Şehit esirlerden 49’unun Gazze Şeridi’nden ve 24’ünün Batı Şeria’dan olduğunu belirten İnsan Hakları Ofisi, dün (17 Eylül Çarşamba) konuyla ilgili yayınladığı bildiride, işgal yönetiminin Filistinli esirleri alıkoyduğu yerlerde yapılan sistematik işkencelere ve kötü muameleye acilen son verilmesi ve esirlerin yaşama haklarının korunması çağrısında bulundu.

İşgal yönetiminin esirleri kasıtlı olarak uygun olmayan koşullarda esir tuttuğunu ve esirlere kötü muamelede bulunduğunu, bunun da bazı esirlerin hayatını kaybetmesine yol açtığını bildiren İnsan Hakları Ofisi, Filistinli esirlerin vefatından doğrudan işgal yönetimini sorumlu tuttu.

İşgal yönetiminin cezadan kurtulma kültürünü desteklediğini ve Kızılhaç’ın esirlere ulaşmasını engellediğini kaydeden İnsan Hakları Ofisi, İsrail Yüksek Mahkemesi’nin esirlere verilen yemek miktarının ve kalitesinin artırılması yönünde 7 Eylül’de verdiği kararın uygulanmasını istedi.

İşgal güçlerinin Filistinli esirlere sistematik olarak işkence yaptığını tespit ettiklerini bildiren İnsan Hakları Ofisi, söz konusu işkenceler arasında darp, boğulma hissi verme ve tecavüz gibi fiili işkencelerin de olduğunu açıkladı.

İnsan Hakları Ofisi, esirlerin kasıtlı olarak gayri insani koşullarda tutulduklarını, aç bırakıldıklarını ve temiz elbiselerden, temizlik malzemelerinden ve tıbbi gözetimden mahrum bırakıldıklarını söyledi.

İşgal yönetiminin Filistinli esirlere yönelik uygulamalarının “savaş suçu” olduğuna ve “insanlığa karşı işlenmiş suç” sayılabileceğine dikkat çeken İnsan Hakları Ofisi, İsrail’in esirlere yönelik kötü muameleye son vermesi ve esirleri koruması gerektiğini ifade etti.