KENAN ALPAY; Kürtçe’nin eğitimde seçmeli ders olarak verilecek olmasının anlamı üzerine duruyor:
Zimanê Kurdi Zamanı
Allah-u Teala Adem ve eşini yarattığında onlara insan olma vasfı ile alakalı olarak “eşyanın isimlerini bilme” gibi en önemli yetenekle mücehhez kıldı. Beşeriyet “bilen, konuşan, gülen, eyleyen, itaat eden veya başkaldıran” sıfatlarıyla insan oldu. Beşerin insan olmasında lisan-dil veya başlığa çıkarttığımız gibi Kürtçe söyleyecek olursak “ziman” inkâr edilmesine asla müsaade edilemeyecek ilahi lütuflardan biridir.
İlahi bir lütuf olarak bahşedilen lisan/dil/ziman gerçeği Kur’an-ı Kerim’de Hucurat suresinin 13. Ayetinde en açık haliyle şöyle beyan edilir: Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız. O’ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdardır.”
Soy-sopla övünmenin, renk ve dili bir üstünlük vesilesi saymanın, ırk-milliyet merkezli bir ayrışmaya gitmenin Allah katında ve elbette ki Müslümanlar arasında hiçbir itibarının olmadığı böyle deklare edilir. Kulların kavmi, kabilesi gibi dilleri de ayrışmanın ve düşmanlığın değil kaynaşmanın ve yakınlaşmanın bir vesilesi sayılmıştır. İslam öğretisi ve tecrübesi aksi tutumları her dönemde reddeder.
Kemalist Mitoloji: Kart-Kurt=Kürt
Başbakan Erdoğan’ın iki gün önce partisinin grup toplantısında söylediği ‘Bu, tarihi bir adımdır’ sözleri Kürtçe’nin seçmeli ders olarak önümüzdeki dönemden itibaren okullarda okutulmasıyla ilgiliydi. Başbakan Erdoğan detaya girmeden "Yeterli sayıda öğrenci bir araya geldiğinde, Kürtçe bir seçmeli ders olarak alınabilecek, öğretilecek ve öğrenilecek" dedi.
Seçmeli Kürtçe için atılan bu adım hakikaten tarihi bir önemi haiz midir? Kemalizm’e kaybettirmekten, Kürt ulusçuluğuna kazandırmaktan öteye bir anlamı yok mudur? Yoksa seçmeli Kürtçe, anadilde eğitim hakkının gaspını devam ettirmek üzere piyasaya sürülen bir oyalayıcı mıdır?