Seferberlik

Ali Bulaç

Perşembe günü, "kadının evden iş piyasasına çıkarılması için başlatılan seferberliği" yazmıştım. Konuya devam ediyoruz.

Bilindiği üzere İŞKUR, 2015 yılının sonuna kadar işe yerleştirdiklerinin yüzde 35'ini kadınların oluşturacağına ilişkin bir karar aldı. Buna göre iş sahibi olacak 3 kişiden 1'i kadın olacak. Karar ilk sonuçlarını verdi: İŞKUR'a kayıtlı işsiz sayısında görece gerileme tespit edilirken yılın ilk 7 ayında işe yerleştirilen kadın sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 85,8 artarken, erkek oranı ise yüzde 68,8 oldu (Zaman, 23 Ekim 2011). Öteden beri kadınların ortalama olarak işgücüne katılımı yüzde 20'ler seviyesinde idi, bu oran yüzde 35'e çıkartılıyor.

Seferberliğe herkes kendince bir şeylerle katılıyor. Ankara Altındağ Belediyesi, ilk defa kadınlara mahsus olmak üzere Şanlıurfa'ya tur düzenledi, uçak masraflarını kendisi üstlendi. Katılım şartı, kadınların Belediyenin Kültür Merkezi'ne kayıtlı olmaları, yanlarına ailelerini almamaları, çocuklarını eşlerine bırakmaları" (Taraf, 19 Eylül 2011).

Kadınların işgücüne katılımını sağlamak için düğmeye basan Çalışma Bakanlığı "Kadın Taksi Şoförü" projesini başlattı. Kadınlar da erkekler gibi gece gündüz taksi şoförlüğü yapacak. Hedefte kadınların TIR şoförlüğü yapmasını sağlayacak düzenlemeler var (Zaman, 24 Eylül 2011, Cumartesi eki). Taksi ve TIR şoförlüğünden sonra şimdi de "Kadın Boya Ustaları" projesine başlandı. Uluslararası sertifikayla eğitilen kadın ustalar, internet üzerinden online başvuru sistemi aracılığıyla müşterilere hizmet verecek. Çalışma Bakanlığı ve Sağlık Araştırmaları ve Sosyal Stratejiler Geliştirme Merkezi çalışmaları hızla sürdürüyorlar. Yeni gündeme giren konu, kadınların erkek kuaförlüğü yapmaları. Birkaç semtte denemelere başlandı.

Daha çarpıcı uygulama Fenerbahçe Futbol Kulübü'nün cezalı olduğu maçlara kadınların bedava seyirci olarak alınmaları oldu. 20 Eylül 2011 günü Saracoğlu Stadı kadınlarla doldu taştı. Arkasından başka bir karar geldi. Buna göre Futbol Federasyonu, kadınlar ve 16 yaş altı çocukların maçlara ücretsiz girmelerini sağlayan projeyi ekim ayında başlattı. Bilet paraları devlet tarafından sene sonunda kulüplere ödenecek (Zaman, 1 Ekim 2011).

Tabii ki Brüksel bütün bu icraatlarla yakından ilgileniyor. Nitekim Türk kadınının girişimcilik konusu ve karşılaştığı sorunlar, "AB'nin Geleceğinde Türkiye'deki Kadın Girişimciliğinin Geliştirilmesine Yönelik Faaliyetlerin Önemi" genel başlığı altında AB'nin başkenti Brüksel'de masaya yatırılacak. Toplantıda özellikle 170 bin kadın girişimciyi barındıran TESK'in AB tarafından desteklenen iki projesinin uygulama sonuçları ele alınacak.

Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ulrich Zachau, "Türkiye'de hâlâ toplumsal cinsiyet anlamında, özellikle ekonomik fırsatlara erişim konusunda ciddi uçurumlar var. Çalışma yaşındaki kadınların yalnızca dörtte biri istihdam alanında. Kadınlar için daha fazla ve nitelikli iş yaratmak gerekir. Hükümet, önümüzdeki dönemde hazırlanan istihdam stratejisinde kadınların istihdamına odaklanacak, 'Dünya Bankası' olarak biz de bu girişimleri destekliyoruz." diyor.

Bütün bunların bir anlamı olmalı. Bugün yazarı sosyal politika uzmanı Sadettin Orhan, şu tespiti yapıyor: Kadınların işgücüne katılımını artırma konusunda maalesef AB'deki teşvik politikaları örnek gösteriliyor. Ancak aynı AB'nin -ironik olarak- nüfus artış hızının eksiye dönmesi ve kadınların doğurganlıklarındaki azalma sebebiyle; doğurganlığı teşvik eden, ücretli ebeveyn (özellikle anneler için) izni gibi teşvik unsurları görmezden geliniyor. Yani AB bir yandan kadına "çalış" derken, diğer yandan çalışma hayatındaki kadına "doğurursan ve bunun için kariyerinden fedakârlık yaparsan seni ömür boyu beslerim" diyor. Ancak bir kere 'Ev'den çıkarılan kadın, çok cazip teşviklere rağmen doğurmaya ve 'Ev'e dönmeye razı olamıyor. Diğer taraftan aynı AB, kendi yaşadığı açmazlara rağmen, her yıl düzenlediği 'İlerleme Raporu'nda, Türkiye'de kadınların işgücüne katılımının yetersiz olduğuna vurgu yapıyor. Bizimkiler bunu yuttuğu gibi, millete de yutturmaya çalışıyor.

ZAMAN