1. HABERLER

  2. ETKİNLİK

  3. Çağrı-Der'de "Gayb" Kavramı Tartışıldı
Çağrı-Derde Gayb Kavramı Tartışıldı

Çağrı-Der'de "Gayb" Kavramı Tartışıldı

Zonguldak’ta çalışmalarını yürüten Çağrı-Der’in haftalık olarak düzenlediği sohbetler devam ediyor.

05 Aralık 2011 Pazartesi 10:53A+A-

Çağrı-Der’de bu hafta Murat Konak “Kur’an’da Gayb Kavramı” başlıklı bir seminer verdi.

“Ayetlerle ve hadis mukayeseleri ile konuyu analiz etmeye çalışacağız.” diye konuşmasına başlayan Murat Konak, gayb ve müşahede alanı olarak ikiye ayırabileceğimiz idrak alanının gayb kısmının da ‘mutlak ve izafi’ gayb alanı olarak ikiye ayrılabileceğini belirtti. Mutlak bilgiye sahip olanın yalnızca Allah olduğunu ve bu yüzden tecrübe edinimine de kapalı bu alanın bilgisinin sadece Allah’a ait olduğunu ekledi.    

Geçmiş, gelecek ve hal ile ilgili sınıflanabilecek gayb alanının tecrübeye açık, beşeri çabalarla ulaşılabilen boyutunun ‘izafi gayb’ olduğunu bunun da herkese açık olduğunu söyledi. Beşeri çabalarla ulaşılamayacak ‘mutlak gayb’ alanının imanın/itikadın konusu olduğunu bunun da vahiyle bildirildiğini belirtti.  

Kur’an'daki kullanımları ile ilgili olarak ‘gıybet’ kavramının, Yusuf (as) ile ilgili ‘kuyunun karanlık dibi’ ve kadınların mahremiyetleri ile ilgili ‘gayblarını korurlar’ ifadelerinin kavramla irtibatını vurguladı.

‘Kabir, şefaat, Mehdi, deccal, İsa’nın nüzulü, kıyamet alametleri’ vb. mutlak gaybın konusu meselelerin, rivayetlere konu edinildiğini, bunlara bakarak düşünce ve inanışlar oluşturulmasının yanlışlığına dikkatleri çekti. ‘Hadislerin vahiy oluşu, Kur’an dışı vahiy olgusunun’ rivayetler kültürünün etkisi ile rivayetlerin ve hadislerin bir kritiğe tabi tutulmamasından, Kur’an ile mukayese edilmemesinden kaynaklandığını söyledi.

Sevap kazanmak için anlaşılmadan okunan, oysa anlaşılmak ve hayat kılavuzu olmak için indirilen Kur’andan/vahiyden başka gayb ile ilgili dayanak olamayacağına vurgu yaparak, itikatta tek kaynak olarak sadece Kur’anın rehber alınması gerektiğini ekledi.

Kur’an'dan ‘gaybı yalnız Allah’ın bildiğine’, ‘bildirilmedikçe peygamberin de gaybı bilemeyeceğine’ ve ‘bildirmekle peygamberin bilebileceği’-ki O da bunu herkese açıklamak durumunda olduğundan bir farkın kalmayacağına vurgu ile-‘cinlerin ve şeytanların da bu konuda bir bilgi sahibi olamayacaklarını’ ayetler ışığında açıkladı.

Hadis kaynaklarında da ’peygamberin gaybı bildiğine ve bilmediğine/bilemeyeceğine’ dair rivayetlerin birlikte, bir arada bulunduğunu, oysa bu hadisleri, bırakın Kur’anla kritiğe tabi tutmayı, sadece birbiri ile mukayese edilse bile bu hatalara düşülmeyeceğini belirtti. Kur’an dışı vahye delil getirilen rivayet ve ayetlerin analizini yaparak, bağlam dışı ve zorlama ile bu yola gidildiğini, bunlara ayetlerden ve peygamberimizin kendi hayat mücadelesinden örneklerle cevap verdi.

Hayatın Allah merkezli düzenlenmesi ve O’nsuz an ve gerçekliğin düşünülemeyeceğini, yapıp edilenlerde Allah hesaba katılarak, O’na muhtaç olduğumuz unutulmadan bir yönelişin gerçekleştirilmesi gerektiğini vurgulayarak; ‘mutlak gayb Allah’a aittir’, ‘peygamber bildirilenleri bilir ve bunları insanlara da bildirir’,’Kur’an dışında hiçbir şeyle itikat oluşturulamaz’ diyerek sözlerini tamamladı.

Dinleyicilerin ‘peygamber şefaat etsin ki O’nun varisi(!) olan şeyh, alim vs.ler  de şefaat etsinler, peygamber gaybı bilsin ki avamı güdüleyen etki çevreleri de gaybı bilsinler(!) ve kendi düzenlerini kurup sürdürebilsinler’, ‘peygamberler yarıştırmasında peygamberimiz öne çıkarılsın ve bunun peşine bir sürü menkıbe ve gelenek oluşturulabilsin!’.. için bunların yapıldığı, bunlar üzerine bir sürü hurafe ve yanlış üretildiği; bazı dinleyicilerin kafa karışıklığını izhar eden itirazlarında ‘peygamberin bu rivayetlerden arındırılarak değerinin, öneminin azalmayacağı, bilakis O’nun sireti, mücadelesi, insanlara benzer biri olarak çabaları, insanlarla iletişimi öne çıkarılmış olunduğu’ izahları ile bu mealdeki katkılarının ve soru cevap bölümünün ardından sohbet sona erdirildi.

Mustafa BOZACIOĞLU / Haksöz-Haber

cagrider_zonguldak.jpg

HABERE YORUM KAT