Zafer nerede?

MUSTAFA ÖZCAN

Arap yazar Oktavya Nasr kendisi gibi düşünen birçok kişiye tercümanı oluyor ve 8 günlük Gazze saldırılarıyla alakalı olarak ‘zafer nerede?’ , ‘zafer hangi deliğe girdi?’ diye soruyor.

Herkesin ucuz zafer edebiyatı yaptığını yazıyor (http://www.alarabiya.net/ views/ 2012/11/27/ 251986.html). Bazıları Muhammed Mürsi’nin de zafer neşesi ve neşvesiyle birlikte Mısır’da yeni bir tamamlayıcı anayasa ilan ettiğini ve bunun sonucunda Mısır’da laik kesimlerin kazan kaldırdığını ifade ediyorlar.Hakikaten Türkiye’de Oktavya Nasr gibi düşünen çok sayıda insan var. Hamas’ın zafer kazanmadığını ve bir zaferden söz edilemeyeceğini savunuyorlar. Bu zafer meselesi hacimle alakalı bir meseledir. Maksatları İsrail’i sökmek ve topyekün bütün cephelerde geriletmek ise elbette haklılar. Bununla birlikte, Hamas Gazze’de direnmiş ve İsrail’i kara harekatından caydırmıştır.Bunda hilaf yok. Bütün gücüne rağmen İsrail ileri gidememiş ve siyasi olarak da hezimete uğramıştır. Bunu görmek istemeyenler objektif değiller sadece duygusal olarak Hamas karşıtları olarak tasnif edilebilirler. Hamas’a olan ideolojik saplantı veya takıntılarından dolayı İsrail’in hezimetini görmek istemiyorlar. İsrail’de yapılacak Ocak seçimlerinden önce Savunma Bakanı Ehud Barak’ın siyasi kariyerine veda etmesi ve siyasetten tamamen çekildiğini açıklaması İsrail’in siyasi hezimetinin açık bir ispatıdır. Hamas’ın zaferini inkar ve reddedenler Gazze saldırılarının İsrail seçim takvimine bağlı olduğunu da inkar ediyorlardı. Gazze saldırıları başarılı geçseydi, Ehud Barak seçimlere katılacak ve seçimlerden sonra oluşacak yeni koalisyonda yine savunma bakanı olacaktı.

¥

Gazze’deki başarısız askeri operasyonlarBarak’ın rüyalarının söndürmüştür.Barak’ın siyasi istikbali Gazze saldırılarına bağlıydı. Netanyahu da koalisyon ortağını kurtarmak için bu saldırıyı göze almıştır. Elbette zati nedenleri de vardır. Onlar için Filistinlilerin zaten kıymeti yoktur ve her şey bir saldırı vesilesidir. Bununla birlikte, Ehud Barak’ın yapılan komuoyu yoklamalarında sandıktan çıkamayacağının anlaşılması üzerine Gazze saldırısını tezgahladılar.Lakin maksatlarının aksiyle tokat yediler. Evdeki hesap çarşıya uymadı veGazze’de seçim kumarını kaybettiler.Bunun için seçimlerde daha fazla rezil olmak istemeyen Ehud Barak seçim öncesinde siyasi kariyerine veda etmek zorunda kalmıştır. Çekirge gibi bir zıplamış iki zıplamış ve üçüncüsünde yere çakılmıştır.2000 yılında da başbakan iken İsrail’in siyasi buldozeri Şaron’un Harem-i Şerif’e 600 ile 1000 polis eşliğinde girmesine yardımcı olmuş ve böylece hem Filistinlilerden intikam almış hem de Şaron’un önünü açmıştır. Şaron’un önünü açması da intikamın ikinci faslıdır.Filistinlilerle yaptığı müzakerelerin tıkanması üzerine ‘benden sonra tufan/Şaron’ politikası izlemiş ve İkinci İntifadayı tetiklemiştir. Şaron buistenmeyen ziyaretten sonra Barak’ın yardımıyla seçimleri kazanmıştır.Lakin bu Gazze’yi ebedi kaybetmelerinin nedeni olmuş ve Barak’ın 2000 tarihinde Lübnan’ın güneyine veda etmesinden sonra Şaron da 2005 tarihinde Gazze’ye veda etmek zorunda kalmıştır.

¥

Bununla birlikte siyasi kariyerine veda etmek Barak’ın adetindendir. 2000 ve 2001 tarihinde siyasi minderde Şaron karşısında tuş olmasından sonra siyasete ara vermiş ve işadamı olmuştur. Bu dönemde İsrail’in sayılı zenginleri arasına girmiştir.5 yıl sonra Ehud Olmert’in başbakanlığında savunma bakanı olarak siyasete dönüş yapmıştı.Yeniden siyasete veda etme partisinde ise çocuklarıyla ve ailesiyle daha fazla vakit geçirmek için bu tercihi yaptığını ifade etmiştir. Halbuki, bu siyasetten zoraki bir ayrılmadır. Siyasete tutkulu olmadığını ve ülkeye hizmet etmenin başka yollarının da olduğunu söyleyerek hezimetine idealizm yüklemek istemiştir. 2011 yılında Barak, İşçi Partisini de terk etmiş ve İstiklal Partisini kurmuştu. Kamuoyu yoklamaları yeni partisinin de 22 Ocak seçimlerinde başarılı olamayacağını ortaya koymuştur. Son sıralarda İsrail’e parti dayanmıyor.Tzipi Livni de Kadima’yı kaptırdıktan sonra Hareket adıyla yeni bir parti kuracağını açıkladı.Barak seçimlere girmeye cesaret edemese de yine de Netanyahu tarafından seçimlerden sonra aynı koltukla taltif edilebileceği söyleniyor. Ne de olsa Barak sağ veya sol; hangi hükümet olursa olsun bütün hükümetlerin gözdesi.Onların derdi ideoloji değil, kariyer... Ama onlara sorsanız İsrail’in çıkarları için kariyerlerini feda ediyorlar. İsrail ideallerini kaybettikçe sonuna yaklaşıyor.Şu bir gerçek ki, İsrail her sahada geriliyor. Son veri, yaşam standartlarında İsrail’in Batı’nın gerisine düşmesidir (http://www.jpost.com/NationalNews/Article.aspx?id=293590 ).İsrail hem ideolojik, hem siyasi hem de askeri sahada çözülüyor ve ufalanıyor.

Zafer nerede, diye sorunlara işte okkalı bir cevap: Zafer burada!

YENİ AKİT