Zalimlerden Zalim; Mazlumlardan da Mazlum Beğenme Zaafı

HÜLYA ŞEKERCİ

Bir Gazze saldırısı daha yüreklerimizi burkuyor. Abluka altında yıllarca açık hava hapishanesinde yaşayan Gazze halkı bir kez daha bombalanıyor. Son saldırılarda şu ana kadar içlerinde İzzettin Kassam Tugaylarının Komutanı Ahmed el Caberi’nin de bulunduğu 30 şehit ve onlarca yaralı var. Hastaneler yaralılarla dolup taşıyor ancak yeterli tıbbi malzeme sıkıntısı var. Evler tarumar, yerle bir edilmiş. Bu zulüm karşısında ise şanlı bir direniş, asla boyun eğmeyeceklerini açıklayan bir Halid Meşal. Bunca zorbalığa rağmen Filistin direnişinin takındığı onurlu tavır hepimiz için bir iftihar kaynağı.

Bu kez Gazze halkı destek bakımından ilklere sahne oluyor. Evet, yaşanılan tarifsiz acıların ilacı olmasa da Müslümanlar tarafından yok farz edilmek, ilgisiz kalınmak gibi acılarını katmerlendiren bir durumla karşı karşıya değiller çok şükür. Aksine Allah’a hamdolsun Ortadoğu’daki intifada meyvelerini veriyor.  Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi,"Kahire Gazze'yi tek başına bırakmayacak. Bugünün Mısır'ı dünün Mısır'ı değil, bugünün Arapları da dünün Arapları değil"  diyerek Gazze’ye yalnız değilsiniz mesajını veriyor.  Bugün Mısır Başbakanı Hişam Kandil geniş bir heyetle birlikte Gazze’deydi. Oysa hatırlayalım diktatörlük döneminde ilk eleştirimiz Mısır devletine olurdu. Gazze ablukasında defalarca Refah sınır kapısının açılması için çağrıda bulunmuştuk. Şimdi Refah sınır kapısı açık. Ayrıca yarın da Ortadoğu intifadasının fitilini ateşleyen Tunus heyeti Gazze’ye destek amaçlı gidecek.

Suriye’de özgürlüğüne kavuşsaydı Gazze’nin yanında olacağından kimsenin şüphesi olmasın. Suriye Ulusal Konseyi (SUK) Türkiye Temsilcisi ve Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) üyesi Halid HocaGazze'deki saldırılar ile Suriye'deki katliamlar şekil ve strateji itibariyle aynıdır. Netanyahu ile Esed benzer taktikler kullanıyorlar. Biz Gazze ile Humus, Kudüs ile Şam arasında bir fark görmüyoruz. Bölgedeki mücadele perspektifimiz sadece Suriye ile sınırlı değildir. Suriye muhalefetinin mücadelesi tüm Arapların 1916'da zorla çizilmiş Sykes-Picot sınırlarından kurtulma mücadelesidir.”  diyerek meselenin özünü ortaya koyuyor.

Filistin halkı da aynı duyguları Suriye halkı için beslediklerinden Mescidi Aksa’da yaptıkları eylemde Esed’i lanetleyen Suriye direnişiyle dayanışma içinde olduklarını ifade eden sloganlar attılar. Dün bombaların hedefi olan Halep’teki eylemde ‘Ey Gazze Suriye senin için ölüme var’ anlamındaki pankartta ümmet olma bilincinin güzelliğini yansıtıyor.  Tüm bunlar bize Esed ile Netanyahu arasında bir fark olmadığını gösteriyordu tıpkı Müslüman halkları arasında fark olmadığı gibi…

Gerçekten de manzara aynı.  Zalim zulmünde sınır tanımıyor.  Yıkılmış evler, enkaz altında mümin kardeşlerimiz. Suriye’de de aynı manzaralar bir yılı aşkın zamandır yaşanıyor.  En son videolardan birinde bir çocuk Emevi Camii’nin yakınlarında bulunan evlerinin enkazında can havliyle annesini arıyordu. Bombalanma henüz gerçekleşmiş her yer toz duman. Çocuk ne yapacağını bilmez şekilde  ‘Ümmi, ümmi’ diye ağlayarak enkaz üzerinde bir o tarafa bir bu tarafa doğru koşuyordu. Başka tarafta üç günlük bebek cesedi çıkıyordu karşımıza.

Dile kolay Mart 2011 den bu yana 41 bin ölü var Suriye’de. Gazze’yi bombaladıklarında son yirmi dört saat içinde öldürülenlerin sayısı 120 idi. On iki kez on kişinin öldüğü 120… Son 24 saat içinde üstelik.  Hangi vicdan hangi siyasi analiz bu dehşetin üzerini örtebilir ki!

Fakat bazıları akıl tutulmasına uğramışlar, basiretleri hepten bağlanmış durumdalar. Suriye’deki katliama kör ve sağırlar. Amerikan zulmüne karşı olup Rus ve Çin emperyalizmini görmezden gelenler mazlumlardan da mazlum beğeniyorlar. Gazze halkının yanında, Suriye halkının karşısındalar. Oysa Filistin dostu olduğu iddia edilen Esed kaç kez Filistin mülteci kamplarını hedef alıp bombalamadı mı? Şimdi kalkacaklar insanları Filistin için ayağa kalkmaya çağıracaklar; Suriye için oturdukları yerden soğukkanlılıkla işe yaramaz analizlerde bulunurken… Üstelik zulme sessiz kalmak ortak olmaktır mesajlarını verirken… Yazıklar olsun!  Rabbim ümmeti Filistin’in böyle dostlarına muhtaç etmesin kimseyi.

Evet, Gazze halkı sabrı, direnişi ile her türlü desteği hak ediyor. Onlar için ne yapsak azdır. Ne var ki aynı hassasiyeti Suriye’deki kardeşlerimiz için göstermezsek ahiret yurdunda hesabını veremeyeceğimiz bir amele imza atmış oluruz. Suriye’de Esed-Baas rejimi tarafından katledilen 41 bin insan (41.000) “biz zalim rejim tarafından yok edilirken nerdeydiniz?” diye sorduklarında ne cevap verilecek? “Aydınlarımız içimize kurt düşürdü’ cevabı kimseyi sorumluluktan kurtarabilir mi?

Şimdi emperyalizmin, Siyonizmin ve despotizmin karşısında, mazlum kardeşlerimizin yanında olma vaktidir. Şimdi Ortadoğu’daki hayırlı gelişmelerin en önemli halkalarından biri olan Suriye direnişine omuz verme vaktidir. Şimdi Siyonist Netanyahu’dan, Baasçı Esed’den hesap soranlarla safları daha bir sıklaştırmanın tam vaktidir.

Rabbim yar ve yardımcıları olsun, kendi yolunda cehd edenlere bizleri de yardımcı kılsın.