Almanya’nın Neuss şehrinde İslami çalışmalarını sürdüren İrşad Kitabevi’nin bu haftaki konuğu, Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya oldu. Hasan Korkmaz’ın Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan program, Fahrettin Sönmez’in yaptığı açılış konuşmasıyla devam etti.

Rıdvan Kaya, “Maruf Üzere Yaşamak” başlıklı sunumunu dört ana başlık altında sundu:

• Benliğin dikkate alınmasıyla bencillik aynı şey değildir.
• Cemaat, zırh ve kalkandır.
• Marufu hâkim kılmak.
• Arınma için sorgulama şarttır.

Rıdvan Kaya Konuşmasında şu önemli vurgularda bulundu!

Maruf (iyilik, doğruluk, erdem) üzere yaşamak Müminin temel görevidir. Hayatın her alanında iyiliği yaymak, kötülükten sakındırmak bir tercih değil, kulluk sorumluluğudur. Modern çağın bireyselleşen, bencilleşen yaşam tarzı bu sorumluluğu zayıflatmaktadır; oysa Müslüman müdahil olmalı, örneklik sergilemelidir.

Benlik ve Bencillik Arasındaki Fark

İnsanın benliğini dikkate alması fıtridir; ancak nefsin arzularını merkeze almak sapmadır. Bencillik, Allah’ın rızası yerine dünyevi çıkarları merkeze almak, başkalarını hiçe saymaktır. Kendi görüşünü mutlak doğru sanmak, eleştiriyi reddetmek de bu hastalığın yansımalarıdır. Mümin, nefsini hesaba çeker, adaletle hareket eder. (Nisa 4/135)

Kibir ve Öz Eleştiri

İnsan genelde kendi hatalarına karşı hoşgörülü, başkalarınınkine karşı acımasızdır. Bu durum arınmayı engeller. Kibirden kurtulmak için insanın kendisiyle yüzleşmesi, dürüstçe sorgulaması gerekir.
Sorulması gereken sorular:

• Başkalarının öne geçmesinden rahatsız oluyor muyuz?
• Eleştirilmekten kaçıyor muyuz?
• Sözlerimizde sık sık kendimizi mi merkeze alıyoruz?

Bu sorularla nefis muhasebesi yapanlar, adalet ve samimiyetle bencillikten kurtulabilir.

Gıpta ve Haset

Gıpta (imrenme) insanı hayra teşvik eder, haset ise nefreti doğurur. Peygamberimiz “İman ile haset bir arada olmaz.” buyurarak Müminleri bu tehlikeye karşı uyarmıştır.

Cemaat ve Birlik Bilinci

Bireyselleşen dünyada Müslüman, salihlerle beraber olarak maneviyatını korur. Cemaat, bir kalkandır. Kardeşlik, muhabbet ve dayanışma olmadan davetin etkisi azalır.

Rifk (Yumuşaklık) Ahlakı

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) tüm ilişkilerinde rifk (yumuşaklık ve nezaket) ile davranmıştır.
“Allah rifk sahibidir, rifk ile yapılan işi sever.” (Buhari, Müslim)
Kabalık ve katı kalplilik, insanları uzaklaştırır. (Al-i İmran 159)
Rifk, aklın göstergesidir; yumuşaklık işleri güzelleştirir. Hz. Peygamber düşmanlarına dahi affedici davranmış, İkrime b. Ebi Cehil ve Safvan b. Ümeyye gibi en büyük düşmanlarını bağışlayarak kazandırmıştır.

Affedicilik ve Öfke Kontrolü

Kur’an, “Affı esas al, iyiliği emret, cahillerden yüz çevir” (Araf 7/199) buyurur.
Muttakiler öfkelerini yenen ve insanları affeden kimselerdir. (Al-i İmran 134)
Asıl kahraman, öfkelendiğinde kendini kontrol edebilendir.
Ancak zulüm, şirk ve haksızlık karşısında sessizlik doğru değildir.

Arınma ve Sorgulama

Kardeşlik bağını güçlendirmek için öz eleştiri şarttır.

• Yanlış gördüğümüzde uyarıyor muyuz?
• Kardeşlerimiz bizi uyarabiliyor mu?
• Basit uyarılarda bile savunmaya geçiyorsak, kardeşlik hukukunu içselleştirememişiz demektir.

Maruf üzere yaşamak, affedicilik, adalet, tevazu, rifk, merhamet ve kardeşlik bilinciyle hayatın her alanında hakkı hakim kılma çabasıdır diyerek sözlerini bitirdi.

Program, konu bağlamında ve Gazze'deki gelişmelerle alakalı soru ve cavaplarla sona erdi.