Teşhirciliğe ve yozlaşmaya karşı ahlakı ve değeri kim belirleyebilir?

"İfsat karşısında şu veya bu sebeple suskunluk münkerin/kötülüğün kanıksanmasına, giderek de içselleşmesine sebep olabiliyor. Zaten İsrailoğullarının başına gelen musibetlere de  bu tarz tutumlar sonucu gelinmiştir."

Teşhirciliğe ve yozlaşmaya karşı  ahlakı ve değeri kim belirleyebilir?

Hamza Türkmen/Haksöz Haber

Kur’an-ı Kerim’de sıklıkla kitap ehlinden ve özellikle İsrailoğullarından örnek verilmesi, onların hem Rabbimizin imtihan dünyasında bahşettiği nimetlerin değerini bilmemeleriyle, hem de yaşanmış nankörlüklerinin ve müstağniliklerinin sonucunda nasıl bir akıbetle karşılaşacakları konusunun hatırlatılmasıyla ilgili görülebilir. Örneğin Maide sûresinde şöyle buyurulmaktadır:

İsrâiloğulları'ndan kâfir olanlar hem Dâvûd hem de Meryem oğlu İsa'nın diliyle lânetlendiler. Bunun sebebi, onların Allah'a isyan etmeleri ve haddi aşıyor olmalarıydı. - Onlar, yapmakta oldukları kötülüklerden birbirlerini vazgeçirmeye çalışmazlardı. Yaptıkları işler gerçekten ne kadar kötü idi.” (5/78-79)

Davut (a), İsrailoğullarının Cumartesi gününde getirilen sınırlamalara tecavüz edenlere veyahut genelde her türlü sınırlamalara tecavüz edip haddi aşan isyankarlara lanet etmiştir. Daha sonra onlardan gönderilen son resul İsa (a) da onların, Lut (a)’ın kavmi gibi hududullahı aşmalarını lanetlemiştir. Lanet, Allah’ın kızmasını ve öfkesini ifade eden en sert sözdür. Çünkü ayette belirtildiği gibi “Onlar haddi aşıyorlardı.”

Yazının devamı için>>>>>

Yorum Analiz Haberleri

“Suriye’de bundan sonra ne yaşanırsa yaşansın, hiçbiri o koyu Baas karanlığı kadar kötü olamaz”
Modernizmin esaretinden vahyin özgürlüğüne
"Ortadoğu’da suçlu yine Müslüman Kardeşler oldu!"
Aile, kadın ve cinsiyeti hedef alan tüm girişimler terördür!
ABD ve İsrail’in Suriye hesaplarında farklı görünen ortaklık