Yargıyı bekleyen hesaplaşma

Bülent Korucu

Türkiye, gergin yazın ardından sıcak bir sonbahara hazırlanıyor. Harareti artıracak en önemli kalem, yargı üzerindeki tartışmalar olacağa benziyor.

Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun sonbahar toplantısı için şimdiden kılıçlarını bileyenler gözden kaçmıyor. Yaz kararnamesinde hedeflerine ulaşamayanlar, rövanşı almak üzere gün sayıyor. HSYK'nın bazı üyeleri Ali Suat Ertosun önderliğinde yaptıkları basın toplantısında 'bu iş burada bitmez' mesajını açıkça vermişti. Tarafsızlık ihlali iddialarının geleceği biline biline takınılan tavır, önümüzdeki günlerle ilgili ipuçları veriyor. Hesaplaşmayı, Ergenekon terör örgütü davasına bakan savcı ve hâkimlerin kariyerleriyle sınırlı zannetmek fazla saflık olur. Bir devrin devamı veya hitamı buna bağlı. Ergenekon'da istenilen sonuç elde edildiğinde, sadece 'sorun çıkaran' bazı tiplerden kurtulmuş olmayacaklar. İktidarlarını pekiştirecek ve dost düşman herkese 'yıkılmadık ayaktayız' mesajını ulaştırmış olacaklar.

Önceki hafta Star Gazetesi'nin Açık Görüş ekinde bu konu hakkında önemli bir makale yayınlandı. Gözden kaçmış olma ihtimaline binaen bazı alıntılar yapmak istiyorum. Yargıtay 5. Ceza Dairesi üyesi Nihat Ömeroğlu, Ertosun başta olmak üzere bazı HSYK üyelerinin hukukun dışına çıktığını tatmin edici bir dille anlatıyor: "Sayın Ertosun açıkça anayasa ve yasaları çiğnemiştir. Görülmekte olan dava ve soruşturmalarla ilgili talimat ve telkinde bulunmuştur. Sayın Ertosun, sadece idarî görevle donatılmış HSYK'nın yargı yetki ve görevi olmadığını bilmez mi? Yargılama süreci devam eden, yasa yolları ve yöntemi CMK'da belirlenen, yargılama süreci sonuçlanmayan kararlara karşı kanun yararına bozma yoluna gidilemeyeceğini bilmez mi? Soruşturma ve davalara müdahale anlamı taşıyacak ve anayasa ile yasaları ihlal edecek bir sonuç doğuracağını bilmez mi? Aynı tarihli basın toplantısında Sayın Ertosun, "Ortada bir terör örgütü yok", "Hukuku açmaya çalışıyoruz", "Hukuku ihlalse ihlal" ne demek? Bu sözler söylendiyse çok vahim bir durum var demektir. Hukuku açmak Yargıtay'ın mı, yoksa HSYK'nın görevi mi?

Bunun sonuçları hakkında şunu söyleyebilirim: Gerek Sayın Ertosun ve gerekse ona destek verdiği şeklinde algılanan basın toplantısını izleyen asil üyeler, bundan böyle yerlerinden almak istedikleri hâkim ve cumhuriyet savcıları ile ilgili taslak çalışmalarına katılamazlar. Bağımsızlıklarını ve Bungalov Kriterleri'ne göre tarafsızlıklarını yitirmişlerdir. Soru soruyor izlenimi verilerek, bilinen soruşturma ve davaların cumhuriyet savcısı ve hâkimlerini yasadışı davranmakla suçlamak ne derece doğrudur? Bu açıkça anayasa ve yasaları ihlaldir. Telkin, tavsiye ve talimat niteliğindedir. Usul ve esastan hukuka aykırılıklar yapılmışsa Yargıtay gereken kararı verir. Ortada bu kadar net bir tablo olduğu halde bunun basın toplantısı ile kurulda oyçokluğuyla karar alınması veya tartışılması HSYK'nın yüksek yargıç asil üyelerinin bağımsızlığını (ve tarafsızlığını) ciddi anlamda tartışmalı hale getirmiştir."

Ergenekon savcılarıyla bazı kararların altında imzası bulunan yargıçlar hakkında şikâyetler ve soruşturma talepleri aralıksız devam ediyor. Adalet Bakanlığı, yeni bir dilekçeyi daha işleme koydu. İnceleme sonunda soruşturma açılıp açılmayacağına karar verilecek. İstedikleri neticeyi alamamış olmaları bir anlamda önemli değil. Her halükarda ilk hedef gerçekleşmiş oluyor. Kamuoyu önünde yıpratmak ve yıldırmak onlar için azımsanmayacak bir kazanç. Üstüne bir de soruşturma açılır ve HSYK'nın önüne gelirse kaymaklı kadayıf olur. Hukukla ve hatta yakın zamanda kendi söyledikleriyle çelişmelerini önemsediklerini sanmayın. Ertosun'un dolaylı dinlemelerle ilgili Ergenekon'dan önceki görüşü Zaman'da yayınlandı. Şimdiki tavrını nasıl izah ediyordur acaba? Bence izah etmeye çalışamıyordur bile. Zaten istese de açıklayamaz.

ZAMAN