Gazze’de 7 Ekim’den bu yana işlenen korkunç vahşete rağmen Batı medyası Siyonist çeteye desteğini büyük bir vicdansızlıkla sürdürdü. Katledilen on binlerce insanı, büyük yıkımı hiç umursamayıp bütün dikkatleri sadece Yahudi esirlerin durumuna yönlendirmeye çalıştı. Nitekim ateşkesin yorumlanmasında da bu çarpık zihniyet kendisini gösterdi ve iki milyondan fazla Gazzelinin yaşadıklarını bir kenara bırakıp “esirler evlerine dönüyor” şeklinde başlıklarla ateşkesi haberleştirdi. 

Bu tutumun tipik örneklerindne birini Almanya’nın itibarlı gazetelerinden Die Welt’te çıkan şu yorum birebir yansıtmakta. Yazar, Clemens Wergin Filistin halkının nasıl büyük bir zulme uğratıldığını, işgalin ve katliamın pençesinde ne kadar vahşi uygulamalara maruz kaldığını hiç umursamaksızın Hamas’ın elindeki Yahudi esirlerin hayatlarını kurtarmak için İsrail’in taviz vermek zorunda kaldığından söz ediyor. 
“İsrail'in politikaları şantaja açık” başlıklı yazıda şunlar söyleniyor: 

“İsrail, Hamas’ın elindeki İsrailli rehineleri çektikleri korkunç azaplardan kurtarmak için ağır tavizler vermek zorunda kaldı. ... Kendi yurttaşlarının hayatlarına bu denli değer vermeleri İsrail toplumunun güçlü yönü - ama aynı zamanda da zayıf noktası. Çünkü bu İsrail’in politikalarını şantaja açık kılıyor. Hamas da rehineleri Gazze’ye kaçırırken bu zaaftan istifade etti. Bu durumun teröristlere sağladığı şantaj potansiyeli, kendilerini Gazze’de tamamen yok olmaktan kurtardı; çünkü Hamas askeri bakımdan tamamen yenilmeden İsrail’i ateşkese zorladı.”

Ne ilginçtir ki aylardır tüm dünyanın gözleri önünde gerçekleşen bir soykırımı görmezden gelen bu zihniyet her vesileyle hukuktan, insan haklarından söz etmeyi de ihmal etmiyor. İsrail’in işgalci varlığını atlayıp Hamas’ın esirlerini kurtarmak için tek yol olarak başvurduğu esir alma siyasetinin İsrail açısından nasıl bir zaaf oluşturduğunu dillendirmek ancak Batılı ikiyüzlülüğe işaret ediyor.