Uluslararası Ceza Mahkemesince hakkında yakalama kararı olan bir suçluyu, Amerika'da bir kahraman gibi karşılayan Trump, bu da yetmezmiş gibi yaptığı açıklamayla Netanyahu'nun başaramadığı işgali tamamlama niyetini ortaya koydu.

Basın açıklamasının tam metni:

Uluslararası Ceza Mahkemesince hakkında yakalama kararı olan bir suçluyu, Amerika'da bir kahraman gibi karşılayan Trump, bu da yetmezmiş gibi yaptığı açıklamayla Netanyahu'nun başaramadığı işgali tamamlama niyetini ortaya koydu.

ABD Başkanı Trump, Beyaz Saray'da kabul ettiği İsrail Başbakanı Netanyahu ile ortak basın toplantısında, ABD'nin Gazze Şeridi'ni devralarak buraya "uzun vadeli" şekilde sahip olacağını ve "güvenlik amacıyla" gerekmesi halinde buraya Amerikan askerlerinin konuşlandırılabileceğini söyledi.

ABD ve bazı Avrupa ülkelerinin sınırsız desteğini alan İsrail, Gazze'yi tamamen işgal edememiş ve Filistin halkının direnişini kıramamıştır, şimdi ise emperyalist ABD tarafından kıskaca alınmaya çalışılıyor.

Trump’ın açıklamaları İsrail’in başarısızlığına örtme çabasıdır.

Trump ve Netanyahu’nun yaptığı şey yalnızca siyasi safsata değil, stratejik bir manipülasyondur. Filistinlilerin zorla göç ettirilmesi gibi uygulanamaz bir konunun sürekli gündeme getirilmesi, insanların bunu reddetmek yerine tartışmaya başlamasına neden oluyor.

İsrail’in askeri başarısızlığının tartışılacağı yerde konu “Filistinliler nereye gidecek?” sorusuna kaydırılıyor.

Mısır, Ürdün ve Körfez ülkeleri gibi hedef ülkeler de bu planlara karşılar. Ancak bu planı doğrudan reddeden değil, müzakere eden taraflar gibi gösteriliyorlar.

Uluslararası hukuk açısından “herhangi bir sivil nüfusun sürgünü veya zorla nakli” insanlığa karşı suç olarak belirtilmesine rağmen sanki tartışılabilir bir seçenekmiş gibi algılanıyor.

Arap ve uluslararası aktörler, sürekli yalanlama ve açıklama yapmak zorunda bırakılarak savunmaya itiliyor.

Temel soru “İsrail saldırıları durdurulmalı mı?” olmaktan çıkıp “Filistinliler için alternatif çözümler neler?” haline geliyor.

Asıl tehlike Trump ve Netanyahu’nun planları değil, insanların bu planları mümkün görebilmeleri.

Yapılması gereken şey sadece planı reddetmek değil, onu tartışmaya bile açmamak.

Medya manipülasyonlarına kapılmadan gerçeğe odaklanmaktır: Bütün bunlar, İsrail’in askeri başarısızlığını gizlemek ve sahte politik baskılar oluşturmak için yapılan taktiksel bir hamledir.

Oysa gerçek olan Gazze'ye yönelik saldırılarda 50 binden fazla Filistinlinin şehit olduğu, okul, hastane, cami ve sivil yaşam alanlarının hedef alındığıdır ve İsrail'in, 15 ayın sonunda diz çöktüremediği Hamas ile ateşkese razı olmak zorunda kaldığı ve direnişin zaferidir.

Bölge ülkeleri bu işgal planına karşı durmalı!

Trump'ın planı, Amerika-İsrail manipülatif müzakere taktiğidir ve bölge ülkelerine ölümü gösterip, sıtmaya razı etme çabası olarak da değerlendirebilir.

Bölgedeki güvenlik ve istikrar ancak adaletle sağlanabilir, yapılan bu tür açıklamalar gerginliği artırmaktan ve bölgeyi daha büyük bir çatışmaya sürüklemekten başka bir sonuç doğurmayacaktır.

İşgalin devam etmesi ve uluslararası toplumun bu duruma sessiz kalması istikrarsızlığın temel nedenidir, adalet ve barış tek çözüm yoludur, bunun dışındaki söylemlerin ciddiye bile alınmamalı.

Emlakçı kafasıyla ülkesini yöneten Trump, Gazze'yi işgal ederek bir tatil beldesine dönüştürmeyi ve işgalci İsrail'e peşkeş çekmeyi hedefliyor. Başta Türkiye olmak üzere bölge ülkeleri bu işgal planına karşı durmalı. Arap ve İslam ülkeleri, bu meydan okumaya karşı durarak yeni soykırımların, insan hakları ihlallerinin, katliamların önüne geçmelidir.

Çorum Filistin Platformu olarak bundan önce olduğu gibi bundan sonrada Gazze başta olmak üzere tüm Filistin halkıyla dayanışma içinde olacağız, tüm halkımızı bu direnişe sahip çıkmaya, gündem yapamaya, infak ve zekâtlarımızı yönlendirmeye ve boykotu sürdürmeye çağırıyoruz.

Yaşasın küresel intifada!

Yaşasın nehirden denize özgür Filistin!

Çorum Filistin Platformu