Sessiz salgın: Ahlaki yıkımın anatomisi

Salgın günlerinde içimize kapanmayı öğrenen insanlık, şimdi başkasının acısına da gözlerini kapatmayı öğrenmiş görünüyor.

CUNDULLAH AVCI / HAKSÖZ HABER

Salgın bir sabah ansızın başlamadı. Onun ayak sesleri, çok önceden duyulmuştu aslında; ama biz duymamayı seçtik. Teknolojik zaferlerle sarhoş olmuşken, insanlığımızın çürüyen temellerini görmek istemedik. Gözlerimizi büyüleyen dijital ışıklar, içimizdeki karanlığı örttü. Ta ki görünmeyen bir virüs, görünür bütün maskeleri birer birer düşürünceye dek.

Pandemi, sadece sağlık sistemini değil; değerleri, vicdanı, sevgiyi, dayanışmayı ve en çok da ahlakı test etti. Ve ne acıdır ki biz, bu testte büyük ölçüde sınıfta kaldık. Herkesin “herkes için” yaşadığı bir toplumsal hayal, herkesin yalnızca kendisi için yaşadığı bir bireyler yığınına dönüştü.

Bu yazı, salgının hemen ardından değil; onun artçı sarsıntıları içinde yazılıyor. Çünkü bu çöküş, yalnızca virüsün değil; çağımızın, sistemimizin, bireysel benliğimizin çöküşüdür. Bazen bir sessizlik kadar derin, bazen bir dijital bildirim sesi kadar sığ olan bu çöküşü anlamaya çalışacağız.

Yazının Devamı >>>

Yorum Analiz Haberleri

Modernizmin esaretinden vahyin özgürlüğüne
"Ortadoğu’da suçlu yine Müslüman Kardeşler oldu!"
Aile, kadın ve cinsiyeti hedef alan tüm girişimler terördür!
ABD ve İsrail’in Suriye hesaplarında farklı görünen ortaklık
Papa ve zorunlu değerler ittifakı arayışı