‘Vesayetin sonu’

Ankara’da Saadet Partisi Kongresi’ni takip ediyoruz. Müthiş bir sıcak. Sakin başlayan, ama giderek tansiyonu yükselen bir salon.

Bu kongre için öncelikle şunu tespit etmeliyiz. Bir yere varmadan rafa kaldırdığımız ya da halının altına süpürüp kendimizi kandırdığımız sorunlarımız var.

Bunlar her kritik virajda bir kez daha karşımıza çıkıyor.

***

‘Özgüven’ ya da eskilerin güzel ifadesiyle ‘nefs emniyeti’.

Daha hayata gözünü açtığı andan itibaren her insan bir şekilde bunu kazanmaya çalışır.

Ama bizde buna kolay kolay geçit verilmez.

Baba oğlunu konuşturmaz. Görüşlerine değer vermez, hatta onu dinlemez bile. Onun geçtiği yollardan geçmiştir çünkü!

Bunlardan bir parça yakayı sıyırıp özgüveninizi korumaya çalışırsınız. Lakin bu defa da okulda karşınıza kendisine ‘baba’ rolü biçen bir öğretmen ya da yönetici çıkar. Oradan da nasibinizi alırsınız.

Kişiliğinizden ve özgüveninizden geriye bir kırıntı kalırsa; endişe etmeyin onu da askerlik sırasında ezip yok etmeye kodlanmış adamlar beklemektedir.

***

Numan Kurtulmuş’un gerçekten çok hassas ve zor şartlar altında siyaset yaptığını, üstelik aynı gelenekten gelen bir siyasi parti 8 yıldır iktidarda olmasına rağmen partisini ayakta tutmayı başardığını yazmıştım.

Milli Görüş hareketi için Necmettin Erbakan’ın ne kadar önemli olduğunu onu seven ya da sevmeyen herkes kabul eder. Sıfırdan bu siyasi hareketi inşa eden kadronun lideridir. Sabırlıdır, bıkıp yorulmaz, vazgeçmez ve yoluna devam eder.

Siyasi yasaklı olsun olmasın, bunu başaran ender siyasetçilerdendir.

Saadet Partisi kongresi yaklaştıkça kulislerde önemli hareketlenmeler oldu.

Sözü dolaştırmaya hacet yok. Mesele şuydu.

Numan Bey, yeni parti yönetimini hazırlarken, kendi listesini mi yapacak? Yoksa Erbakan ve yakın çevresinin listesiyle yola devam mı edecek?

Esasen bu sorunun cevabı Numan Kurtulmuş’un kafasında netti. Tecrübeye değer veren, ama yeni bir vizyonla yola devam eden bir siyaset.

Hafta içinde bu mesele Erbakan’la Kurtulmuş arasında çeşitli zeminlerde müzakere edildi. Bir sonuca varılamadı.

Beklenen karşılaşma kongre salonunda ortaya çıktı. Erbakan’ın kendi hazırladığı ‘yeşil’ liste ve Kurtulmuş’un ‘beyaz’ listesi.

***

Numan Kurtulmuş, siyasi tarihe damgasını vuran çıkışını son derece nazik biçimde yaptı ve Erbakan’ın listesinde olmadığını beyan etti:

‘Hayatımın her döneminde bu davanın içinde oldum. Son günlerde Saadet Partisi ile ilgili bir rüzgar esiyor. Ben her konuda çalışacak ekipler istiyorum.  Milli Görüş’ün bu salonda bulunan hiç kimse ölçüsü ve ölçütü olamaz. Aynı tempoda çalışacak arkadaşlar istiyorum. Tabi ki Onur Kurulu’muz olacak. Bu Onur Kurulu’nda tecrübelerinden, birikimlerinden yararlanacağımız abilerimiz olacak. Eğer ben bu partinin genel başkanıysam, müsaade edin de bu listede 10 kişiyi de benim tercih etme hakkım olsun.’

Bu arada Erbakan’ın listesine yazılan isimlerin önemli bir bölümü istifa etti, yani liste delindi. Kuvvetle muhtemel bu liste seçime girmeyecek.

Kongre geç saatlerde sonuçlanacak.

Ama aslında kongre bu tabloyla tamamlandı.

Numan Kurtulmuş, değer vermekle vesayet altında olmayı birbirine karıştıranlara gereken cevabı verdi.

Yıllar yılı bir kez olsun kendilerine gönül veren insanların ne düşündüğüne, ne hissettiğine değer vermeyenler, AK Parti tecrübesinden gereken dersi almamış görünüyor.

Zamanında çekilmesini bilmek bu kadar mı zor!

STAR