‘Şeb-i Yeldâ'dan, ‘Millet-i İslâm'ın Asr-ı Yeldâsı'na...

Artık, fecr'i yalnız kümeslerimizdeki dargın ve mağrur horozlara bıraktık. Şimdi Müslüman evindeki saat, başka bir âlemin vakitlerini gösterir gibi, bizim için gece olan saatleri gündüz, ve gündüz olan saatleri de gece renginde gösteriyor.

Selahaddin E. Çakırgil’in yazısı:

Evvelki gece, Güneş Takvimi'ne, yani 365 günlü, 1 yıllık takvimine göre, 20 Aralık'ı 21 Aralık'a bağlayan gece, 'Şeb-i Yeldâ' idi.. Ki, bu takvim dünya genelinde Gregorian Takvim diye bilinir..

'Şeb', Farsçada 'gece' demektir. 'Yeldâ' ise, 'aramîce' bir kelime olup, 'en uzun' mânasındadır. Böylece, 'Şeb-i Yeldâ' olur, 'En uzun gece..'

'Şeb-i Yeldâ', güneşin batımından doğuşuna kadar yaklaşık 15 saattir; gündüz ise, gün doğumundan gün batımına kadar, sadece 9 saat..

21 Haziran'da, bu rakamlar tersine çevrilir âdeta ve 'Rûz-i Yeldâ(En uzun gün) gerçekleşir ve o zaman da, gündüzleri en uzun gündüz 15 saat kadar olur ve en kısa gece de 9 saat olarak gerçekleşir.

Yazının Devamı >>>

Yorum Analiz Haberleri

“Tribün refleksi” söylemi bağlamında yanlışı değil tepkiyi sorunlu gören dilin tutarsızlığı
Gazze'nin sınıfsal ontolojik ve epistemolojik İfşası
Zorunlu eğitimdeki bu ısrar gerçekten gerekli mi?
Uyuşturucu üzerinden görünen ahlaki çözülme
Fıtrata aykırı bir hayat biçimi olarak yalnızlık