Bugün birlikler bölgeden çekildi; ancak geride bıraktıkları manzara, yalnızca bir işgalin değil, aynı zamanda kutsala yönelik açık bir düşmanlığın izlerini taşıyordu.
Filistinliler evlerine döndüklerinde duvarlara saçılmış Kur’an-ı Kerim sayfalarıyla, yerlere atılmış eşyalarıyla, sömürülmüş ve kirletilmiş odalarla karşılaştı. Her şey, işgalcilerin evleri yağmalarken sadece maddi varlıklara değil, inanca da saldırdığını gösteriyordu.
Bu tahribat, İsrail ordusunun zulmünün artık savaş cepheleriyle sınırlı olmadığını; İslam’ın mukaddes değerlerini hedef alan bir nefret haline dönüştüğünü gözler önüne serdi. Filistinlilerin evleri, bir kez daha hem onurlarının hem dinlerinin tahkir edildiği sessiz tanıklara dönüştü.