrak köyünüde ele geçirdi.

27 Nisan günü Muhaliflerin kontrolüne geçen İştebrak köyünde sivil katliamların yaşandığı haberlerine yönelik açıklamalarda bulunan Ahraru Şam saha komutanlarından Ebu Hasan ‘bizim denetimi ele geçirmemizin ardından burada tek bir sivilin dahi burnu kanamadı. Suriye Halkını bir bütün olarak görüyoruz. Biz Mezhebi yada dini aidiyetlerine bakmadan tüm Suriye Halkının özgürlüğü için bu direnişi sürdürmekteyiz dedi.

Ahraru Şam komutanı sözlerini şöyle sürdürdü.

"İştebrak’ta yüzlerce sivilin katledildiğini iddia edenler yenilgiyi kabullenemeyerek iftira eden Esed ve destekçileridir. Bu iddianın sahipleri Esed tarafından atılan varillerde ölen insanların ve İşid’in katlettiği sivillerin fotoğraflarını aleviler katlediliyor iddialarına delil olarak gösteriyorlar. Operasyon öncesi hiç bir sivile zarar verilemeyeceği kayda geçirilerek tüm gruplara iletildi. Allaha hamdolsun ki bu yönde herhangi yanlış bir tavırda sergilenmedi. Şayet bu konuda haddi aşan olursa onunda cezası Şer-i ölçüler içerisinde verilecektir. İştebrak köyü ile birlikte Nusayri köyleri başlıyor. Buradan Lazkiye’ye kadar yüzlerce Nusayri köyü var. Biz ilerlemek ve Esed rejimini bitirmek istiyoruz. Suriye’de yaşayan her etnik ve dini yapı bizim güvencemizde olacaktır. Biz topyekün Suriye’yi özgürleştirmek istiyoruz. Sünni siviller ne ise bizim için Nusayri sivillerin statüsü de odur. İddialar hepsi büyük bir yalandan ibaret İştebrak’ta kalan nusayriler bizim emanetimizdir ve biz emanetimize sahip çıkan bir topluluğuz. Bu konuda hiç kimsenin şüphesi olmasın.’