Suriye’de ABD mi Rusya mı?

HAMZA TÜRKMEN

Osmanlıca el yazması Risale-i Nur külliyatı kültüründen biliyorum ki, Said Nursi 21. yüzyılda Ehli Kitab boyutunu öne çıkarttığı ABD ile ittifak yaparak Komünist Rusya’yı yeneceğimizi söylüyordu. Rahmetli Nursi’nin ebced hesapları tutmadı ve SSCB 1991’de yıkıldı.

Lise’deki ilk yıllarımda MTTB Ortaöğretim Komitesi yönetimindeydim. Ancak o dönemde Mücadele Birliği, Yeniden Milli Mücadele diye bir haftalık mecmua çıkartmaktaydı ve bu mecmua İstanbul’un merkezi meydanlarında ve seyyar gezici ekiplerle Anadolu şehirlerinde kısa hitabetlerle ve sloganlarla bağıra bağıra satılırdı. Bu hareketin İslam’ın inkılâpçı/devrimci yorumundan etkilenmiş ve liseli yıllarımda bu kervana katılmıştım.

Lise’de iken dersleri kırıp mecmua satış seanslarına katıldığım kareler heyecan doluydu. Kadıköy Vapur İskelesi’nde, İstiklal Caddesi’nde, oturduğum semtteki merkez camiinde Cuma namazı çıkışlarında…

Haykırırdık. ‘Türkistan, Filistin, Kıbrıs…’, ‘Beyninden ve midesinden Moskova’ya Washington’a kiralanan beşinci kollar’dan bahsederdik. İdeolojik çatışma ortamının palazlandığı yıllardı. Kenarda parkalarının altında sopalarla, zincirlerle bizim güvenliğimiz için bekleyen ağabeyler…

Manifestomuz beş başlıklıydı:

Anti Siyonist.

Anti Komünist.

Anti Kapitalist.

Milli Değerlere Bağlı.

İslam’a Saygılı.

Daha sonra bu ‘millilik’ ve ‘millet’ kavramı etrafında ciddi kavramsal, usûli ve metodik tartışmalar yaşadık. Daha sahih kimliksel çizgilere yöneldik. İnşaallah konunun millilik boyutunu önümüzdeki yazıda ‘Güncel kavramlardaki MİLLET hangisi’ başlığı ile ele alacağım.

YMM Hareketi’nden sonra ABD’nin Rusya ile birlikte eleştirisi önce Ülkücülerin ‘Arkadaş’ ekibi tarafından ‘Ne Amerike Ne Rusya Milliyetçi Türkiye’ şeklinde sloganlaştı; sonra Düşünce, Şura, Yeni Ölçü, Gölge, Tevhid, İslami Hareket, Hicret gibi dergilerimizde işlendi; 1979 İran Devrimi ile birlikte bu sloganın sonu ‘Çözüm İslam’da ifade kalıbına inkılâp etti.

Konu Suriye üzerinden yine gündemde.

Karşımızda yine ABD ve Rusya var. Bu seferki Kapitalist Rusya.

Son BM toplantısında ABD ve Rusya’nın, Suriye’nin bütünlüğü ve laikliği üzerinde anlaştıklarını ABD Dışişleri Bakanı John Kerry açıkladı.

İttifak ettikleri konu, İsrail’in de istediği. Suriye’de, Mısır gibi iktidara İslami eğilimli bir yönetimin gelmesini istemiyorlar.

Onlar için Suriye’deki özne, aparat ya da piyon olarak kullanılan Hizbullah ve PKK/PYD değildir. Ümmetin kazanımlarına müdahale için bahane edilen IŞİD hiç değildir.

Onlar için özne, küresel istikbarın bölgedeki menfaatlerini,  kapitalist pazarı ve sömürüyü tehdit etmeyecek; enerji geçiş hatlarının ayrıca Akdeniz’deki petrol-gaz potansiyelinin kullanılmasını bölge halklarının inisiyatifine bırakmayacak bir düzenin varlığıdır. Onlar 1916 Sykes Picot tasarımından bu yana bölgede hep Kemalizm gibi batıcı ve işbirlikçi iktidarlar planlıyorlar.

Ama bir de zaaflı yapısından arınmak isteyen ümmetin çocukları var. Birey birey, öbek öbek özneleşmek yolunda İslami uyanış hamleleri var.

Onlar, İslami bilinçlenmeye ve ümmetin diriliğini yeşertmeye yönelen bu öncü hamleler karşısında, Cezayir’de yenildiler. İran, Afganistan ve Irak’ta yenildiler. Ve inşaallah gene yenilecekler…

Ayrıca Esed gibi kuklalara değil, kuklacıya bakmamız gerekir. Bugün kuklanın arkasında en büyük güç yeni ve vahşi Kapitalist Rusya’dır.

Antiemperyalist tepkiyi sadece ABD’ye hapseden tüm işbirlikçi sosyalist, kemalist, liberal, mezhepçi işbirlikçilerine karşı, Suriye’deki katliamda en az ABD kadar suçlu olan Kapitalist Rusya ve ABD’nin anlaşmalısı İran’ın  cürümlerini ifşa etmek mü’minlerin üzerine borçtur.

Bu yüzden inşallah bugün Rusya’yı protesto etmek için 14.00’de Galatasaray Lisesi önündeyiz. Sembolik de olsa şahidliğimize destek vermek istemez misiniz?