Bazı STK ve Antalya Kudüs Platformu’nun da destek verdiği etkinlik 1 hafta sürdü.

Bugün son günü olması münasebetiyle basın açıklaması yapılarak etkinliğe ara verildi. Basın Açıklamasını Antalya Kudüs Platformu Dönem Başkanı Mustafa Erduran okudu.

Basın açıklamasının tam metni:

Kardeşlerim…

Bugün Gazze’de bir savaş yok.

Bugün Gazze’de bir soykırım var.

Evet, soykırım! Bebeklerin, kadınların, sivillerin kasten yok edildiği bir vahşet!

Uluslararası hukukla, insan haklarıyla, ahlakla, vicdanla hiçbir bağ kurulamayan sistematik bir yok ediş!

İsrail, Gazzeli çocukları, kadınları, sivilleri kasten ve bilerek hedef alıyor!

Ve bunu dünyaya "meşru " diye yutturmaya çalışıyor!

Ve bu soykırım, tek başına İsrail’in eseri değil!

Bu vahşetin lojistik ortağı Azerbaycan’dır!

Bu vahşetin yakıtı Azerbaycan’dan geliyor!

İsrail’in jetlerine yakıt sağlayanlar, kardeş bildiklerimiz, çocuk katillerine Adana’dan petrol pompalıyor!

Bu soykırımın finansörü ise Arap rejimleridir!

Bu cinayetlerin finansörü Suudi Arabistan’dır, Birleşik Arap Emirlikleri’dir, Ürdün’dür! \

Trump, Orta Doğu turunda "barış" değil, kanla yazılmış anlaşmalara imzalattı. Ve bu anlaşmanın faturası 3 trilyon dolardan fazla Arap sermayesiyle ödeniyor!

Evet, Müslüman halklarının parasıyla İsrail bombalar üretiyor… Jetler, füzeler, tanklar alıyor… Ve o silahlar Gazze’nin üzerine, bebeklerin üzerine yağıyor!

Müslüman halklarının alın teriyle, İsrail füzeler, tanklar, ölüm makinaları alıyor!

Uçakları İsrail uçuruyor…

Yakıtı Azerbaycan’dan, parası Suudi Arabistan’dan, lojistiği BAE’den!

Abluka Mısır’dan, destek ABD’den!

Onayı, sessizliği ve parasıyla bütün ihanetçi rejimlerden!

Ve en acısı…

Bu ihanetin dumanı bizim coğrafyamızdan yükseliyor. Bizim şehirlerimizden, bizim liderlerimizden, bizim halklarımızdan!

İsrail’in gerçekleştirdiği zulüm ve katliamları doğrudan ya da dolaylı olarak destekleyen herkes, bu insanlık dışı eylemlere ortaktır.

Bu bağlamda, Hacı Bayram Veli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Bostancı’nın geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklama kamuoyunda ciddi bir rahatsızlık yaratmıştır.

Naci Bostancı’nın, İsrail’e verdiği destekle bilinen ses sanatçısı Linet’e yönelik yapılan duyarlı bir protestoyu eleştirmesi, kabul edilemez bir durumdur.

Filistin halkına, özellikle çocuklara ve kadınlara yönelik yıllardır süren şiddet ve zulüm karşısında sessiz kalan bu rektörün, kamu vicdanını yansıtan bir tepkiden rahatsızlık duyması, düşünsel tutumunu açıkça ortaya koymaktadır.

Bu nedenle, Naci Bostancı’nın ya onuruyla istifa etmesi ya da Sayın Cumhurbaşkanı tarafından görevden alınması gerektiğine inanıyoruz. Kendisini protesto ediyor ve ivedilikle istifasını bekliyoruz.

Kardeşlerim…

Gazze yanıyor.

Orada sadece bir şehir değil; bir halk, bir nesil, İslam,  vicdan yok ediliyor.

Gazze’de insanlar artık bombalardan değil, açlıktan ölüyor

Evet, açlıktan!

Bebek mamalarının, tıbbi malzemelerin, ekmeğin, suyun bile girmesine izin verilmiyor.

İsrail, Gazze’yi toplu bir açlık kampına çevirdi.

Ve bu ablukayı tek başına yapmıyor.

Mısır, Refah Kapısı’nı kilitliyor…

Yardım konvoylarını durduruyor…

İçeride açlıktan ölen çocukları izliyor — sessizce, soğukkanlılıkla!

Bu zulmün suç ortakları sadece Tel Aviv’de değil.

Kahire’de, Riyad’da, Amman’da, Abu Dabi’de oturuyor!

Müslüman halklar nerede?!

Saraylarda oturup tweet atan liderlerle mi,

Yoksa sadece Ramazan’da ağlayan vicdansız kalabalıklarla mı ümmet olacağız?

Bu coğrafya, sadece ihanet değil — aynı zamanda utanmazlıkla da çürüyor!

Ve daha acısı, daha utandırıcı olanı: Soykırıma katılan bazı siyonist katiller, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı!

Evet, yanlış duymadınız! Gazze’yi bombalayan, çocuk öldüren, sivilleri katleden bazı askerler hem İsrail hem Türkiye vatandaşı!

Güney Afrika gibi ülkeler bu siyonistleri ülkelerine almıyor…

Ama bizde? Bu katiller, ellerini kollarını sallayarak İstanbul’a dönebiliyor! Hiçbir adli soruşturma yok! Hiçbir hesap yok! Sadece suskunluk…

utanç duyuyoruz ! Bu mudur onur? Bu mudur kardeşlik? Bu mudur ümmet?

Bu suça ortak olan herkesin ismini tarihe biz kazıyacağız! Kim destek verdiyse, kim sustuysa, kim görmezden geldiyse — Hepsi bu suçun ortağıdır!

Ve biz buradan, üniversite meydanından, gençliğin vicdanından sesleniyoruz: Ya insanlık safındasın…

Ya soykırımın ortağısın! Üç maymunu oynayan liderler de, halklar da

— Bir gün hesap günü geldiğinde, “Biz bilmiyorduk” diyemeyecek! Biz buradayız! Gençliğimizle, öfkemizle, cesaretimizle, vicdanımızla…

Gazze için susmayacağız!

Soykırımı alkışlayanları, finanse edenleri, saklayanları ifşa edeceğiz! Türkiye pasaportu taşıyan katilleri teşhir edeceğiz! Ve bir gün devran döndüğü zaman, bu enkazdan yükselen ses biz olacağız, Bu enkazdan yükselen ses biz olacağız! Çünkü biz, adaletin ve hakikatin gölgesinde yaşamak istiyoruz!

Ey Filistin halkı!

Ey direnişin adı, ümmetin onuru! Yalnız değilsiniz! Kalbimizle, öfkemizle, haykırışlarımızla yanınızdayız! Ve Allah’ın izniyle, sizi bu karanlıktan kurtaracak kıvılcım 

İşte burada, bu meydanlarda doğacak!

YAŞASIN FİLİSTİN DİRENİŞİ!

KAHROLSUN SOYKIRIMI DESTEKLEYEN TÜM HÜKÜMETLER!

KAHROLSUN İHANETÇİ REJİMLER!

KAHROLSUN TÜRKİYE PASAPORTUYLA ÇOCUK ÖLDÜRÜP GERİ GELEN SİYONİSTLER!

KAHROLSUN SUSANLAR! YAŞASIN HAK! YAŞASIN ADALET! YAŞASIN DİRENİŞ!